image002
30 AĞUSTOS 2007 ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.

Sayın, Dr. Abdullah GÜL’ ün Cumhurbaşkanlığını kutluyor, ülkemize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

 

Demokrasinin temel ilkelerinden biride; “ temsili halk çoğunluğu ile alınan kararlara, yönetmeliklere beğensek de beğenmesek te  saygı gösterilmesi ve uyulmasıdır”


Sayın Abdullah GÜL, bilgi birikimi, siyası tecrübesi, sempatik albenisi, uyumluluğu, girişkenliği ve cok iyi İngilizce dil bilgisi ile bu yüce makamda faydalı olacağı, bu makamın yasa ve yönetmeliklerine göre tarafsız davranacağı ve Türkiyenin cumhurbaskanı olacagı kanaatindeyim. Bu makamda eşinin türban örtülü olması veya olmaması fazla önem taşımamalıdır. Bence icraatı değerlendirilmelidir. (Türbanlı eşiyle ve veya zihniyeti ile milletvekili , bakan ve başbakan olan biri neden cumhurbaşkanı da olmasın? Eğer sakıncalı ise ve veya bu makama yakıştırılamıyorsa, önceden açık seçik yasa ve yönetmeliklerle bu belirtilmeliydi, bu yasa ve yönetmeliklere göre adaylar belirlenmeliydi).


Diğer taraftan; bazı ileri zekalıların, devlet başkanının eşinin türbanlı olması, devletin ülkenin, Türkiye’nin dışta  itibarını zedeler görüşüne katılmıyorum. Donuna kadar içte ve dışta borçlanmış, İMF’nin desteği ile ayakta durmağa gayret eden, sınırlarını ve üniter devlet yapısını korumakta güçlük çeken, endişeleri bulunan ve bilimde sınıfta kalmış, teknoloji üretemeyen bir Türkiyenin ve insanlarının Dünyada itibar saygı beklemeleri de abes olur. İstenilmeyen şamar oğlanı gibi muamele görürsünüz. İnsan başına milli geliri 4000 dolar çıvarında seyreden ve ekonomisi ve siyaseti dıştan idare edilen ve halkın çoğunluğunun hatta bazı öğretim üyelerinin  açlık sınırın altında yasayan bir devletin bir ülkenin hangi itibarı zedelenecektir. Berzani bile peşmergeleri ile bu devlete ve TSK’lerine posta koyduktan sonra bu devletin bu TSK nin ne itibarı olacak ki? PKK, canilerin uzantılarının, separatistlerin TBMM girdikten sonra bu devletin bu meclisin hangi itibarından bahsediliyor?  Yollusuzlukların, hırsızlıkların ve fırsat eşitsizliğin oldugu bir ülkede hangi itibardan daha bahsetme yüzsüzlüğü olur! Gerisini siz saymağa devam edin.....


Bazı yetişkinlerimiz hala küçük çocuklar gibi bir hayal dünyasındadırlar, bazı gerçekleri kabullenmek ve bilmek istemezler.

Örneğin, 21. yüzyılda insanlar arasındaki ilişkilerde görüldüğü gibi ülkeler arasındaki ilişkilerde de bilhassa sanayisi gelişmiş Batılı-Ülkelerde  de PARA ve GÜǒe göre itibar ve saygınlık gösterilmektedir, Avrupa-Birliği ilişkilerinde de para ve güç belirleyicidir, gerisi safsatadır. Zengin ve güçlü olduğun sürece senden iyisi, güzeli, kültürlüsü yoktur, saygı ve itibarda ve duada  kusur edilmez!

 

Sayın Sezer hukukçu ve memur kimliği ile bu yüce makamda bilhassa dış ilişkilerde ve insanı ilişkilerde çok pasif kalmıştır. Ülke içinde mağdur vatandaşın, kamuoyunu ilgilendiren sorunlarını dinlememiştir, dikkate almamıştır, gereğini yapmamıştır!  Rektörlük seçimlerinde görüldüğü gibi gözden kaçan bazı hataları da olmuştur. Yani, iyi bir kartvizit olamamıştır.

 
Günümüzün dünyasında; bilgiyi yerinde ve zamanında kullanma, ekipsel çalışma, atılganlık, ahbaplıklar, insanı ilişkiler, albenisi, cok iyi bir İngilizce dil bilgisi v.b. başarı elde etmek, belli hedeflere varmak için gerekli olmaktadır. Bu acıdan,  Dr. Abdullah GÜL’ ün Cumhurbaşkanlığı seçimi yerinde olmuştur. Günümüzün koşullarına göre meclis içinden en iyi cumhurbaşkanı adaylarından biriydi.


 (GÜL’ ÜN CUMHURBAŞKANLIĞINDAN KAYGI DUYANLAR, SİYASI MUHALEFET VE SİVİL ÖRGÜTLER ASLINDA AKP’NİN HAZIRLADIĞI SÖZÜM ONA “SİVİL ANAYASAYI” YANİ “AKP-ANAYASA”SINI TAKİP ETSİNLER, BURADA DUYARLI OLSUNLAR!!!!!!!! DANANIN KUYRUĞU ASLINDA BURADA KOPACAKTIR.)

 

1. Günümüzde gereksiz, anlamsız yaşanan cumhurbaşkanlığı sorunu; ilgili ucu açık yasa ve yönetmeliklerde aranmalıdır.  Zihniyet tartışmasından evvel ucu acık yasa ve yönetmelikler tartışılsın, gerekli düzenlemelere buradan, (yani acık seçik yasalarla), başlanılmalıdır. 


2.
Türkiye’de tartışılması gereken diğer olumsuz bir zihniyet sizce ne olabilir? Tahmin edin!   Sessizler, pasifler, sinsiler, hiç bir şeye dokunmayan, hiçbir faaliyete. aktivitelere katılmayan, hiçbir şeye bulaşmayan, esen siyasi rüzgara baş eğen, geleneksel gerçek kimliksizler devletin önemli makamlarına getirilmektedirler. Örneğin faal siyasiler, şu bu sebepten, hatalardan yıpranmıştır, bu olamaz diye cok yararlı olabilecek insanlar saf dışı edilmektedirler. Bu acıdan bakıldığında Sayın Dr. Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı diğer adaylara tercih edilmelidir. Gül’ün aktif özgeçmişine bakıldığında bu makama tesadüfen gelmediği görülecektir.  Türkiye’de insanlar bilhassa yeni yetişen gençler,  aman hata yapmayayım, sicilim karalanmasın gibi endişelerden uzak kalmalıdır. Aktiflik, girişkenlik ve hatalardan, yanılmalardan öğrenme, tecrübe edinme aslında ödüllendirilmelidir.


3.
Bazı siyasi muhaliflerin, üst tabaka çıkar grupların, sosyetenin ulus değerlerini yersiz ön plana çıkararak, kullanmaları, taraftar toplamalarını, Emekli paşaların iyi niyetlerini kendi siyasi çıkarları lehinde kullanmalarını, emekli askerleri kullanarak TSK’ ni kendi saflarına çekme ve yönlendirme arayışlarını ben doğru bulmuyorum, ülkeyi germektedirler, ülkeye zarar vermekteler.