Dr. Huso'nun Bazı Makaleleri

DÜNYA KAMOUYUNU MESGUL EDEN KONU; "IRAK KRIZI",
GERCEK OLAN IRAKTAKI ZENGIN PETROL-RESERVLERIDIR :

H. Özden

  Irak´a ABD´lerinin olası askeri müdahalesinin nedenleri

Kendinizi karşın tarafın yerine koyarak, çıkarlarınızı ön plana çıkararak hayal gücünüzün yettiği kadar neden sıralaybilirsiniz. Hele Dünyada süper bir güç iseniz sebeplerinizin ve  haklılığınızın sınırı yoktur. Bu konu üzerinde tezler bile hazırlanabilir. Ben burada sokaktaki normal bir vatandaşın düşüncelerini, bildiklerini kısaca özetleyerek sıralalamak ve hatırlatmak istiyorum:

1.ABD´lerinin Irak petrol zenginliklerini kendi çıkarları doğrultusunda  kullanmak, sömürmek, kontrol altında bulundurmak. Dünyanin en büyük enerji resevrlerine sahib bölgeyi cikarlari lehine elinde bulundurmak, ekonomik ve askeri gücünü garantiye uzun bir süre icin almak. Başta İngiltere olmak üzere Batılı Ülkelerininde buradan pay alma arayışları.

2. Yıkık ve yıllarca ambargo altında alt yapısı çökmüş bir petrol zengini Irak; ABD ve Batılılar (firmaları) için iştah kabartan sağlam, büyük bir pazardır. Yeniden onarım petrol gelirleri ile finansman edilecek, Petrol , enerji ve petrol dolarlarına her ülkenin ihtiyaçı vardır. Bilhassa gün geçtikçe Batıda da  su yüzüne çıkan ekonomik sıkıntılar, kriz, iflaslar, işsizlik, ödeme güçlükleri, boş kasalar, ...  Irak pazarı ile umutlanmaktadırlar...

3. 1991 yılındaki istenildiği gibi sonuçlanmayan askeri müdahalenin ve ogul Bushun Baba Bush´a düzenlenen suiskastinda öçünü almak, Saddam engelini aşmaktır. Kuveyt, Suudi Arabistan  Şeyhlik Saltanatları gibi  kukla bir yönetimi Irak´ta çıkarları için kurmak.

4. Bölgede Israilin güvenliğine katkıda bulunmak,

5. Dünya barışını, insanlığın varlığını tehdit eden nükleer silahların yayılmasını, önlemek, Teröristlerin eline geçmesini engellemek.

5. Kendi Ülkelerinde ve veya ülkesinde ekonomik, siyasi basarısızlıgı Irak gündemiyle kamufle etmek, dikatleri baska yöne, Iraka cevirmek, Bosalan kasaları, acık hesapları, masraf ve ısrafları Dünyanın ikinci petrol-zengini, Irak Petrol-dolarları ile doldurma, kapatma arayısı:

6. Bölge haklarının refahına katkı sağlayacak demokratikleşme sürecini başlatmak!!!

(Bu son nedene kargalar bile gülerler. Bölge halklarının cahil kalmaları ve birbirleri ile aptalca uğraşmaları, savaşmaları, zayif ve fakir kalmaları, birbirleri ile kavgali olmalari, nefret eder hale gelmeleri esasında Batılı devletlerinin çıkarına olmaktadır. Böyle bir ortami yaratanlarda esasinda Batililarin ta kendileridir. Hatta aşırı kökten dincileri  el altından indirek yönlendiren de onların büyük firmaları ve gizli servisleridir. Saddamın  Kuveyti işgaline cesaretlendiren yine onlardır. Saddami zehirli gazlarla donatanlar yine kendileridir. Saddami bastan cikarip ona nuklear technolojiyi satmaga kalkisanlar yine Batililardir. Pek çok kökten dinci, katı cahil şeriatcı örgütlerinin ana merkezleri, üsleri, beyinleri, maddi ve manevi kaynaklari Avrupadadır, Amerikadadir, bunlarin pek çok şehrinde palazlanmaktadırlar. Batılı devletler insan hakları savunucuları görünmelerine rağmen pek çok konuda egoist, çıkarlarına göre katı hareket ederler. Cikarlarindan asla taviz vermezler!!!!)

Kendinize göre bu nedenlerin önem sırasını ve ağırlıgını tespit edebilirsiniz, ilaveler yapabilirsiniz. Yorum okuyana aittir.

