EVET NERDE, NERELERDE KALMISTIK !!!
-Türkiye sizinle gurur duyuyor,
- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
Haber
1
Türkiye'de 4 Avrupa ülkesi kadar yoksul var
Türkiye'de yoksulluk oranı yüzde 17,11 olarak belirlendi.
Yaklaşık 11.9 milyon kişi açlık
sınırının altında yaşıyor. Bu rakam ise
Finlandiya, Danimarka. Lüksemburg ve Estonya nüfusuna karşılık
geliyor.
İstatistik Kurumu (TÜİK), 2008 Yoksulluk Çalışması Sonuçlarını açıkladı. Buna göre, Türkiye'de geçen yıl fertlerin yaklaşık yüzde 0,54'ü yani 374 bin kişi sadece gıda harcamalarını içeren açlık sınırının, yüzde 17,11'i yani 11 milyon 933 bin kişi ise gıda ve gıda dışı harcamaları içeren yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Kişi
başı günlük harcaması, satın alma gücü paritesine göre 1
doların altında kalan fert bulunmuyor. Buna karşın
satın alma gücü paritesine göre kişi başı günlük 2,15 dolar
olarak tanımlanan yoksulluk sınırı altında bulunan
fert oranı yüzde 0,47. Yoksulluk sınırı 4,3 dolar
olduğunda yoksul fert oranı ise yüzde 6,83 olarak
.
Türkiye sizinle
gurur duyuyor,
- neeerdennnn nereeeyeeeeeee,
(nerden nereye)
Haber
2
YÜKSEKOVA'DA
KORKUTAN GERGİNLİK / WEB TV
YÜKSEKOVA
SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ
ŞEMDİNLİ'DE
KEPENKLER KAPALI
Hakkârinin Yüksekova İlçesi'nde dün PKK'nın
kuruluş yıldönümü ve Öcalan'ın cezaevi
koşullarını gerekçe göstererek polisle çatışan
göstericiler, bugün de eylemlerini ve protestolarını sürdürdü.
Yollara barikat kurtararak slogan atan PKK yandaşlarına, polis
müdahale etti. Göstericiler yapılan müdahaleye taş atarak karşılık
verdi
ŞEMDİNLİ'DE KEPENKLER KAPALI
Bu arada, Hakkari'nin İran ve Irak'a sınırı bulunan Şemdinli İlçesi'nde de kepenkler
bugün açılmadı.
Antalyada
terör örgütü
PKKnın
kuruluş yıl dönümünü bahane ederek gösteri yapan, polise taş
atan gruptan bazı kişiler gözaltına alındı.
MERSİN'de,
terör örgütü PKK'nın
sözde kuruluş yıldönümü nedeniyle terör örgütü
yandaşlarının Siteler Polis Merkezi'ne molotof ve havai
fişek atarak saldırması,
-Türkiye sizinle
gurur duyuyor,
- neeerdennnn
nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
Haber
3
Haber
4
-Türkiye sizinle
gurur duyuyor,
- neeerdennnn
nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
Barışın tek yolu Öcalanın özgür
bırakılmasında
Terörist
Abdullah Öcalanın
çağrısı üzerine Iraktaki Kandil
Dağı ve Mahmur Kampıdan 19 Ekimde Türkiyeye
giriş yapan PKKlılar,
ilk kez İHD
Diyarbakır
Şubesinde basın toplantısı düzenlendi.
