EVET NERDE, NERELERDE KALMISTIK !!!

-Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

Haber 1

http://www.hurriyet.com.tr/_np/7050/9357050.gif

Türkiye'de 4 Avrupa ülkesi kadar yoksul var

Türkiye'de yoksulluk oranı yüzde 17,11 olarak belirlendi. Yaklaşık 11.9 milyon kişi açlık sınırının altında yaşıyor. Bu rakam ise Finlandiya, Danimarka. Lüksemburg ve Estonya nüfusuna karşılık geliyor.

İstatistik Kurumu (TÜİK), “2008 Yoksulluk Çalışması Sonuçlarını” açıkladı. Buna göre, Türkiye'de geçen yıl fertlerin yaklaşık yüzde 0,54'ü yani 374 bin kişi sadece gıda harcamalarını içeren açlık sınırının, yüzde 17,11'i yani 11 milyon 933 bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında yaşıyor.

Kişi başı günlük harcaması, satın alma gücü paritesine göre 1 doların altında kalan fert bulunmuyor. Buna karşın satın alma gücü paritesine göre kişi başı günlük 2,15 dolar olarak tanımlanan yoksulluk sınırı altında bulunan fert oranı yüzde 0,47. Yoksulluk sınırı 4,3 dolar olduğunda yoksul fert oranı ise yüzde 6,83 olarak…….

—Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

Haber 2

YÜKSEKOVA'DA KORKUTAN GERGİNLİK / WEB TV    

 

YÜKSEKOVA SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ

 

ŞEMDİNLİ'DE KEPENKLER KAPALI

Hakkâri’nin Yüksekova İlçesi'nde dün PKK'nın kuruluş yıldönümü ve Öcalan'ın cezaevi koşullarını gerekçe göstererek polisle çatışan göstericiler, bugün de eylemlerini ve protestolarını sürdürdü. Yollara barikat kurtararak slogan atan PKK yandaşlarına, polis müdahale etti. Göstericiler yapılan müdahaleye taş atarak karşılık verdi 

ŞEMDİNLİ'DE KEPENKLER KAPALI

Bu arada, Hakkari'nin İran ve Irak'a sınırı bulunan Şemdinli İlçesi'nde de kepenkler bugün açılmadı.

 

Terör örgütünün sözde kuruluş yıldönümünde sempatizanları Güneydoğu başta olmak üzere birçok ilde korsan gösteri yaptı

 

Antalya'da PKK lehine gösteri

 

Antalya’da terör örgütü PKK’nın kuruluş yıl dönümünü bahane ederek gösteri yapan, polise taş atan gruptan bazı kişiler gözaltına alındı.

 

MERSİN'de, terör örgütü PKK'nın sözde kuruluş yıldönümü nedeniyle terör örgütü yandaşlarının Siteler Polis Merkezi'ne molotof ve havai fişek atarak saldırması,

 

 

-Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

Haber 3

Haber 4

-Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

 

‘Barışın tek yolu Öcalan’ın özgür bırakılmasında’

 

Terörist Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine Irak’taki Kandil Dağı ve Mahmur Kampı’dan 19 Ekim’de Türkiye’ye giriş yapan PKK’lılar, ilk kez İHD Diyarbakır Şubesi’nde basın toplantısı düzenlendi.

PKK’lılar adına konuşan Gülbahar Çiçekçi, bugüne kadar olumsuz bir davranışla karşılaşmadıklarını belirterek, “Amacımız öncelikle batıdaki vatandaşlarla kucaklaşmaktı. Ancak, batıda yaratılan ortam ve kışkırtmalar nedeniyle, süreci tıkamamak için şimdilik batıya açılmayı düşünmüyoruz” dedi. Türkiye’ye her şeyi göze alarak, barışa ve demokratik çözüm sürecinin gelişmesine katkı sunmak için geldiklerini kaydeden Çiçekçi, “Ne var ki son günlerde Kürt halkının siyasi irade olarak kabul ettiği Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik insan

 