Türkiyenin tavir politikasi ne olmalidir sorusu;

ABD´lerinin olası Irak askeri müdahalesinde ve  Kuzey Irak Kürt Devletinin tanınması gelişmelerinde Türkiye'nin tavrı ne olmalıdır sorusuna gelince; Her  insanın sağlıklı mantığı ile cevablandırmak gerekir.

“Türkiye ileriye dönük uzun vadeli kendi güvenliği ve çıkarları doğrultusunda Birleşmiş Milletler  yasaları dikkate alınarak hareket etmekten çekinmemelidir.”

Bakın, ABD´leri hiç bir ülkenin yardımı olmaksızın Irak´a başarılı askeri bir operasyonu düzenleyecek  ekonomik ve askeri güce sahiptir. Irakin isgali ABD icin yarım günlük bir askeri manevradir, Iraklıların hıc bir direnme gücleri, sansları yoktur,

Saddamin ülkesi ve halkı ve kendi canı icin yapacagi tek sey ülkeden bir an evvel gitmek olacaktır.  Kısaca Türkiye istesede istemesede, yanında yer alsada almasada ABD´leri çıkarları gereği böyle bir operayonu silahlı veya silahsız  gerçekleştirecek bir güçtür.  Türkiye'nin sessiz ABD´lerine yanında yer alması halinde  müdahalede kendi çıkarlarını gündeme getirebilir. Türkiye cikarlari geregi ABD´lerin yaninda yer almalidir. Duygularla ve disaridan birilerinin yönlendirilmesi ile hareket edilmemelidir. Türkiye Cumhuriyeti Batida maksatli cikarilan, yayilan yazilara, cizilere ve yorumlara göre karar vermemelidir.

-    Bölgenin uzun vaadeli istikrarı Türkiye´nin,  hem bölgenin,  hem de Dünya barışı lehinedir ve gereklidir.

-    Irak´ın Saddamsız, diktatörsüz varlığının ve toprak bütülüğünün  korunmasını esas alan senaryolar ancak bölgeye ve Irak halkına istikrar getirebilir.

-    Irak´ta federatif sisteme dayalı demokratik bir idarenin, yönetimin ilk adamları çok zor olsada yes">  Birleşmiş Milletlerinin süreli desteği, gözetimi altında atılabilir, gerçekleştirilebilir. Bu çevredeki ülkeler içinde bir örnek teşkil edebilir.

-    Türkiye  oradaki Türkmenlerin hayati çıkarlarını, varlıklarını, yasal haklarını gündeme getirerek, antlaşmalarla belirler, garantörlük görevini onaylatır.

-   Türkiye ve Irak Halkları arasındakı bağlar, işbirbirliği kuvvetlendirilir.

-   Irakın inşaasında, yapılanmasında önemli görevleri, ihaleleri üstlenebilir.

-   İleride kendisine sürekli sorun  olacak Kuzey Irak´taki Kürt devletinin tanınmasını önler.

-   ABD ´leri Türkiyenin pek cok konuda her zaman yanında yer almıştır . Az veya cok  askeri, ekonomik ve politik destek ve yardımda bulunmuştur. On binlerce Türk genci Amerikalilarin okullarinda egitim aldiklarida onutulmamalidir. Dost ve Müttefik bir ülke olduğu da dikkate alınmalıdır.

-  Diktatörlükler Dünya barışı, insanlık  için bir tehdittir, saatli bomba gibidirler. Saddam eskiden Türkiye içinde bir tehditti ve dengesizdi! Ve  kendi halkına, çok yazık etmistir; milyonlarca insanin hayatını zehir etmistir. Ve bu Irak halkı Saddamı tekrar büyük bir çoğunlukla seçmek, desteklemek mecburiyetindedir. Saddamin muhafiz gestapo tipi birlikleri Irak halkina baska secenek, alternativ birakmamaktadir. Bu acidanda bakildiginda ABD´nin olasi bir operasyonu Irak halkini Saddamin despot birliklerinden kurtaracaktir!! Ilerisini Irak halki ve ileri gelenleri belirler.

Irak'ta mevcut sınırları gözardı eden, yeni devletlerin kurulmasına imkan veren senaryoların hiç biri bölgeye istikrar getirmeyecektir, Bölgeyi kaosa boğacaktır Türkiyenin basına bela olacaktır. Türkiye bu benzeri senaryolarda tepkisiz, sessiz kalmamalıdır.