PKKlılar
adına konuşan Gülbahar Çiçekçi, bugüne kadar olumsuz bir
davranışla karşılaşmadıklarını
belirterek, Amacımız öncelikle batıdaki vatandaşlarla
kucaklaşmaktı. Ancak, batıda yaratılan ortam ve
kışkırtmalar nedeniyle, süreci tıkamamak için şimdilik
batıya açılmayı düşünmüyoruz dedi. Türkiyeye
her şeyi göze alarak, barışa ve demokratik çözüm sürecinin
gelişmesine katkı sunmak için geldiklerini kaydeden Çiçekçi, Ne var
ki son günlerde Kürt halkının siyasi irade olarak kabul ettiği
Sayın Abdullah Öcalana yönelik insan
DTPlilerden
PKKlı teröristlerin mezarına ziyaret
Haber 5
-Türkiye sizinle
gurur duyuyor,
- neeerdennnn
nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
Van'da
orduevi taşlandı
DTPnin
Vanda düzenlediği Barış ve Demokrasi Yürüyüşü
olaylı başladı. Öğlen saatlerine doğru Van-Hakkari karayolu üzerinde bulunan Jandarma
Aasayiş Kolordu Komutanlığı yakınındaki Sebze
Hali önünde toplanan kalabalık, buradan kent merkezine doğru yürüyüşe
geçti. Yürüyüş sırasında bir grubun polise taş atmaya
başlaması üzerine olaylar çıktı, Orduevi de
taşlandı. Polis göstericileri göz yaşartıcı bomba ve
basınçlı su kullanarak dağıtmaya çalıştı.
DTP'nin düzenlediği yürüyüşten dönenler askeri lojmanları
taşladı
ŞANLIURFAnın
Suruç İlçesi'nde, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalanın
cezaevi koşullarını protesto etmek için yürüyen grup, askeri
lojmanları taşladı. Lojmandaki bazı camların kırıldığı
saldırının ardından güvenlik güçleri, aralarında
DTPli yöneticilerin de bulunduğu 10 kişiyi gözaltına aldı.
DTP Suruç İlçe
teşkilatı tarafından, Öcalanın cezaevi
koşullarını protesto etmek için yürüyüş düzenlendi. Atatürk
Mahallesinde bulunan DTP ilçe başkanlığı önünde toplanan
yaklaşık 500 kişi, en önde yüzleri puşulu gençlerin
ellerinde taşıdığı, Önderliğimizin
sağlığı sağlığımızdır,
sağlığıyla oynayanın sağlığı ile
ÖCALAN ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTURULMALI
Burada kalabalık
adına basın açıklamasını okuyan DTP Suruç İlçe
Başkanı Halit Yıldıztekin, 7 askerin şehit
düştüğü Tokatın Reşadiye ilçesindeki olayı 1993teki
33 askerin ölümüne benzeterek kınarken, önceki gece Onbirnisan Beldesinde
bir ambulansın kundaklandığı olayı da tasvip
etmediklerini söyledi.
Haber 6
-Türkiye sizinle
gurur duyuyor,
- neeerdennnn
nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
DrHusso
İçimizde
barındırdığımız hainlerin, belli diş güçlere
güvenerek, cesaret alarak gerçekleştirdikleri eylemler, katliamlar kadar;
Benim çok üzücü bulduğum diğer bir konu
ise ismi lazım değil bakanların, bazı siyasilerin ve
yazarçizerlerin, bu katliamında PKK-hainleri dışında
Hükümet karşıtı, demokrasi acilimi
karşıtlarının, derin devletin yaptığı yâda
yapabileli yönünde beyan vermeleridir.
Yazar, çizerler, yorumcuların böyle bir
olasılıktan delilleri olmasa da, bahsetmeleri kabul edilebilir. Fakat
Hükümetteki bakanların ellerinde herhangi bir somut delil olmadan
varsayımlara, olasılıklara dayanarak gelişişi güzel
beyan vermeleri hatalıdır, zararlıdır, ehilsizliktir!
Bunlar bu açıklamalardan evvel hükümetin elinde bulunan bütün olanaklardan
faydalanarak gerçek faillerin bulunmasına, olayın
aydınlatılmasına çalışmaları gerekiyor!