DTP’lilerden PKK’lı teröristlerin mezarına ziyaret

 

Haber 5

 

-Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

 

Van'da orduevi taşlandı

DTP’nin Van’da düzenlediği ‘Barış ve Demokrasi Yürüyüşü’ olaylı başladı. Öğlen saatlerine doğru Van-Hakkari karayolu üzerinde bulunan Jandarma Aasayiş Kolordu Komutanlığı yakınındaki Sebze Hali önünde toplanan kalabalık, buradan kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında bir grubun polise taş atmaya başlaması üzerine olaylar çıktı, Orduevi de taşlandı. Polis göstericileri göz yaşartıcı bomba ve basınçlı su kullanarak dağıtmaya çalıştı.

 

DTP'nin düzenlediği yürüyüşten dönenler askeri lojmanları taşladı

ŞANLIURFA’nın Suruç İlçesi'nde, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto etmek için yürüyen grup, askeri lojmanları taşladı. Lojmandaki bazı camların kırıldığı saldırının ardından güvenlik güçleri, aralarında DTP’li yöneticilerin de bulunduğu 10 kişiyi gözaltına aldı.

DTP Suruç İlçe teşkilatı tarafından, Öcalan’ın cezaevi koşullarını protesto etmek için yürüyüş düzenlendi. Atatürk Mahallesi’nde bulunan DTP ilçe başkanlığı önünde toplanan yaklaşık 500 kişi, en önde yüzleri puşulu gençlerin ellerinde taşıdığı, ‘Önderliğimizin sağlığı sağlığımızdır, sağlığıyla oynayanın sağlığı ile

 

‘ÖCALAN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURULMALI’

Burada kalabalık adına basın açıklamasını okuyan DTP Suruç İlçe Başkanı Halit Yıldıztekin, 7 askerin şehit düştüğü Tokat’ın Reşadiye ilçesindeki olayı 1993’teki 33 askerin ölümüne benzeterek kınarken, önceki gece Onbirnisan Beldesi’nde bir ambulansın kundaklandığı olayı da tasvip etmediklerini söyledi.

 

Haber 6

 

-Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

 

 

pkk-tokat-katliam-b.bmpDrHusso

 

İçimizde barındırdığımız hainlerin, belli diş güçlere güvenerek, cesaret alarak gerçekleştirdikleri eylemler, katliamlar kadar;

Benim çok üzücü bulduğum diğer bir konu ise ismi lazım değil bakanların, bazı siyasilerin ve yazarçizerlerin, bu katliamında PKK-hainleri dışında

Hükümet karşıtı, demokrasi acilimi karşıtlarının, derin devletin yaptığı yâda yapabileli yönünde beyan vermeleridir.

Yazar, çizerler, yorumcuların böyle bir olasılıktan delilleri olmasa da, bahsetmeleri kabul edilebilir. Fakat Hükümetteki bakanların ellerinde herhangi bir somut delil olmadan varsayımlara, olasılıklara dayanarak gelişişi güzel beyan vermeleri hatalıdır, zararlıdır, ehilsizliktir! Bunlar bu açıklamalardan evvel hükümetin elinde bulunan bütün olanaklardan faydalanarak gerçek faillerin bulunmasına, olayın aydınlatılmasına çalışmaları gerekiyor!

 

Failler hakkında şahsı görüşüm; PKK ve sempatizanların devlete, mevcut AKP-hükümetine bir gözdağı verme,  meydan okuma ve Diyarbakır´da ölen örgencinin intikamı olarak gerçekleştirme olasılığı çok daha yüksektir. Böyle haince bir katliamın derin devlet yâda hükümet karşıtı, Kürt acilimi karşıtı bir organizasyonun yapabileceğini savunmak ve askeri üstünkörü de olsa itham altına almak, zan altına bırakmak insafsızlıktır. Siyaset etiğine (siyaset edebine) bağdaşmaz!  8.12.2009

 

 

 

PKK 7 ASKERIN ŞEHIT EDILDIĞI SALDIRIYI ÜSTLENDI !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

 