Kuzey Irak'ta Kürt Devletinin tanınması halinda Türkiye, Birleşmiş Milletleri ve taraf  devletlerini uyarmalı, Türkiye için bölgede savaş nedeni sayılacağını önceden açıklamalıdır.   Türkmenlerin can ve mal güvenliğini yerinde, Irakta sağlamak üzere, tarihi hak ve varlıkları güvence altına alınıncaya kadar bölgeyi askeri denetimi altına alması kaçınılmaz olacaktır. Karşı taraf devletler mevcut antlaşmaları hiçe sayarlarsa Türkiye de bölge üzerindeki elinden zoraki alınan tarihsel haklarını geri ister, almak içinde harekete geçmesine vesile olur. Bazı gerçeklerin de hatırlanmasinda yarar vardır. Örneğin Dünya Kamuoyunda da haklar verilmez, istenir, savunulur, alınır hatta almak için savaşılır, bedeli ağır  da ödenebilir.

Türkiye  Kuzey Irak a olası bir askeri harekattan korkmamalıdır.  Böyle bir harekatınn az kayıpla, külfetle başarılması için hazır olmalıdır. Başarılı, planlı bir askeri ve siyasi harekat Türkiye'nin hayati çıkarı için gerekli olabilecektır.

Esasında  hazırlıklı bir Türkiye'nin Irak´taki gelişmelerden fazla endişelenmesine gerek yoktur. Türkiye zorluklar içerisinde bulunabilir,  fakat hayati çıkarları, güvenliği söz konusu olunca gerekeni yapmaktan, hatta savaşmaktan da  kaçınmamalıdır. Türkiye'nin hiç bir ülkeden korkusu, endişesi olmamalıdır.

 Kısaca Türkiye'de birlik, beraberlik hüküm sürdüğü müddetçe, Türkiye hiç bir güç tarafından mağlup edilmez, uzun süre işgal edilemez.. Bu benzeri ifadeleri milli duygularımı ön plana çıkararak kullanmıyorum. Tarihimiz belli, Türkiye'nin coğrafi yapısı, dağlık ve denizlerle çevrili olması, konumu, komşuları, ambargolardan etkilenmeyen, kendi kendine yeten üreten kırsal kesim,  dünyanın her bir köşesinde bulunan vatandaşlarımız, bagısıklı kırsal kesim   halkın mentalitesi, deli dolu vatanı, bagımsızlıgı ugruna dünyanin her bir kösesinde gözünü kirpmadan ölen ödüren genc nufus, her türlü güclüklere, extrem zorluklara alıskın köylü nufus ...

( Günümüzün ve gelecegin olasi savaslarinda klasik batili askeri yöntemlerle artik basedilemez. Ya nüklear bir gücle caydiriciliginiz bulunmalidir,  yada gerilla tipi gurupsal ve bagimsiz dünyanin her bir yerinde hareket edebilen, basarili baskin tipi, teror tipi operasyonlar düzenleyebilen gerilla birliklerle kendinizden cok cok üstün ve nuklear silahlara sahip güclerle ancak bas edebilirisiniz. Baskinlarla, saldirganin, saldirganlarin ülkesinde teror, sabotaj eylemleri ile ona cok büyük zararlar verebilirsiniz, yildirabilirsiniz!. Bu acidan da bakildigindada, Irak ordusunun Amerikalilara karsin en ufak bir sansi yoktur. Yürekli ve egitimli gerilla savascilari Irakta bir kere yoktur, capulculardan, kuru gürültücülerden, yaygaracilardan ise gerilla savascilari hic olmaz. Diger Kandas-Kardes-Arab ülkelerinden ise Iraklilara hic hayir gelmez.