Failler hakkında şahsı
görüşüm; PKK ve sempatizanların devlete, mevcut AKP-hükümetine bir
gözdağı verme, meydan okuma ve
Diyarbakır´da ölen örgencinin intikamı olarak gerçekleştirme
olasılığı çok daha yüksektir. Böyle haince bir
katliamın derin devlet yâda hükümet karşıtı, Kürt acilimi
karşıtı bir organizasyonun yapabileceğini savunmak ve
askeri üstünkörü de olsa itham altına almak, zan altına bırakmak
insafsızlıktır. Siyaset etiğine (siyaset edebine)
bağdaşmaz! 8.12.2009
PKK 7 ASKERIN ŞEHIT
EDILDIĞI SALDIRIYI ÜSTLENDI !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Terör örgütü PKK, pazartesi günü Tokat'ın Reşadiye
İlçesi'ne bağlı Sazak Köyü yakınında 7 askerin şehit
edildiği, 3 askerin yaralandığı hain
saldırıyı üstlendi. 10.12.2009
Belli bir çevrenin, Türkiye Cumhuriyeti Hükümet Başbakanın dahi
PKK´ın bu katliamı üstlenmesinden hayal
kırıklığına uğradığı imajı
vermesi ve hala bu katliamın arkasında baksa güçlerin Ergenekon yâda
benzeri bir derin devlet organizasyonun olduğunu, bunun altında
demokrasi acilimi karşıtlarının bulunduğunu ima
etmesi, (bana göre tabiî ki!) kaygı
vericidir. Böyle bir hükümeti,
başbakanı Bati demokrasilerinde bir gün bile görevde
tutmazlardı, onun kendiliğinden istifaya zorlardı! Hatta
hakkında suç duyurusunda bulunurlardı.
Böyle bir mantıksızlık ancak Türkiyede gözlenir. Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin askerine Ta Ankaraya yakin bir şehirde, Tokatta
pusu kuruluyor, yedi günahsız er
kalleşçe içimizde barındırdığımız beyni
körlerce katlediliyor
El insaf yahu, bu
ülkenin güvenliği, vatandaşın can mal güvenliği, huzuru
için askerlik görevini yapan, erlere ülke içinden, ülke içinde kalleşçe
pusu kurup katletmek insanlığa yakışmaz. Eğer
bağımsızlık gerilla savası ile bu katliam ve
diğerleri hakli çıkarılmak isteniliyorsa o zaman er yâda geç bu
gerilla savasının çok acı sonuçlarına katlanmağa da
hazır olmaları gerekir. Türkiye çok sabırlıdır, bu
sabır bir zafiyet olarak değerlendirilmemelidir. Tarih boyunca var olmayan, hatta dili dahi
bulunmayan bir ulus, yâda devlet, Türkiyenin içersinde demokrasi maskesi adi
altında alçakça kurulmağa çalışılıyor, bu devletin temelleri hazırlanıyor.
Türkiyedeki ekonomik sorunlardan, iyi niyetten, devlet yönetimindeki otorite
boşluğundan faydalanarak Vatanin bir bölümünde vatandaşlar
basarî Kürtleştirilmektedir. (Türkiye cumhuriyeti devletin
asırlardır ihmal ettiği entegrasyonun yerine Terör örgütü
PKK´ilar Türkiye de Kürtleştirme asimilasyonuna uyguluyorlar) TBMM sini
sadece kendilerini zenginleştirmek için gören siyasilerin hala
gelişen olayları, süreci ciddiye almamalarını da üzücü
buluyorum.
Devletin bu tip durumlarda yapması
gereken tek bir icraatı, bu toplumsal hastalığa karşın
çok acı bir ilacı vardır; bu canileri, bu canilere yataklık
yapanları her türlü desteği verenleri tespit edip kimler ve ne kadar
olursa olsunlar, hangi mevkide ve sorumlulukta bulunurlarsa bulunsunlar,
arkalarında değil Batili Ağaları, tüm dünya dahi bulunsa,
ağır şekilde cezalandırmak olmalıdır. Bu uygulama
demokrasinin sürdürebilirliği acısından da, ülkenin huzur ve
güvenliği, geleceği içinde gereklidir, aksi takdirde bu olaylar
artarak Türkiye kaos (kargaşa) içerisinde bir Yugoslavya, yada Lübnan,
yâda Irak örneği, cok daha feci, parçalanacaktır, sürünecektir.
