TÜRKIYEDE SANAYICILERIN, IS ADAMLARININ
BASLICA HATALARI
Maddeler
halinde kisa özet halinde ve önem sirasi gözetilmeden ve su an akla gelen
baslica hatalarin bir siralanmasi:
1. Belli bir sanayi, hizmet
üretimi, is kolunda uzmanlasmamalari (Türkiye´de müzmin bir hastalik! Cogu
sanayiciler arastirildiginda; bunlarin biribirinden cok farkli ve bir cok is
kollarinda faaliyet gösterdiklerine tanik oluyorsunuz. Bunlarin sirket
faaliyetlerinde, tanimlarinda levhalarinda, ilanlarinda yok, yok! Yangindan mal kacirir gibi her
sektöre el atmislar. Bu sirketlerin büyüklükleri ile serbest piyasadaki
faliyetlerinin cesitliligi artmaktadir. 21. Yüzyilda bu tip anlayisla; isverenler, sirketler uzun süre ayakta kalamazlar.
Ic ve dis pazarlarda kisa zamanda rekabet etme sanslarinida kaybederler. Batili sanayicileri incelediginizde ise, onlarin belli cok az is kollarinda ve
biribirine yakin, bütünlestirici üretimlerde faaliyet gösterdiklerine ve bazi
parca, kismi üretimlerini sirket disindaki bilhassa yurtdisi ucuz taseron
firmalara yaptirdiklarini görüyorsunuz. Günümüzde belli bir üretim, hizmet
faaliyeti alaninda uzmanlasma, markalasma ve ic ve dis pazarlara yayilma
üzerine sirketler yogunlasmaktadirlar. Bu uygulama 90 yillarindan itibaren daha
da önem kazanmaga baslamistir
Devletin bu konuda düzenleyeci, iyilestirici
yönlerdirici yasa yönetmelikleri olmalidir.
2. Belli
bir sanayi, hizmet üretimi, is kolunda
dünyaca markalasmamalari, Tüketici memnuniyetini gözardi etmeleri (Müsteri memnuniyeti
esittir üretim kalitesidir, güvendir. Ic ve dis pazarlarda markalasmanin
olmassa olmazlarindandir. TM `nin dünya capinda güven duyulmasi icin devlet
destekli acil önlemlerin, bir an evvel alinmasi gerekiyor, beli kurallarin
getrilmesi yararli olur düsüncesindeyim)
3.
Dünya
capinda yeni pazar arayislarina gitmemeleri (Türk
sanayicileri; genc, bakimli, iyi
ingilizce bilen, ikna kabiliyeti yükseltilmis ve motive edilmis elemanlarla
yeni ic ve dis pazar arayislarina gitmeleri, bire bir firmalarla ziyaret ve
davetlerle gelistirme arayislarina gitmelerinde yarar vardir. Iyi bir internet web sayfasinda firmanin ve sanyayi makina ve
hizmet ürünlerin tanitimi, yeni müsterilerin kazanilmasina da büyük katki
saglayacagindan kimsenin kuskusu olmasin. Rastgele inceledigim,
Türkiyedeki sirketlerin internet WEB sayfalarinin düzenlenmesinde yeterei özeni, önemi
göstermedikleri görüsüne vardim. Cok pahalli fuar katilimlarindan
kacinilmalidir. Günümüzün fuarlari cok masrafli ve eski fuarlarin aksine
getirileri fazla olmuyor. Furdaki bir cok görüsmeler olumlu yönde gelismeden
orada kalip unutuluyor. Simdiki fuarlar, asil amacindan cok, rakiplerinin
biribirini tanimalarina katki sagliyor, fuardaki görevlilere yariyor!)
4. ARGE
calismlarina gereken önemi vermemeleri, ARGE calismlari
firmalarin gelecegi, var-olmalari icin olmassa olamazlardandir.