 Terör örgütü PKK, pazartesi günü Tokat'ın Reşadiye İlçesi'ne bağlı Sazak Köyü yakınında 7 askerin şehit edildiği, 3 askerin yaralandığı hain saldırıyı üstlendi. 10.12.2009

Belli bir çevrenin, Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Başbakanın dahi PKK´ın bu katliamı üstlenmesinden hayal kırıklığına uğradığı imajı vermesi ve hala bu katliamın arkasında baksa güçlerin Ergenekon yâda benzeri bir derin devlet organizasyonun olduğunu, bunun altında demokrasi acilimi karşıtlarının bulunduğunu ima etmesi, (bana göre tabiî ki!)  kaygı vericidir.  Böyle bir hükümeti, başbakanı Bati demokrasilerinde bir gün bile görevde tutmazlardı, onun kendiliğinden istifaya zorlardı! Hatta hakkında suç duyurusunda bulunurlardı.

Böyle bir mantıksızlık ancak Türkiye’de gözlenir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin askerine Ta Ankara’ya yakin bir şehirde, „Tokatta“ pusu kuruluyor,  yedi günahsız er kalleşçe içimizde barındırdığımız beyni körlerce katlediliyor…  El insaf yahu, bu ülkenin güvenliği, vatandaşın can mal güvenliği, huzuru için askerlik görevini yapan, erlere ülke içinden, ülke içinde kalleşçe pusu kurup katletmek insanlığa yakışmaz. Eğer bağımsızlık gerilla savası ile bu katliam ve diğerleri hakli çıkarılmak isteniliyorsa o zaman er yâda geç bu gerilla savasının çok acı sonuçlarına katlanmağa da hazır olmaları gerekir. Türkiye çok sabırlıdır, bu sabır bir zafiyet olarak değerlendirilmemelidir.  Tarih boyunca var olmayan, hatta dili dahi bulunmayan bir ulus, yâda devlet, Türkiye’nin içersinde demokrasi maskesi adi altında alçakça kurulmağa çalışılıyor,  bu devletin temelleri hazırlanıyor. Türkiye’deki ekonomik sorunlardan, iyi niyetten,  devlet yönetimindeki otorite boşluğundan faydalanarak Vatanin bir bölümünde vatandaşlar basarî Kürtleştirilmektedir. (Türkiye cumhuriyeti devletin asırlardır ihmal ettiği entegrasyonun yerine Terör örgütü PKK´ilar Türkiye de Kürtleştirme asimilasyonuna uyguluyorlar) TBMM sini sadece kendilerini zenginleştirmek için gören siyasilerin hala gelişen olayları, süreci ciddiye almamalarını da üzücü buluyorum.

 

Devletin bu tip durumlarda yapması gereken tek bir icraatı, bu toplumsal hastalığa karşın çok acı bir ilacı vardır; bu canileri, bu canilere yataklık yapanları her türlü desteği verenleri tespit edip kimler ve ne kadar olursa olsunlar, hangi mevkide ve sorumlulukta bulunurlarsa bulunsunlar, arkalarında değil Batili Ağaları, tüm dünya dahi bulunsa, ağır şekilde cezalandırmak olmalıdır. Bu uygulama demokrasinin sürdürebilirliği acısından da, ülkenin huzur ve güvenliği, geleceği içinde gereklidir, aksi takdirde bu olaylar artarak Türkiye kaos (kargaşa) içerisinde bir Yugoslavya, yada Lübnan, yâda Irak örneği, cok daha feci, parçalanacaktır, sürünecektir.