Canilere yataklık eden, her
türlü desteği veren kişilere, kurumlara, mezralara, köylere, şehirlere, bölgelere gereken anında
yapılmalıdır. Gerekirse canilere yataklık yapan bu
yerleşim birimleri yerle bir edilmelidir,
dağıtılmalıdır
Bu Topraklarda, bu bayrak altında yasayan her vatandaş ister
Türk, ister Kürt, ister Ermeni, ister Arap, isterse Boşnak v.d. kökenli
olsunlar, Türkiyenin; bu ülkenin, bu devletin birinci sınıf
Vatandaşıdırlar, bu vatanin bu toprakların sorumlu
sahibidirler,
Vatandaşlık görevlerinden biride; bu devlet, bu devletin askerine
sahip çıkmaktır, bu devletin kanunlarına yönetmeliklerine uymak
zorundadır, Bu ulusun, ülkenin refahının yükselmesi içinde
elinden geldiğince katkı sağlamaktır. Bu Vatana, bu ülkeye, bu devlete hıyanet
edenleri, zarar verenleri içinde yâda yanında hiç bir şekilde
barındırmamalıdır, hangi şartlar olursa olsun
canilere, vatan hainlerine hiç bir şekilde destek vermemelidir. Verdikleri takdirde de bunun ceremesine
katlanmalıdırlar!
Haber 7
- Türkiye
sizinle gurur duyuyor,
- neeerdennnn nereeeyeeeeeee,
(nerden nereye)
Hakkari'de olaylar çıktı
Anayasa Mahkemesi'nin DTP hakkında kapatma kararı
almasının adından Hakkari güne gergin başladı. DTP binası önünde toplanan bir grup, bir emniyet amiri
ile polis memurunu linç etmek istedi. Kapatılan DTP'nin eski yöneticilerinin çabası
sonucu, emniyet amiri ve polis memuru, grubun arasından
çıkarılarak uzaklaştırıldı. Olaylar
sırasında AK Parti Hakkari Milletvekili'nin 14 yaşındaki yeğeni
de yaralandı.
..
Haber 8
- Türkiye sizinle
gurur duyuyor,
- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
Bingölde
33 erimizi Ergenekon mu öldürdü?
Eski
Milli Eğitim Bakanı ve AKP Genel Başkan
Yardımcısı Hüseyin Çelik, Vanda katıldığı bir
toplantıda, 1993te Bingölde 33 erin şehit edildiği
olayla ilgili tartışma yaratacak imalarda bulundu. Çelik, 33 erin
şehit edilmesinin devlet işi, Ergenekon işi olabileceğini ima
ederek, bu olayın da aydınlatılacağını söyledi.
Akıllı bekçi
Hüseyin Çelik, konuları örneklerle, teşbihle anlatmayı sever.
Vandaki toplantıda da Ergenekonla ilgili bir benzetme yaptı ve
sonra 33 erin şehit edilmesi örneğini verdi. Çelik, şöyle dedi:
Düşman üretme paranoyası nedir biliyor musunuz? Şu an Ergenekon
diye bir dava görülüyor. Onun da mantığını ifade edelim.
Bir mahallede hiç hırsızlık vakası yoksa
mahalle bekçisinin önemi kalır mı? Kalmaz. Mahalle bekçisi
akıllıysa kendi konumunu muhafaza etmek için mahallede
hırsızların kol gezdiğini yayması lazım. Hatta
daha akıllıysa arada bir iki kapıyı kendisinin
yoklaması lazım. İşte Ergenekon budur.
Çelik, bu sözlerinin ardından da 33 erin şehit edildiği Bingöl
olayı örneğini verdi ve bu olayın da aydınlatılacağını
ifade etti.
Çelikin, bekçi örneği ile Türk Silahlı Kuvvetlerini, bekçinin
konumunu muhafaza için arada bir iki evi yoklaması örneği ile de 33
erin şehit edilmesini ima ettiği yorumları yapıldı.
Daha önce de benzeri iddialar gündeme taşınmıştı. PKKnın 1993te tek taraflı ateşkes sürdürdüğü ancak 33 erin
şehit edilmesiyle bu sürecin bozulduğu; olayın bu süreci bozmak
isteyen güvenlik güçlerince gerçekleştirildiği iddiaları
yansımıştı.
İnsafsız ve
vicdansız bir iddia
33 erin şehit edildiği Mayıs 1993te Asayiş Bölge Komutanı
olan emekli Org. Necati Özgen, bu yorum ve imalara çok sert yanıt verdi.