ARGE-Calismlari ile firmalar ic ve dis pazarlarda
rekabet sanslarini kaliteli, gelistirilmis yeni ürün ve hizmetlerle garantiye
alabilirler. Türkiyede simdiki
ARGE, Proje tesvikleri ile devletin kit kaynaklarini carcur etmekten öteye
gidilmiyor görüsündeyim. Bazi
firmalarin dis destekli projelerinde hakemlik, danismanlik görevlendirmelerimde
bu firmlarin ARGE alt yapilari ve ARGE anlayislari yenilesme, gelisme
arayislari ile büyük hayal kirikligina ugruyorum, cidden üzülüyorum da!
Disaridan satin alinan teknoloji ile,
makinelerle üretimlerini ic ve dis piyasada satarlerken, memnun edici
pazarlara sahip iken, dünyaca ünlü firmalara parcalarini satabilirlerken ve yüzlerce
insani bünyelerinde calistirken, bu firmalarin ARGE- altyapilari yok denecek
kadar az ve cogu kez göstermeliktir. Hatta bazi firmalar ARGE-Projelerini sirf
kriz döneminde tesvik alarak atlatma, personel giderlerini karsilama yada
kazanclarina daha fazla kazanc katma arayislarina gidiyorlar. Acikcasi devletin
tesviklerini suistimal ediyorlar. Bu proje tesviklerinden yararlanmak icin
araci firmalar, bürolar mantar biter gibi coglamaga basladilar.
Üretimsizlikten, kapanmak üzere iflas esigindeki bazi firmalar sanayi
bakanliginin, TÜBITAK´in proje tesvikleri ile iyi paralar kazanmaga basladilar.
Bu projelerin ülke ekonomisine olan kazanclarini, yeni is yerleri acilmasina
olan katkilarini ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Bu konu hakkinda daha
detayli bilgileri baska bir makalemde yer vermeyi düsünüyorum. Bu konuda
önerim, Firmlarin ARGE calismalarini üniversitlerle is birligine gidilerek
nicelik ve nitelik olarak artirmalarinda yarar vardir. Tesvikler bu sartla
verilmelidir. Sanayi odalarin ARGE konularindaki tespitlerini ben dogru
bulmuyorum. Daha cok üyelerini devletin tesviklerinden kisa bir sure icin
yararlandirmaktan öteye gitmiyor. Ilk evvel üye sirket yada firma sahibi
devlettten ARGE, Proje gelistirme tesviklerinden basvurmadan evvel yapmasi
gereken: 1. Son model jeep ve otomobil ve masraflari yerine buradan elde
edilecek kaynagin gelistirme projesinde degerlendirmesinde. 2. Projede kendi
sahsi ücretini personel giderlerinde göstermeden evvel genc ve yetenekli bir
mühendisin bu proje personel gideriyle karsilanmasina gitmesi ile daha inandirici
olurdu. 3. Üniversitelerle isbirligi arayisina gitmesi daha yararli olurdu.
(Malesef üniversitlerimizde de sanayi ile isbirligi konusunda hayli problemler
bulunmaktadir, Üniverstilerdeki bazi olumsuz tavirlar, sanayicileri,
isverenleri, firma sahiblerini ürkütmektedir. Bahsedilmekten korkulan digger
bir konu ise üniversitlerimizin bazi bölümlerinde uygulamali ARGE-Proje yürütme
potansiyelinin yok denecek kadar az olmasi, üniversite personelinin nicelik ve
nitelik acisindan yetersiz olusu
.
5. Yenilesmeyi,
yeni teknolojileri geregi gibi takip etmemeleri ve uygulamamalari, Bu madde ARGE ile iliskilidir, ARGE
faaliyetleri ile icte ve dista yürütülen yenilikler, geleismeler daha iyi bir
sekilde takip edilir, bu bilgilerden, yeniliklerden kendi firma icin gelsitirmelerinde
daha iyi yararlanabilirler.
6. Kendi
teknolojilerini üretmeyi ve gelistirmeyi ihmal etmeleri Sirketler
gelecekte rekabet etme sanslarini korumak ve veya gelistirmek istiyorlarsa
mutlaka kendi teknolojilerini üretmek gelistirmek mecburiyetindedirler. Yani
kendi kendilerini yenilemek mecburiyetindedirler. Bu varolma, aslinda
dogansaldir. Bu da ARGE faliyetleri ile mümkündür
..