 

Canilere yataklık eden, her türlü desteği veren kişilere, kurumlara,  mezralara, köylere, şehirlere,  bölgelere gereken anında yapılmalıdır. Gerekirse canilere yataklık yapan bu yerleşim birimleri yerle bir edilmelidir, dağıtılmalıdır

Bu Topraklarda, bu bayrak altında yasayan her vatandaş ister Türk, ister Kürt, ister Ermeni, ister Arap, isterse Boşnak v.d. kökenli olsunlar, Türkiye’nin; bu ülkenin, bu devletin birinci sınıf Vatandaşıdırlar, bu vatanin bu toprakların sorumlu sahibidirler,

Vatandaşlık görevlerinden biride; bu devlet, bu devletin askerine sahip çıkmaktır, bu devletin kanunlarına yönetmeliklerine uymak zorundadır, Bu ulusun, ülkenin refahının yükselmesi içinde elinden geldiğince katkı sağlamaktır.  Bu Vatana, bu ülkeye, bu devlete hıyanet edenleri, zarar verenleri içinde yâda yanında hiç bir şekilde barındırmamalıdır, hangi şartlar olursa olsun canilere, vatan hainlerine hiç bir şekilde destek vermemelidir.  Verdikleri takdirde de bunun ceremesine katlanmalıdırlar!

 

 

Haber 7

- Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

Hakkari'de olaylar çıktı

Anayasa Mahkemesi'nin DTP hakkında kapatma kararı almasının adından Hakkari güne gergin başladı. DTP binası önünde toplanan bir grup, bir emniyet amiri ile polis memurunu linç etmek istedi. Kapatılan DTP'nin eski yöneticilerinin çabası sonucu, emniyet amiri ve polis memuru, grubun arasından çıkarılarak uzaklaştırıldı. Olaylar sırasında AK Parti Hakkari Milletvekili'nin 14 yaşındaki yeğeni de yaralandı.

………..

 

Haber 8

- Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

 

Bingöl’de 33 erimizi Ergenekon mu öldürdü?

 

Eski Milli Eğitim Bakanı ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Van’da katıldığı bir toplantıda, 1993’te Bingöl’de 33 erin şehit edildiği olayla ilgili tartışma yaratacak imalarda bulundu. Çelik, 33 erin şehit edilmesinin “devlet işi”, “Ergenekon işi” olabileceğini ima ederek, bu olayın da aydınlatılacağını söyledi.

Akıllı bekçi

Hüseyin Çelik, konuları örneklerle, teşbihle anlatmayı sever. Van’daki toplantıda da “Ergenekon”la ilgili bir benzetme yaptı ve sonra 33 erin şehit edilmesi örneğini verdi. Çelik, şöyle dedi:
“Düşman üretme paranoyası nedir biliyor musunuz? Şu an Ergenekon diye bir dava görülüyor. Onun da mantığını ifade edelim. Bir mahallede hiç hırsızlık vakası yoksa mahalle bekçisinin önemi kalır mı? Kalmaz. Mahalle bekçisi akıllıysa kendi konumunu muhafaza etmek için mahallede hırsızların kol gezdiğini yayması lazım. Hatta daha akıllıysa arada bir iki kapıyı kendisinin yoklaması lazım. İşte Ergenekon budur.”
Çelik, bu sözlerinin ardından da 33 erin şehit edildiği Bingöl olayı örneğini verdi ve bu olayın da aydınlatılacağını ifade etti.
Çelik’in, “bekçi örneği” ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni, “bekçinin konumunu muhafaza için arada bir iki evi yoklaması” örneği ile de 33 erin şehit edilmesini ima ettiği yorumları yapıldı.
Daha önce de benzeri iddialar gündeme taşınmıştı. PKK’nın 1993’te tek taraflı ateşkes sürdürdüğü ancak 33 erin şehit edilmesiyle bu sürecin bozulduğu; olayın bu süreci bozmak isteyen güvenlik güçlerince gerçekleştirildiği iddiaları yansımıştı.