Özgen Paşa, şu değerlendirmeyi yaptı:
Bu tür iddialar insafsızlıktır, vicdansızlıktır.
Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, aziz ruhlarını
rahatsız edecek kasıtlı iddialardır. Böyle bir şey
düşünülebilir mi? Askerlerimiz bizim çocuklarımız gibidir.
Onları şehit vermek, anneleri, babaları kadar bizi üzer. Biz
dağlarda birlikte mücadele ettik. Birlikte çatıştık. Dağda
birlikte yattık. Her şeyimizi paylaştık. Devletin böyle bir
şey yapabileceği nasıl düşünülebilir? Ben bu kadar saçma
sapan bir iddia duymadım.
Eski bir AKP
bakanın, hele Doç Dr statüsündeki bir siyasetçinin bu tür bir beyanı
sineye çekilmemelidir. İspat edilmediği takdirde büyük suç
teşkil etmektedir. İlgililerin, TSK ´nin ilgili komutanların bu
siyasetçi hakkında suç duyurusunda bulunmaları gerekir. Batıda,
Almanya gibi demokrasilerde bu tip bir beyanda bulunan siyasetçiyi siyasi linç
ederlerdi, siyasi hayatini sonlandırırlardı. Türkiyedeki siyasi
curcunada hiç bir şey dikkate alınmıyor, gereği
yapılmıyor maalesef, sonrada birileri demokrasi acılımdan
bos laf ediyorlar,)
El insaf,
Haber 9
- Türkiye
sizinle gurur duyuyor,
- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
HAKKARİde DTPnin düzenlediği Barış ve Demokrasi
Yürüyüşünde yine olaylar çıktı. Parti binası önünde toplanan
yaklaşık 3 bin kişi, Belediye binası önüne kadar yürüdü.
Yapılan basın açıklamasının ardından
dağılan bir grubun polise taş atmaya başlaması üzerin
olaylar başladı.
Hakkari bugün yine güne
gergin başladı. Fırın ve eczaneler dışında
tüm iş yerlerlerinin kapalı olduğu Hakkaride kalabalık,
DTP il binası
önünde toplandı. Ardından da sloganlar atılarak yürüyüşe
geçildi. Yürüyüşe DTPli Hakkari Belediye Başkanı Fadıl
Bedirhanoğlu, DTP İl Başkanı Hivzulah Kansu ve
yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Kalabalık Belediye
önüne kadar geldikten sonra
ATATÜRK BÜSTÜ
VE ASKERİ LOJMANLARI TAŞLADILAR
Kentin bir çok noktasını adeta savaş alanına
çeviren göstericiler, güzergahları üzerinde bulunan Atatürk Büstü, askeri lojmanlar,
Öğretmenevi ve dershaneleri de taş yağmuruna tuttu. Polis
göstericileri basınçlı su, göz yaşartıcı bomba
kullanarak dağıtmaya çalışırken
İçimizde
barındırdığımız, beslediğimiz, vatan
hainlerinin, beyni körlerin Demokrasi ve Barış Yürüyüşü,
kendilerine ne kadar da yakışıyor, kişiliklerine ne kadarda
özleşiyor! Böyle devam ederse; PKK canileri; Beyni körler ve
yandaşları ile meclisi taslamağa tutarlarsa, meclisi
basmağa kalkışırlarsa hiç şaşılmasın.
(Baynikör = Beyni
yıkanmış, ölüme ver. Öldürmeğe, yakıp, yikmaga
şartlandırılmış, her kılığa girebilen
uğursuz, insan dışı, hayvan dışı
şeytani yaratıklar. Beyni körler hedefleri uğruna her türlü
çareye başvurarak insanları bilhassa çocukları, gençleri,
kadınları kullanırlar. Çocuk ve gençleri istedikleri kıvama
soktukları için onları kendi saflarına kazanmağa
çalışırlar!)