(Ancak Türkiye isterse zamanla bölge Batililara karsin bir cehenneme, kabusa dönüsebilir. Kuzey Iraktaki Kürtler belli cevrelerin Türkiyeye karsin, Türk cikarlarina karsin bir koz olarak, hatta Amerikali ve Ingilizler tarafindan da Türkiyeye gözdagi vermek amaciylada gündeme getirebilinir, kullanilabilir. Bundan da Türkiyenin hic endiselenmesine gerek yoktur, Türkiyenin elinde daha fazla ve etkili kozlari vardir, sadece belli yurt ici ve yurtidisi guruplara örnegin; radikal islamcilara, Müslüman topraklarindan kafir isgalcilerin, sömürücülerin defini arzulayanlara, Türk ve Arap Milliyetcilerin gözkirpmasi ve el altindan destek vermesi, yönlendirmesi kisa sürede egitmesi ile Irak, bölge Batililar icin de oradaki Kürtler icinde bir kabusa, cehenneme dönüsebilir. Buna ragmen Kuzey Iraktaki tutarsiz, güvenilmez, tehlikeli Kürtlerden cok dikkatli olmasi gerekiyor, kücümsenmemelidirler! Türkiyedeki ve Batidaki yandaslari, destekcileri yardimi ile ülkeye büyük zayiatlar verebilirler!! Bu guruplar, Berzani, Telabani cikarlari geregi olasi ABD´nin Irak askeri oprasyonunda Türkiyenin aktiv rol almasini, katilmasini istemezler. Türkiyenin ABD´lerin yanida yer almamasi icinde her türlü olanagi, firsati tehdidi kullanacaklardir. )

 - Irak'ta yasayan Türkmenlerin hayati çikar ve haklari gündeme getirilerek, kagit üzerinde de olsa onaylanmalidir. Türkiye buradaki Türkmenlerin varliklarinin, yasam haklarinin, garantörü ve takipçisi rölünü antlasmalarla üstlenmelidir. (Dilegim 1991, Özal döneminde ki gibi fiyaskoyla sonuclanmamasidir. Bir is yabilacaksa ya tam yapilir, sonuna kadar takip edilip bitirilir veya hic yapilmaz, en iyisi hic gündeme getirilmez. O zaman ne olduysa oradaki Türkmenlere olmustur binlercesi cöllere sürülmütür, dagitilmaga calisilmistir, Hem Saddamli Araplardan hemde Bölgedeki Kürtlerden baski altinda cok büyük zarar görmüslerdir, sindirilmege ugrasilmistir ve göce zorlanmislardir. Bu nedenle bu sefer daha dikkatli davranilmasi dilegimdir. Sizler hic düsündümüzmü, böyle bir meselede Batililar kendi soydaslari icin neler yapmazlardi ki!

Dünya kamuoyunda, yayin haberlerinde, repörtajlarda son zamanlarda hep ve durmadan Kuzey iraktaki Kürtlerden, insani haklarindan bahsediliyor, bu arada Türkiye kötüleniyor, Türkiye hakkinda asagilayici sözler sarfediliyor. Bu haberlerde tek bir Allahin kulu, gazetecisinden tutun ta politikacisina kadar yüzyillar boyu Irakta, Kuzey Irakta köksalmis ve sayilari 6 milyona varan Türklerden, Türkmenlerden, onlarin insani, dogal haklarindan hic bahsetmezler. Cünkü islerine gelmez, cünkü Türk fobisi genlerine islemistir, Cünki Türkiyenin gelismesinden, askeri ve ekonomik güclenmesinden kaygilari her zaman vardi hala varidir.... Biraz da kabahat Türk devletinin yürüttügü korkak, onursuz, cekingen, bilgisiz politikasindadir. AKP´nin belirsiz, bilgisiz, saskin, parti ici cok baslilik, ve celiskili politikasi ile Türkmenler Iraktan tamamen yok edilirse, dagitilirlarsa, kimseler sasirmasin.