“İnsafsız ve   vicdansız bir iddia”

33 erin şehit edildiği Mayıs 1993’te Asayiş Bölge Komutanı olan emekli Org. Necati Özgen, bu yorum ve imalara çok sert yanıt verdi. Özgen Paşa, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu tür iddialar insafsızlıktır, vicdansızlıktır. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, aziz ruhlarını rahatsız edecek kasıtlı iddialardır. Böyle bir şey düşünülebilir mi? Askerlerimiz bizim çocuklarımız gibidir. Onları şehit vermek, anneleri, babaları kadar bizi üzer. Biz dağlarda birlikte mücadele ettik. Birlikte çatıştık. Dağda birlikte yattık. Her şeyimizi paylaştık. Devletin böyle bir şey yapabileceği nasıl düşünülebilir? Ben bu kadar saçma sapan bir iddia duymadım.”

 

Eski bir AKP bakanın, hele Doç Dr statüsündeki bir siyasetçinin bu tür bir beyanı sineye çekilmemelidir. İspat edilmediği takdirde büyük suç teşkil etmektedir. İlgililerin, TSK ´nin ilgili komutanların bu siyasetçi hakkında suç duyurusunda bulunmaları gerekir. Batıda, Almanya gibi demokrasilerde bu tip bir beyanda bulunan siyasetçiyi siyasi linç ederlerdi, siyasi hayatini sonlandırırlardı. Türkiye’deki siyasi curcunada hiç bir şey dikkate alınmıyor, gereği yapılmıyor maalesef, sonrada birileri demokrasi acılımdan bos laf ediyorlar,)

El insaf,

Haber 9

 

- Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

HAKKARİ’de DTP’nin düzenlediği ‘Barış ve Demokrasi Yürüyüşü’nde yine olaylar çıktı. Parti binası önünde toplanan yaklaşık 3 bin kişi, Belediye binası önüne kadar yürüdü. Yapılan basın açıklamasının ardından dağılan bir grubun polise taş atmaya başlaması üzerin olaylar başladı.

Hakkari bugün yine güne gergin başladı. Fırın ve eczaneler dışında tüm iş yerlerlerinin kapalı olduğu Hakkari’de kalabalık, DTP il binası önünde toplandı. Ardından da sloganlar atılarak yürüyüşe geçildi. Yürüyüşe DTP’li Hakkari Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, DTP İl Başkanı Hivzulah Kansu ve yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Kalabalık Belediye önüne kadar geldikten sonra

ATATÜRK BÜSTÜ VE ASKERİ LOJMANLARI TAŞLADILAR Kentin bir çok noktasını adeta savaş alanına çeviren göstericiler, güzergahları üzerinde bulunan Atatürk Büstü, askeri lojmanlar, Öğretmenevi ve dershaneleri de taş yağmuruna tuttu. Polis göstericileri basınçlı su, göz yaşartıcı bomba kullanarak dağıtmaya çalışırken

hakkari.jpg

İçimizde barındırdığımız, beslediğimiz, vatan hainlerinin, beyni körlerin Demokrasi ve Barış Yürüyüşü, kendilerine ne kadar da yakışıyor, kişiliklerine ne kadarda özleşiyor! Böyle devam ederse; PKK canileri; Beyni körler ve yandaşları ile meclisi taslamağa tutarlarsa, meclisi basmağa kalkışırlarsa hiç şaşılmasın.

(Baynikör = Beyni yıkanmış, ölüme ver. Öldürmeğe, yakıp, yikmaga şartlandırılmış, her kılığa girebilen uğursuz, insan dışı, hayvan dışı şeytani yaratıklar. Beyni körler hedefleri uğruna her türlü çareye başvurarak insanları bilhassa çocukları, gençleri, kadınları kullanırlar. Çocuk ve gençleri istedikleri kıvama soktukları için onları kendi saflarına kazanmağa çalışırlar!)

 

 

Haber 10

 

- Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

-    21. Yüzyil Türkiye´sinde; Etrafi yikip yakip harabeye getiren PKK gösterilerine hoşgörü, haklarını savunanlara, onlarin yaninda yer alan milletvekillerine ise hükümet güdümlü Polis dayagi…

http://www.hurriyet.com.tr/_np/1494/9471494.jpg

-      Biber gazı Tekel işçilerini de, vekilleri de ağlattı

-    Muhalefet VEKİLLERine Hükümet güdümlü Polisten GAZ VE COP. (Diğer vekiller Çetin Soysal'ın polislerden cop yediğini de dile …)

-      TÜRK- İŞ GENEL SEKRETERİ GÖZALTINA ALINDI

……………………….