7.
Yönetimde
profesyonellige gitmeleri yerine, kendi aile, sülale yönetimini ön plana
cikarmalari. Kendi yakinlarinin yönetimde bulunmasinin
avantajlari ancak bu yakinlarinin profesyonelce egitilip hazirlanmamalari ile
mümkündür. Aile sirketlerinde calisacak aile ici ve veya aileye yakin
bireylerin egitimlerinde hic bir ayricalik taninmamasinda, ve mümkünse belli
bir sure aile disi yurt ici ve yurtdisi sirketlerde is yerlerinde torpilsiz
deneyim, tecrübe sahibi kazanmalarinda
yarar vardir.
8.
Devlete kazik atarak, kar etme ve
büyüme arayislarina gitmeleri, Günümüzde, 21 Türkiyesinde
bu anlayis ta 50 yillarindan beri hala sürmektedir.
Hayali, düzmece tesviklerlerle, projelerle, islerle, masraflarla, iflaslasrla,
kayiplarla, yangin gibi felaketlerle, bildirimlerle, rakamlarla hayali
ihracatlarla, v.b. devlet kaziklaniyor, dolandiriliyor. Bunu yapmayan
firmalarin sayisi yok denecek kadar azdir. Bu yasa disi, ahlak disi
uygulamalarla kendi kendilerini; herkez yapiyor, system böyle, ayakta kalmanin
geregi v.b. bahanelerle kendilerini hakli görmege calisiyorlar. Aslinda bu
zihniyetle ülke ekonomisi zarar görüyor, namusu ve alin teri, dogrulugu,
devlete sadakati ile is cevirmege calisanlar magdur ediliyor, serbest rekabet
sansi namussuzlarin lehine artiriliyor. Bu olumsuz gelismenin bassorumlulari
devleti yönetmege kalkisan siyasilerdir. Devletin adil uygulanmayan yasa ve
yönetmelikleridir.
Türkiyenin milyarlarca ic ve dis borclarin nasil, nerelerde
ve kimlerle carcur edildigini, yüksek vergilerin ve harclarin nedenini bizim
geleneksel sanayicilerimize, isadamlarimiza sorun! Tabiki onlar, bizler degiliz
diyecekleridir. Türkiye günümüzde 1.Dünya
savasindan yenik düsmüs, ekonomisi batmis, Batililara agir borclanmis, alt
yapisi olmayan bir ülke degildir. 80, 50 sene evelki benzeri ekonomik sanayilesme
tesviklerin bugun halen uygulanir olmasi Türkiye ekonomisi icin bir
rezilliktir. Gelisi güzel, keyfi ve yerinde zamaninda ve usulune göre
uygulanmayan tesvikler ülke ekonomisine yarardan cok zarari oluyor. Devletin bu konuda yapamasi gereken; bu
tesvikleri kaldirmasi ve bankacilik sisteminin, efektivitesinin düzeltilmesi ve
yükseltilmesi olmalidir. Her girisimci
kendisine gerekli kaynagi icteki ve distaki bankalardan, borsadan saglamalidir.
Tesvikler serbest rekabeti zedeledigi gibi, cikar partizanligini körüklüyor. Bu kural sadece türkiye icin degil, Tüm Dünya
ülkeleri icin gecerlidir, ve 21. Yüzyil ekonomisinin olmassa olmazlarindandir.