 (Konu ile bir örnek vermek istiyorum: Bakin, Israilin hakli veya haksiz bazi arzu edilmeyen olaylarda tek bir batili gazeteci, yayin kurumu, televizyon kurumu veya politikaci Türkiye devleti aleyhine sarfettileri sözleri israil devleti icin kullanamazler. Kullandiklari takdirde Israilliler tarafindan anasi degil tüm sülalesinin her türlü yolla bellenecegini biliyorlardir. Israilin dünya kamuoyundaki bu güclü tutumu Halkin birlikteliginden, birbirlerine olan güveninden , dayanismadan, yillarca sürdürdügü mücadeleden elde etigi bagisikliktan ve en önemlisi, ellerinde bulundurduklari nuklear silahlardan kaynaklanmaktadir. Esasinda Filistinlilerin yapacagi tek sey Yahudilerle baris icinde yasamayi sindirmeleri ve ögrenmeleridir, bunun mücadelesini vermelidir, su siralar Yahudilerle baris icinde yasamaktan baska sanslari yoktur. Bakin esasinda Yahudilerle Arablari ayiran dindir! Gen- ve kanbaglari aynidir. Irk olarak kardestirler. Ikincisi Globallesen Dünyada din sinif, irk gözetzilmeden insanlar ayni cati altinda yasamayi, calismayi seciyorlar, aralarindaki sinirlar kalkiyor. Böyle bir gelismede hala irkciliga ve veya, dine dayali catismalarin sürdürülmesi 2000 yillari Dünyasinda anlamsizdir. Filistinlerin ve tüm Arablarin bilmesi gereken bir gercek Israil orada var oldugudur ve orada yasama hakkinin dogdugudur. Kimse kefyine göre tarihi geri cevirip bir zamandan itibaren hak iddia edemez. Ve en önemlisi Israilin oradan yok olmasina hic bir Dünya devleti göz yummayacaktir. Siddet karsi siddeti hakli cikarir, her iki tarafta zarar görür, Siddetin sonu güclü olanin daima lehinedir. Günahsiz, masum cocuklari ve kadinlari silahlarin, tanklarin önüne sürmekle, genclerin beyinleri yikanarak canli bir bombaya dönüstürülerek intihar saldirilari ile masum insanlarin öldürülmesi ilede hic bir yere varilmaz. Halklar arasinda kin ve nefreti artirir. Bu Dinimiz Islamada aykiridir. Dinimiz her türlü intihari günah yazar, masum insanlarin öldürülmesini yasaklar. Insanlar arasinda kini ve nefreti, düsmanligi yerer. Islam dini Insanlar arasinda baristan kardeslikten yanadir. Beyinlerini gözlerini kan, nefret istila etmis, tedaviye ihtiyaci olan bazi din adamlarinin söylediklerine göre, bu siddetten cikarlari olanlarin oyununa göre hareket edilmemelidir. Dinimiz ancak kendi varligina ve vatanina kastedildigi sürece savasmayi, öldürmeyi hakli cikarir, sehitligi cennetle ödüllendirir. Filistinliler, Araplar hic degilse belli bir süre Yahudilerle baris icinde yasamayi, calismayi denesinler. Bazi haklarini yasal yollardan,Birlesmis milletler nezdinde elde etmege yönelsinler. Bence zamanla halklar arasindaki karsilikli güven ve saygi yükseldikce, yeni nesille hakklarda gelisecektir. Disaridaki yönlendirmelerle Filistin halki sadece aci, izdirap, yokluk ceker, dahada zayiflayarak halk olarak telef olurlar. )

Bakın Türkiye Irak değildir, ilk silah sesi ile lağım çukurlarına gizlenen yaygaraçılara karşın; çoğunun, hatta içimizden bazı yazar çizerlerin görünüşüne bakarak horladığı Mehmetler, Ayşe-Fatma bacılar silah  sesine doğru koşarlar, Gavur itleri, kafir pislikleri burada işiniz ne diye söylenerek karşı tarafı, silah çekenleri  geldiklerine bin pişman ederler Konu ile uzaktan da ilgisi olan bir animi kisa yazmak istiyorum: Dört bes sene evel Balikesirin köylerinden,yörüklerinden gelen bir tayfa ile Zeytin tarlasinda hasati topluyoruz. Paydosa yakin Yigin halinde bulunan 70kg ile 140 kg arasinda degisen  zeytin cuvallarini taraktörün kasasina genelikle iki kisiyle birlikte atiyoruz. Tayfalardan askerden yeni gelen genc biri yalniz basina bazi cuvallari tek basina kucaklayarak taraktörün kasasina attigini görünce kendimden utandim. Ben 17-18 yasimdan beri arada sirada da olsa camurlu su icmis 200 kiloya varan cuvallari sirtimda 30 m kadar ve bir kat merdivenleri cikarak, rahmetli babamin fabrikasinda tasidigimi hatirliyorum. Yakin dögüscu atremanli bir sporcu olmama ragmende bagirsaklarim disari firlar, belkemigim hasar görür diye yerden 70 kg lik bir cuvali kaldirmiyorum, kaldirmaktan cekiniyorum. Askerden yeni gelen celimsiz gözüken gencin kucakliyarak cuvali kaldirisi ve hayretim hala gözlerimin önünde... Bunun nedeni üzerinde düsündüm. Vardigim yorum: Köylü gencler Türk Silahli Kuvetleri icin bir nimettirler, cekirdekten yetisme hazir birer gerilla savascilaridir Türkiyenin gercek güvenligi icinde önemlidirler!! Köylü gencler ufak yastan beri gerek tarla gereksede amelelik islerinde cok agir kosullarda, fiziki, bedeni islerde calismalari ile pismislerdir. Sehirlilere nazaran daha iyi beslenmektedirler, kendi yaptiklari kara firin ekmegi, bulguru, meyve ve sebzenin en tazesi, süt, yogurt, beynir, kaymak, tereyagi, yumurta gibi besinlerle konservelerden uzak daha saglikli besleniyorlardir. Temiz havada ve bedeni islerde calistiklari icinde cigerleri, kalbleri daha temiz, büyüktürler. (Hamburgta bir ses stüdyosunda kaset calismalarim sirasinda sesimin gürlügünü ton mühenidisi kirsal kesimde sehir disinda büyümemin neden oldugunu söylemisti bu nedenle temiz cigerlerden böyle bir sesin cikabilecegini bildirmisti!) Köylü genclerin pek cogu gelenek ve göreneklerimizden kaynaklanan vatan, devlet askerlik sevgisi ile yogrulmustur.  Silah sesine de alisiktirlar. Köylü genclerin pek cogu doganin acimasiz elemesinden de gecmislerdir, imkansizliklar nedeniyle ancak cok saglikli bebekler yasama devam etmektedirler. Bu ve benzeri degerlendirmelerle bazi havali donkisot yazar ve cizerlerin kücümsedigi köylüler, köylü gencler hazir hakiki gerilla savascilaridir. Benzerleri de Dünyada enderdir, Cin´in ic kesimlerinde, Türk boylarinin yerlesim bölgelerinde, Mogolistanin kirsal kesimlerinde, himalaya daglarindan gelen ve ingilizlerin parali gözde askerleri Gurkalardir ...