Haber 11

 

- Türkiye sizinle gurur duyuyor,

- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)

* Abdullah Öcalan Meclis'te grup kuruyor (Basindan)

DTP'nin sözcüsü durumundaki Ahmet Türk açıkça istifa etmekten vazgeçtiklerini söylüyor...

Sayın Öcalan da parlamento zemininin terk edilmesinin doğru olmadığını ve mücadelenin devam etmesini istediğini bize ilettiler…..

Düne kadar Apo’nun adamı oldukları için yüzlerine bakılmayanlar, partileri kapatılanlar, siyaset yasağı getirilenler, Apo’nun sözünü dinlediler diye alkışlanıyorlar.. Doğru yaptılar, kutlamak lazım deniliyor.. (Alıntı Basından )

(Ben şahsen ta bastan beri DTP üyelerinin meclisten istifa etmeyecekleri görüsündeydim.  Nedenleri: - Yapıları böyle; yaygara ve huzursuzluk çıkarmayı, çevreye zarar vermeyi, tehditler savurmayı, öldürmeyi, yakıp yıkmayı severler, önünde dost arkanda can düşmanı gibi davranırlar, kendilerinden kaynaklanan sorunları hep başkasından devletten bilirler, hep isterler, çalışmayı pek sevmezler, fakat çok konuşmayı ve siyaseti çok severler, bedava yasamağa alışmışlar! — İkincisi is; siyasette bile, alınan kararın arkasında durulur ve bekletilmeden siyasi şov yapılmadan hemen uygulanır.- Üçüncüsü ise meclisten istifa etmemeleri kendi ve parti ve PKK´nin tabii ki çıkarınadır. Dördüncüsü daha yeni sayılan meclis üyeleri olası bir erken secim oluşumuna sıcak bakmazlar, - Besincisi ise Yönetim ve yönetime destek verenler olası PKK destekli gösterilerden çekinirler, çok korkarlar; yani korkaklıktır…)

Vah,vah Türkiyem! Bunlarda mı  21. Yüzyılda yaşanacak!

………………..

 

Sonuç:

·      Esas kabahat, onlara bu cesareti veren devlet yönetimindedir, Hükümettedir.

·      Bu süreç geçmişteki hükümetlerin bölgesel birçok ihmallerinden ve Özal dönemiyle başlayan demokrasi maskesi adi altında verilen tavizlerdir. AKP´ye Hükümetine bu ayaklanma, başkaldırma olaylarını mal etmekte büyük insafsızlıktır. Muhalefetinde dar görüşlülüğü nedeniyle bu olayların gelişmesinde büyük payları vardır!

·       İç ve diş siyasi sorunların, ayaklanmaların, parçalanmanın, huzursuzluğun, kaosların başlıca kaynağı ekonomik sorunlardır; devleti yönetmeğe kalkışanların ehilsizliğinden ortaya çıkmaktadır, yani Türkiye uzun yıllardan beri çok kötü yönetilmektedir. Bir devlet ki kendi vatandaşına, kimliğine, ulusuna, vatanına sahip çıkmaktan, korumaktan; haklarını, tarihini bilmekten ve savunmaktan aciz ve becerensiz,

·         Kürtleri, PKK´yi Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okumaya, ayaklanmağa azdıranlar;  Derin Devlettir, Askerlerdir, Paşalardır, Ergen ekondur… Diye gerçek paranoyaklar, ileri zekâlılar, kanı ve kişiliği bozuklar yine ekranlarda, yazılı basında yine ahkâm kesileceklerdir! (Her nedense son 5 yıldır ekranlarda hep Hükümet yanlıları, kani bozuklar, satılmışlar, uçuklar, kişilik bozukluklar, erken bunaklar televizyon ekranlarında haklin önüne çıkarılmaktadır, Hükümet diliyle konuşturulmaktadır. )