Haber 10
- Türkiye
sizinle gurur duyuyor,
- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
- 21. Yüzyil Türkiye´sinde; Etrafi yikip yakip harabeye
getiren PKK gösterilerine hoşgörü, haklarını savunanlara,
onlarin yaninda yer alan milletvekillerine ise hükümet güdümlü Polis dayagi
- Biber gazı Tekel işçilerini de, vekilleri de
ağlattı
- Muhalefet VEKİLLERine Hükümet
güdümlü Polisten GAZ VE COP. (Diğer vekiller Çetin
Soysal'ın polislerden cop yediğini de dile
)
-
TÜRK-
İŞ GENEL SEKRETERİ GÖZALTINA ALINDI
.
Haber 11
- Türkiye
sizinle gurur duyuyor,
- neeerdennnn nereeeyeeeeeee, (nerden nereye)
* Abdullah Öcalan Meclis'te grup kuruyor (Basindan)
DTP'nin
sözcüsü durumundaki Ahmet Türk açıkça istifa etmekten vazgeçtiklerini
söylüyor...
Sayın Öcalan da parlamento zemininin terk edilmesinin
doğru olmadığını ve mücadelenin devam etmesini
istediğini bize ilettiler
..
Düne
kadar Aponun adamı oldukları için yüzlerine bakılmayanlar,
partileri kapatılanlar, siyaset yasağı getirilenler, Aponun
sözünü dinlediler diye alkışlanıyorlar.. Doğru
yaptılar, kutlamak lazım deniliyor.. (Alıntı Basından
)
(Ben şahsen ta bastan beri DTP
üyelerinin meclisten istifa etmeyecekleri görüsündeydim. Nedenleri: - Yapıları böyle;
yaygara ve huzursuzluk çıkarmayı, çevreye zarar vermeyi, tehditler
savurmayı, öldürmeyi, yakıp yıkmayı severler, önünde dost
arkanda can düşmanı gibi davranırlar, kendilerinden kaynaklanan
sorunları hep başkasından devletten bilirler, hep isterler,
çalışmayı pek sevmezler, fakat çok konuşmayı ve
siyaseti çok severler, bedava yasamağa alışmışlar!
İkincisi is; siyasette bile, alınan kararın arkasında
durulur ve bekletilmeden siyasi şov yapılmadan hemen uygulanır.-
Üçüncüsü ise meclisten istifa etmemeleri kendi ve parti ve PKK´nin tabii ki
çıkarınadır. Dördüncüsü daha yeni sayılan meclis üyeleri
olası bir erken secim oluşumuna sıcak bakmazlar, - Besincisi ise
Yönetim ve yönetime destek verenler olası PKK destekli gösterilerden
çekinirler, çok korkarlar; yani korkaklıktır
)
Vah,vah
Türkiyem! Bunlarda mı 21.
Yüzyılda yaşanacak!
..
Sonuç:
· Esas kabahat, onlara bu cesareti veren
devlet yönetimindedir, Hükümettedir.
· Bu süreç geçmişteki
hükümetlerin bölgesel birçok ihmallerinden ve Özal dönemiyle başlayan
demokrasi maskesi adi altında verilen tavizlerdir. AKP´ye Hükümetine bu
ayaklanma, başkaldırma olaylarını mal etmekte büyük
insafsızlıktır. Muhalefetinde dar görüşlülüğü
nedeniyle bu olayların gelişmesinde büyük payları vardır!
· İç ve diş siyasi
sorunların, ayaklanmaların, parçalanmanın, huzursuzluğun,
kaosların başlıca kaynağı ekonomik sorunlardır;
devleti yönetmeğe kalkışanların ehilsizliğinden ortaya
çıkmaktadır, yani Türkiye uzun yıllardan beri çok kötü
yönetilmektedir. Bir devlet ki kendi vatandaşına, kimliğine,
ulusuna, vatanına sahip çıkmaktan, korumaktan; haklarını,
tarihini bilmekten ve savunmaktan aciz ve becerensiz,
·
Kürtleri,
PKK´yi Türkiye Cumhuriyeti Devletine meydan okumaya, ayaklanmağa
azdıranlar; Derin Devlettir,
Askerlerdir, Paşalardır, Ergen ekondur
Diye gerçek paranoyaklar,
ileri zekâlılar, kanı ve kişiliği bozuklar yine ekranlarda,
yazılı basında yine ahkâm kesileceklerdir! (Her nedense son 5
yıldır ekranlarda hep Hükümet yanlıları, kani bozuklar,
satılmışlar, uçuklar, kişilik bozukluklar, erken bunaklar
televizyon ekranlarında haklin önüne çıkarılmaktadır,
Hükümet diliyle konuşturulmaktadır. )
·
Bir
taraftan Demokrasi Kürt açılımdan bahsediliyor, diğer taraftan
Hükümete karşın eleştiri yapan basın, TV-kanalları ve
sahipleri susturuluyor, Hükümete karşın eleştiri yapan Gazete ve
TV-kanallarına reklam verilmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar.