Türk Silahli Kuvetleri bu köylü genclerden yeteri kadar faydalanmasini maalesef ihmal ediyor. Bunlarin iyi bir askeri egitimle mükemmellestirmekten de cok uzak kaliyor. Modern silahlarin ve reguler askeri birliklerinin savas etkisinin cok az oldugu; savas, mücadele, direnme tipi; gerilladir. (Türkiye zamaninda nüklear silahalara sahip olmasini bilmeliydi!!!) 

Buradan suraya varmak istiyorum; Anadolu insani ulu, kökleri cok derin, her firtinada sökülmeden yerinde duran, her türlü zorluklarda, güclüklere gögüs geren, hastaliklarda dahi gelisen dayanikli zeytin agaci gibidir. Ilk sert esen firtina ile kökünden sökülüp yikilan boylu foslu kavak, selvi agaclari gibi degildirler.

 IV. SONUC.

Türkiye burnunun dibinde ceyran eden hadiselerde acizane, korkak, saskin, takkiyane bir politika gütmemelidir. Hayati çıkarlarndan asla taviz vermeyen ciddi, güvenirli, ne istedigini bilen, saygili, onurlu milli bir dis politika gütmelidir. Ülke çıkarları Dünya kamuoyunda ister ciddiye alınsın ister alınmasın gündeme getirmesini, haklarıni savunmasını ve korumasını bilmelidir. Ülkenin hayati çıkarları söz konusu olduğunda Türkiye'nin savaşmaktan, kan dökmekten kaçınmayacağını karşı taraflara ve Dünya Kamuoyuna göstermelidir. Türkiye Batılıları aşırı büyütmemeldir, onları ilahlaştırmamalıdır. Ta burnunun dibinde cereyan eden olaylarda aktiv, korkusuz,  yönlerdirici, belirleyici bir politika izlemelidir.  Onun bunun direktiflerine, emirlerine, tehditlerine göre hareket etmemelidir.  Buna asla izin vermemelidir kim olursa olsun!!!

-           Irak Devletinin toprak bütünlüğü ve varlığı korunmalı doğrultusunda tavır koymalıdır,  israrlı olmalıdır.  Irak'ta halkın yararına olacak, gerçekleşmesı çok zor değerlendirilen demokratikleşme hamlesine katkıda bulunabilir,  Bu şartla ABD´lerin yanında yer alamalıdır, ve ABD´lerine destek vermelidir.

-           Irak Devletinin federatif demokratik varlığı ve toprak bütünlüğü Irak ve Türkiye halklarının yararına olduğu gibi, bölgenin istikrarı ve dünya barışı için de çok önemlidir.