·         Bir taraftan Demokrasi Kürt açılımdan bahsediliyor, diğer taraftan Hükümete karşın eleştiri yapan basın, TV-kanalları ve sahipleri susturuluyor, Hükümete karşın eleştiri yapan Gazete ve TV-kanallarına reklam verilmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar. Benim açımdan en üzücü, kaygı bulduğum eylem ise, şirketlerin bu tip hükümet yanlısı uyarılara, tehditlere kulak vererek; hükümeti eleştiren bu yazılı ve görsel basına reklam boykotu uygulamalarıdır. Ve Halkın örneğin, bu yazılı ve görsel basına sahip çıkmamalarıdır,  En azından bu günlük gazeteler satın alınmalıdır.

·       Bu gelişmeler karşısında, hükümet acizliği nedeniyle, demokrasi adına istifa etmesi gerekirdi.

·       Türkiye her gecen gün, içinden çıkılması imkânsız bir bataklığa, karanlığa sürükleniyor. Türkiye parçalanma modana girmiştir.

·       Türkiye büyüktür, TSK güçlüdür. Terörün ve siyasi-ekonomik sıkıntıların üstesinden her zaman olduğu gibi gelecektir. Aslında bu süreç ten yararlanılması gereken birçok sonuçlar veriler ortaya çıkıyor. En azından gerçek renkler ve tonlar belirleniyor vade kimin ne, nasıl olduğu ortaya çıkıyor…

 

 

 

 

Mübarekler akıllarınca her şeyi Egenokanla, derin devletle özleştirmeğe çalışıyorlar.

İste bakın, askeri darbelerin, demokrasi kesintilerin asil suçluları bu tipteki siyasilerdir.

Tekrar el insaf; Bu gün PKK´lilarin ayaklanma gösterileri, etrafı yıkıp yakmaları, askere saldırmaları, polisleri linç etme girişimleri v.d. Ergenekoncular yâda derin-devlet ya da askerler tarafından mı tertipleniyor organize ediliyor?

 

Günün Siyasetçileri, devlet yönetimindeki sorumlular bindikleri dalı kesecek, zedeleyecek kadar, ileriyi göremeyecek kadar: Geri zekâlılar mı? Mantıksızlar mı?  Bilgisizler mi? Gecen demokrasi darbelerinden hiç mi hiç ders almadılar mı? Ders çıkarmadılar mı?

 

Demokrasi açılımlarından evvel; üstesinden gelinemeyen görevler, yerine getirilemeyen vaatler nedeniyle istifa etmesini de bir öğrenebilseler. Hükümetlerin hedefinde ekonomide acilim olmalıdır, ekonomideki reel ve kalıcı basarî esastır, iş ve aştır, çağdaş eğitimdir, bilimdir, teknolojidir, ülkedeki huzur güvendir,

 

Demokrasi açılımından, Kürdistan açılımından evvel Hükümetin evvellerinden biri de, Ülkede her alanda, her kurumda fırsat eşitliğini sağlayacak ve gözetecek, keyfi uygularlara meydan vermeyecek yasa ve yönetmelikleri çıkarması, partiler yasa ve yönetmeliklerini ve seçme ve seçilme yasa ve yönetmeliklerini çağdaşlaştırsınlar, partiler, sendikalar, kurumlar diktatörlüğünün, feodalitenin önüne geçecek yasa ve yönetmelikleri çıkarsınlar, partizanlığa, kayırmacılığının önünü alsınlar,

 

Tartışılması, değerlendirilmesi gereken bir öneri!