Benim açımdan en üzücü, kaygı bulduğum eylem ise,
şirketlerin bu tip hükümet yanlısı uyarılara, tehditlere
kulak vererek; hükümeti eleştiren bu yazılı ve görsel
basına reklam boykotu uygulamalarıdır. Ve Halkın
örneğin, bu yazılı ve görsel basına sahip
çıkmamalarıdır, En
azından bu günlük gazeteler satın alınmalıdır.
· Bu gelişmeler
karşısında, hükümet acizliği nedeniyle, demokrasi
adına istifa etmesi gerekirdi.
·
Türkiye her gecen gün, içinden
çıkılması imkânsız bir bataklığa,
karanlığa sürükleniyor. Türkiye parçalanma modana girmiştir.
·
Türkiye büyüktür, TSK
güçlüdür. Terörün ve siyasi-ekonomik sıkıntıların
üstesinden her zaman olduğu gibi gelecektir. Aslında bu süreç ten
yararlanılması gereken birçok sonuçlar veriler ortaya
çıkıyor. En azından gerçek renkler ve tonlar belirleniyor vade
kimin ne, nasıl olduğu ortaya çıkıyor
Mübarekler akıllarınca her
şeyi Egenokanla, derin devletle özleştirmeğe
çalışıyorlar.
İste bakın,
askeri darbelerin, demokrasi kesintilerin asil suçluları bu tipteki
siyasilerdir.
Tekrar el insaf; Bu
gün PKK´lilarin ayaklanma gösterileri, etrafı yıkıp
yakmaları, askere saldırmaları, polisleri linç etme
girişimleri v.d. Ergenekoncular yâda derin-devlet ya da askerler
tarafından mı tertipleniyor organize ediliyor?
Günün Siyasetçileri,
devlet yönetimindeki sorumlular bindikleri dalı kesecek, zedeleyecek
kadar, ileriyi göremeyecek kadar: Geri zekâlılar mı?
Mantıksızlar mı?
Bilgisizler mi? Gecen demokrasi darbelerinden hiç mi hiç ders
almadılar mı? Ders çıkarmadılar mı?
Demokrasi açılımlarından
evvel; üstesinden gelinemeyen görevler, yerine getirilemeyen vaatler nedeniyle
istifa etmesini de bir öğrenebilseler. Hükümetlerin
hedefinde ekonomide acilim olmalıdır, ekonomideki reel ve
kalıcı basarî esastır, iş ve aştır,
çağdaş eğitimdir, bilimdir, teknolojidir, ülkedeki huzur
güvendir,
Demokrasi açılımından,
Kürdistan açılımından evvel Hükümetin evvellerinden biri de, Ülkede her alanda,
her kurumda fırsat eşitliğini sağlayacak ve gözetecek,
keyfi uygularlara meydan vermeyecek yasa ve yönetmelikleri çıkarması,
partiler yasa ve yönetmeliklerini ve seçme ve seçilme yasa ve yönetmeliklerini
çağdaşlaştırsınlar, partiler, sendikalar, kurumlar
diktatörlüğünün, feodalitenin önüne geçecek yasa ve yönetmelikleri
çıkarsınlar, partizanlığa,
kayırmacılığının önünü alsınlar,
Tartışılması,
değerlendirilmesi gereken bir öneri!