-           Irak zenginliklerin Batılıların çıkarları doğrultusunda kullanılmasına, sınırların değiştirilme senaryolarına tepkisiz kalmamalıdır.   Sınırların değiştirilmesi ve olası Kuzey Kürt Devletinin tanınma teşebbüsünde Türkiye bu bölgede devam eden tarihsel haklarını ve soydaşlarının can ve mal güvenliği gündeme getirerek, savaş hali ilan etmesi ve bölgeye girmesi çıkarınadır.

-    Irak'ta yaşayan Türkmenlerin hayatı çıkar ve hakları gündeme getirilerek, kağıt üzerinde de olsa onaylanmalıdır. Türkiye buradaki Türkmenlerin varlıklarının, yaşam haklarının, garantörü ve takipçisi rölünü antlaşmalarla üstlenmelidir. (Dilegim 1991, Özal döneminde ki gibi fiyaskoyla sonuclanmamasidir. Bir is yabilacaksa ya tam yapilir, sonuna kadar takip edilip bitirilir veya hic yapilmaz, en iyisi hic gündeme getirilmez. O zaman ne olduysa oradaki Türkmenlere olmustur binlercesi cöllere sürülmütür, dagitilmaga calisilmistir, Hem Saddamli Araplardan hemde Bölgedeki Kürtlerden baski altinda cok büyük zarar görmüslerdir, sindirilmege ugrasilmistir ve göce zorlanmislardir. Bu nedenle bu sefer daha dikkatli davranilmasi dilegimdir. Sizler hic düsündümüzmü, böyle bir meselede Batililar kendi soydaslari icin neler yapmazlardi ki! Dünya kamuoyunda, yayin haberlerinde, repörtajlarda son zamanlarda hep ve durmadan Kuzey iraktaki Kürtlerden, insani haklarindan bahsedliyor, bu arada Türkiye kötüleniyor, Türkiye hakkinda asagilayici sözler sarfediliyor. Bu haberlerde tek bir Allahin kulu, gazetecisinden tutun ta politikacisina kadar yüzyillar boyu Irakta, Kuzey Irakta köksalmis ve sayilari 6-milyona varan Türklerden, Türkmenlerden, onlarin insani, dogal haklarindan hic bahsetmezler. Biraz da kabahat Türk devletinin yürüttügü korkak, onursuz, cekingen, bilgisiz, saskin, güvenirliksiz politikasindadir. Bakin Israilin hakli veya haksiz bazi arzu edilmeyen olaylarda tek bir batili gazeteci, yayin kurumu, televizyon kurumu Türkiye aleyhine sarfettileri sözleri israil devleti icin kullanamazler. Kullandiklari takdirde Israilliler tarafindan anasi degil tüm sülalesinin bellenecegini biliyorlardir.

Kısaca;

Türkiye burnunun dibinde ceyran eden olaylarda acizane, onursuz bir politika sürdürmekten vazgeçmelidir. Türkiyenin hayati çıkarları söz konusu olduğunda, savaşmaktan, kan dökmekten kaçınmayacağını Dünya kamuoyuna göstermelidir.  Batılıları fazla ciddiye  alıp neredeyse onlara taparcasına büyütmekteyiz.

Ve barış; huzur güvenlik, gelecek, yarinlar bazen silahlarla da  sağlanır, gerektiginde kanla ağır  pahası ödenir. Dünya yasaminin bazi gercekleride gözardi edilmemelidir;

Bin sene evelde de savas vardi. O zamanlarda da güclü ve savasci olan daima digerlerini sömürüyordu, haraca bagliyordu, göce zorluyordu, veya katlediliyorlardi. .... 100, 150 sene evelde öyleydi. Örnegin Britanya, (Ingilitere) gelistirdigi gemi ve silah, (top) yön belirleme teknolojisi ile teknolojide geri kalmis, barisci, kültürlü, zengin, fakir pek cok milleti, kavimi uzun süre sömürmüstür. Onlari esek gibi calistirmistir, kullanmistir, onlari sefalete ve kaosa fakirlige sürüklemistir. Cikarlari ugrunada zayif kalmalarina, yikilmalarina, parcalanmalarina sebep olmustur, servetlerine servet katmistir, günesi batzmaz bir imparatorluk kurmusturlar.