“Türkiye Cumhuriyeti Devlet Yönetiminde 100 ya da 150 kişilik bir Senato gibi denetleyici meclisin bulunması”

·       Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesini temsilen belli sayıdaki senato üyelerinin secimle halk tarafından seçilmesi,

·       Diğer üyelerin ise toplumun basarîli ileri gelenlerinden ve dernek kurum başkanlarından belli bir kıstas tablosuna göre seçilmeleridir. Örneğin: başarılı iş adamları, eski cumhurbaşkanları, barbakanlar, Genelkurmay başkanları,  sendika başkanları, üniversite temsilcileri, isçi ve işveren temsilcilerin v.d. yer aldığı üyelerinden oluştuğu bir senato.

·       Milletvekilli sayısında 100 ya da 150 kişilik bir indirim yapılarak buradan elde edilecek kaynak ve partilere ayrılan destek kaynaklarından belli bir oranı bu senatonun giderlerine aktarılabilir.

·       Böyle bir denetleme meclisi bati demokrasilerinden yaygındır. Düne kadar da Türkiye’de de mevcuttu. Her nedense yönetimde iki başlılığı ve hükümetin icra tini aksattığı, yavaşlattığı gibi gereklerle kaldırılmıştır. Bence 12 Eylül Askeri darbenin hatalarından biride budur. Aksaklıklar iyileştirileceğini bu meclis kaldırılmıştır.

 

 

BU ÜLKE SAHIPSIZ MI?

 

 

Türkiye hiç bir zaman sahipsiz kalmamıştır, dünya durdukça da kalmayacaktır, tabii ki.

Türkiye Milleti, Ulusu ile; Türkü, Kürdü, Lazı, Arabı, Cerkezi, Cetmisi, Ermenisi, Süryanisi, Boşnagi v.d. ile kaynaşmış bir bütündür. Asırlar boyu süreciyle kaynaşmış bu ulus bütünün doğasında vardır; Yani, “Normal bir ayrışma, kopma imkânsızdır”. Sadece parçalanma ile kopma, ayrışma mümkündür. Parçalanma ise, en fecisidir,  çok acı ve uzun süren bir  ayrışma yöntemidir. Toplumun, ulusun, her kesimi, milletin tüm katmanları bu olumsuz süreçten nasibini alır. Parçalanmış bir ulus, millet, devlet vatan asla eski haline dönmez! (Yakin tarihimizde Osmanlı imparatorluğunun parçalanma süreci güzel bir örnektir.) Türkiye’nin ulus devleti, milletin yapısı; ne Rusya´daki Slavlarla Türkler arasında zorunlu birleşmeye benzememektedir. Ayni şekilde Yugoslavya, Fransa, Almanya, ispanya, İngiltere Iskocya, İrlanda, Çekoslovakya, Amerika gibi ülkelerde millet bileşenleri, katmanları Türkiye´deki ulus, millet katmanlarına benzemez. Sözü edilen toplumlar, milletler aralarındaki suni bağlar kaldırılınca yani ağırlıklı olarak ekonomik bağlar zayıflayınca rahatlıkla ayrışabilme özelliklerine sahiptirler. Fakat Türkiye’de ki ulus bağları asırlardır kaynaşarak yekpare bir ulus bütünü haline gelmiştir, bu Türk ulusu bütünü ancak parçalanarak tanınmaz bir halde ayrılabilir. Örneğin, en basiti, bu satırları yazan bir Türk Vatandaşı olarak ben Kürtlerin Türkiye’den ne ayrılmasına ya da ayrı tutulmasına, Türkiye dışında yaşayan Kürtlere baskı uygulanmasına da karşıyımdır, onlar bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız olarak görüyorum.

Sözü gelmişken diğer bir Konuyla da kendi görüşümü bildirmek istiyorum. Irak, Iran, Suriye gibi ülkelerde yaşayan Kürtlerin Türkiye’ye bir federatif sistemle entegre edilmesi söz konusu olamaz, bu hayalden öteye geçmez! Ortadoğu’da çıkarları olan Batili devletler ve komsu devletler buna asla izin vermez, en basta Türkiye’nin bölgede güçlenmesini istemezler. Bunlar bölgede kendi çıkarlarını sürdürebilmek için Bati güdümlü bir Kürt devletinin varlığını tercih ederler ve destek verirler...