Türkiye Cumhuriyeti
Devlet Yönetiminde 100 ya da 150 kişilik bir Senato gibi denetleyici
meclisin bulunması
·
Türkiyenin 7 coğrafi bölgesini
temsilen belli sayıdaki senato üyelerinin secimle halk tarafından
seçilmesi,
·
Diğer üyelerin ise toplumun
basarîli ileri gelenlerinden ve dernek kurum başkanlarından belli bir
kıstas tablosuna göre seçilmeleridir. Örneğin:
başarılı iş adamları, eski cumhurbaşkanları,
barbakanlar, Genelkurmay başkanları,
sendika başkanları, üniversite temsilcileri, isçi ve
işveren temsilcilerin v.d. yer aldığı üyelerinden
oluştuğu bir senato.
·
Milletvekilli sayısında 100 ya
da 150 kişilik bir indirim yapılarak buradan elde edilecek kaynak ve
partilere ayrılan destek kaynaklarından belli bir oranı bu
senatonun giderlerine aktarılabilir.
·
Böyle bir denetleme meclisi bati
demokrasilerinden yaygındır. Düne kadar da Türkiyede de mevcuttu.
Her nedense yönetimde iki başlılığı ve hükümetin icra
tini aksattığı, yavaşlattığı gibi gereklerle
kaldırılmıştır. Bence 12 Eylül Askeri darbenin
hatalarından biride budur. Aksaklıklar iyileştirileceğini
bu meclis kaldırılmıştır.
BU
ÜLKE SAHIPSIZ MI?
Türkiye hiç bir zaman sahipsiz
kalmamıştır, dünya durdukça da kalmayacaktır, tabii ki.
Türkiye Milleti, Ulusu ile; Türkü, Kürdü, Lazı,
Arabı, Cerkezi, Cetmisi, Ermenisi, Süryanisi, Boşnagi v.d. ile
kaynaşmış bir bütündür. Asırlar boyu süreciyle kaynaşmış
bu ulus bütünün doğasında vardır; Yani, Normal bir
ayrışma, kopma imkânsızdır. Sadece parçalanma ile kopma, ayrışma
mümkündür. Parçalanma ise, en fecisidir,
çok acı ve uzun süren bir ayrışma yöntemidir. Toplumun,
ulusun, her kesimi, milletin tüm katmanları bu olumsuz süreçten nasibini
alır. Parçalanmış bir ulus, millet, devlet vatan asla eski
haline dönmez! (Yakin tarihimizde Osmanlı imparatorluğunun parçalanma
süreci güzel bir örnektir.) Türkiyenin ulus devleti, milletin yapısı;
ne Rusya´daki Slavlarla Türkler arasında zorunlu birleşmeye
benzememektedir. Ayni şekilde Yugoslavya, Fransa, Almanya, ispanya,
İngiltere Iskocya, İrlanda, Çekoslovakya, Amerika gibi ülkelerde
millet bileşenleri, katmanları Türkiye´deki ulus, millet katmanlarına
benzemez. Sözü edilen toplumlar, milletler aralarındaki suni bağlar
kaldırılınca yani ağırlıklı olarak ekonomik
bağlar zayıflayınca rahatlıkla ayrışabilme
özelliklerine sahiptirler. Fakat Türkiyede ki ulus bağları
asırlardır kaynaşarak yekpare bir ulus bütünü haline
gelmiştir, bu Türk ulusu bütünü ancak parçalanarak tanınmaz bir halde
ayrılabilir. Örneğin, en basiti, bu satırları yazan bir
Türk Vatandaşı olarak ben Kürtlerin Türkiyeden ne ayrılmasına
ya da ayrı tutulmasına, Türkiye dışında yaşayan
Kürtlere baskı uygulanmasına da karşıyımdır, onlar
bizim kardeşlerimiz, akrabalarımız olarak görüyorum.
Sözü gelmişken diğer bir Konuyla da kendi görüşümü bildirmek istiyorum. Irak, Iran, Suriye gibi ülkelerde yaşayan Kürtlerin Türkiyeye bir federatif sistemle entegre edilmesi söz konusu olamaz, bu hayalden öteye geçmez! Ortadoğuda çıkarları olan Batili devletler ve komsu devletler buna asla izin vermez, en basta Türkiyenin bölgede güçlenmesini istemezler. Bunlar bölgede kendi çıkarlarını sürdürebilmek için Bati güdümlü bir Kürt devletinin varlığını tercih ederler ve destek verirler...