Günümüzde hükümet partisine yakin olan kodamanlar, tesviklerle, sisirilmis
ihalelerle cok kisa sürede ihya edilmektedirler. Normal vatandas evine bir civi cakamazken,
parti yandaslari tek kuru ödemeden devletin paralari, kaynaklari ile fabrika
sahibi olabiliyorlar, kisa sürede harunlar gibi mal mülk sahibi de
olabiliryorlar. Bu satirlari sacma diye bulanlara önerim, Sanayicileri, belli
isverenlerin yükselislerini ve palazlanmalarini tarafsiz, önyargisiz ve
bilimsel arastirsinlar ondan sonra benle tartismaga gelsinler! Arastirma ve incleme icin birikiminiz,
altyapiniz yada zamaniniz yoksa, size önerecegim; bulundugunuz ilin ticaret
odasina, sanayi odasina, diger meslek odalarina gidin, oradaki imkanlari ve
tesvikleri ögrenin. Cebinizden para cikmadan tesviklerle isyeeri sahibi olmanin
sirlarini, yollarini ögrenbilirsiniz. Gercek bilgileri oradan bir yakiniz
tarafindan alabilrisiniz, aksi halde orada sizle kimse ugrasmaz
.
1. Personel
secimlerinde insan kalitesine, uzmanliga, egitime, uygulanbilir bilgi ve
tecrübe süreklilige gibi kriterlerine yeteri önemi vermemeleri Firmalarin, kurumlarin, isyerlerin basarisi
calisan insanlarin kalitesi , motivasyonu, bilgisi, tecrübesi, sagliklari,
zihniyetleri, neseleri v.b. ile orantilidir.
2. Yönetimde
mutlak kaliteye, tüm calisanlarin, bilhassa iscilere belli agirliklarda
yönetimde söz sahibi olmalarina olanak vermemeleridir. (Iscilerin haklari esit degildir sendika agalarin, parasitlerin,
asalaklarin cikarlari
! Türk sendiklarindaki agalasmanin mafyalasmanin önüne
gecilmelidir. En azindan ayni kisilerin ayni ekibin sendika yönetimlerinde yer
almlarini tekrar tekerar secimlerinin önüne gececek yasalarin cikarilmasi
olacaktir. Sendika agalari ve yalaklari ve itleri yaglanirken, calisanlar
ezilmektedir, ülke ekonomisine olumsuz izler, yaralar birakmaktadir,
calisanlarin haklari savunulmaktan aciz, tepkisiz ve en kötüsü halkin
desteginden yoksun kaliyorlar
Böyle kepazelik, rezalaet ancak Türkiye
sendikalarinda rastlanir;
ta ölünceye kadar sendika agasi olarak kaliyorlar, calisanlara
yaradan cok zararlari oluyorlar.
3. Tasaraon menejer yönetim destegi yerine, kendi calisanlar bünyesinden
gelecegin yöneticilerini belirleyerek yetistirmemeleri ve gelistirmemeleri,
4. Calisan
personelin memnuniyetlik kriterlerini ve
mesleki egitimlerini gözardi etmeleri
5. Kazanclarinin büyük kismini menejer,
müdür gibi yüksek personel ücretlerle
gereksiz harcamalari. Ekonomik krizleri, iflaslar
genelde yöneticilerin hatalarindan, savurganliklarindan, öngörüsüzlüklerinden,
sorumsuzluklarindan, bilgisizliklerinden, ahlaksizliklarindan meydana
gelmektedir. Inanmiyorsaniz batan, kaybolan sirketleri arastirin!
6. Kazanclarinin
büyük bir kismini lüksle ve eglenceyle, alemlerle, kumarla, seyahatlerle (yat,
villa, saray, spor, lüks makam arabalari, yerli ve veya ithal pahalli orospularla,
alemlerde v.b.) carcur etmeleri
7.
Para
muslugu bol akarken para testinin dodurulmamasi, Bu muslugun hep böyle akacagi
yanilgisina kapilmak
Sizler
bu yazi taslagindalki maddeleri daha da gelistirir, zaman ayirarak daha
okunakli ve anlasilir hale sokabilirsiniz. TÜSIAD, SANAYI ve TICARET
ODALARININ, TMMOB, TÜBITAK ´in, SANAYI BAKANLIGININ düzenledigi toplantilarda sempozyum ve
kongrelerde tartisilmasinda yarar vardir diye düsünüyorum. Aslinda her madde
basli basina bir arastirma konusudur, ögrencilere bitirme tezi olarak ta
verilmesi de önerilir.
DrHusso
Agustos.2009
*taslaktaki yazi hatalari
icin hosgürünüze siginiyorum