( Örnegin Osmanli-Imparatorlugunun parcalanarak yok olmasinin nedenlerden biride basta Ingiliterenin bu kolonialist politikasidir, - Osmanli Impartorlugu sinirlari icinde kalan Kerkük-Musul gibi petrol zenginliklerin ele gecirilmesi, isletilmesi fikri idi-. Bir zamanlar Osmanli imparatorlugun sinirlari icinde kalan simdiki petrol seyhliklerin petrol dolarlarini kimlerin hala sömürdügünü, kullandigini sizde tahmin ediyorsunuzdur?)

Benzeri bugün de, hala degisik bir sömürü versiyonu ile hüküm sürmektedir. Güclü olan, (ABD ve mütefikleri) dünyaya hükmetmek istemektir, dünya nimetlerini, zenginliklerini kendi cikarlari lehinde kullanma gayretindedirler. Yarinda benzeri süphesiz devam edecektir. Dünyada Baris, kardeslik hayallerine dalanlar, silah teknolojisinden uzak kalanlar, kendilerini savunmaktan aciz kalanlar, gerektiginde savasmaktan korkanlar, kacanlar, savasmayi onutanlar bir gün, Amerikadaki Asteklerin akibetine ugruyacaklarindan süpheleri olmasin!!! (Bugün Araplarin durumuna bakin Petrol zenginlikleri kukla sehy ailesi yaninda Batililar tarafindan modern, postmodern bir sekilde sömürülüyor.

Günümüzün Savas karsiti, baris gösterilerin altinda baska nedenler yatmaktadir, Belli cevrelerce insanlarin bilhassa genclerin iyi, temiz duygulari sömürülüyor, kullaniliyor. Sözün kisasi; Iraktaki dünyanin ikinci büyük petrol reservleri ABD ve Avrupalilar tarafindan paylasilamiyor, Yikilmis, 15 senden beri ambargo icinde kivranan bir Saddam Hüseyin, ve elindeki silahlar esasinda bir bahane. Koskoca Insanlik, Dünya 2000 yillarinda ahmak yerine sokuluyor. New York´taki Birlesmis Milletlerde güclünün elinde, ABD´nin, bir kuklasi olmaktan öteye gidememektedir.

Baris yanlilarin, bizim baris sever basbakanin ve Arab ülkeleri baskanlarinin yapmalari gereken tek sey ; Saddam Hüseyini Iraktan ayrilmasina bir an evel íkna etmektir, ona siginacak bir yer ayarlamak olmalidir, hic degilse gecici bir süre!

Saddam Hüseyin Irak halkinin hayrina hareket etmek istiyorsa, binlerce insanin bosuna ölmesini önlemek istiyorsa, Iraktan henüz vakit erken iken gitmesi olacaktir.

Irak Baskani, Saddam Hüseyin Bölgeye, Iraka, halkina felaket getirmistir. - Iranla uzun süre savasa girmistir, Diger Arab ülkelerinden gelen gönüllü ve parali askerlerle Irana karsin uzun süre direnebilmistir. - Ardindan Kuveyte saldirmistir, Petrol zengini Kuveytin haracini yiyenlerin dünyadaki gücünü kücümsemistir. - Ayaklanan halkina karsi kimyasal silahlari, zehirli gazlari kullanmaktan hic cekinmemistir, - binlerce ölen insanin ahi üzerindedir, nereye gitse bu ahtan kurtulamayacaktir. - yüzbinlerce insani yurdundan etmistir, sefalete sürüklemistir. Türkmenleri yurtlarindan, evlerinden ederek cöllere sürmüstür, diger ülkelere göc etmelerini zorlamistir, onlari dagitarak asimile etmege ugrasmistir. Bence Saddam Hüseyin her normal suclu gibi yakalanip ulusal veya uluslararasi mahkemede yargilanmalidir. Baris gönüllüleri, canli kalkanlar, maceracilar, hayalciler, donkisotlar,... ilk evel bunu istemelidirler, Petrol sirketlerinin oyununa gelmemelidirler.

Birlesmis milletlerin gözetiminde Irakta olasi demokratiklesme rejimi sürecine katki saglanmalidir, destek verilmelidir. Iraklilarin bu kaostan cabuk kurtulacaklarindan, Istedikleri takdirde Saddamli Diktatör rejiminden cok daha iyi, huzurlu ve güvenli yasayabileceklerinden ben eminim. En büyük kozlari petrol rezevrleridir.

Ortadogudaki Petrol zenginliginin Ortadoguya burada yasiyan tüm insanlara baris huzur, refah, kardeslik getirmesini diliyorum. (TUC, 02.2003)