SAYIN DENİZ BAYKAL İSTİFASI İLE DE

CHP` YE VE ÜLKEYE ZARAR VERMİŞTİR

Sayın Deniz Baykal CHP Genel Başkanlığından öylede, ya da böylede ayrılmalıydı. Fakat skandal sonrası bir istifa ile ve anayasa tartışmaları sırasında gerçekleşmesi üzücü. Kurultaya kadar da bekleyebilirdi.  - İtalya gibi bazı ülkelerde politikacıların, genel başkanların seks, karı kaçamakları, hoş karşılanmaktadır, sempati artırmaktadır, oylarını artırmaktadır v.b. Berlusconi ve diğerleri gibi Baykal da zina, seks, karı skandalları ile daha da ünlenmek oy toplamak istiyor olabilir herhalde! İşin şakası tabi ki. 70 yaşını aşmış, torun sahibi bir parti başkanın, hele CHP genel başkanın seks skandalı, kendi çalışanı, patisi içinde bir bayanla kaçamak ilişkileri, taciz, zina Türkiye´de hoş karşılanamaz.  Zinanın, tacizin, seks skandalın, ayıbın mağduriyeti olamaz. Böyle bir davranışta bulunan birinin CHP´de daha fazla barındırılmamalıdır sabredilmemelidir. Komplo ise, en azından suç duyurusunda bulunulmalıdır    -

Sayın Deniz Baykal zamansız istifası ile de CHP` ye ve ülkeye zarar vermiştir. Karşı siyasetin negrolari bu kozu çok iyi ve yerinde değerlendirdiler!!! Sayın Deniz Baykal´in ekibi de CHP yönetiminden ayrılmalıdır. Deniz Baykal bir İnsan olarak dürüst, mükemmel olabilir, yakın çevresi için başarılı sayılabilir. Bir parti genel başkanı olarak CHP de gereken başarıyı, bırakın sağlamayı, CHP ye ve ülkeye zarar veren bir politikacı durumuna gelmiştir. Neredeyse yarım asırdır CHP yi iktidara taşıyabilecek herhangi bir katkısı olmamıştır. CHP´ yi iktidara taşımamıştır, fakat AKP´nin iktidar olmasında Sayın Tayyip Erdoğan´in Başbakan seçilmesinde katkı sağlamıştır. Baykallı CHP bir dönem TBMM´ si dışında kalmistir, yani meclise girecek oy alamamıştır. CHP´ye hizipçiliği getirmiştir. CHP´ye faydalı olabilecek, genel başkanlığı üstlenilecek siyasetçileri yok etmiştir. Partiyi babasının çiftliği gibi sahiplenmiştir. Kendisine rakip olabilecekleri uzaklaştırmıştır, kaçırtmıştır. Bu nedenle Deniz Baykal, sunu mu bunu mu yaptı, onun gibi mi davrandı. ne yapsaydı,.. gibi  argumentleri ile savunmadan evvel, partide performansı ve secim başarıları ve parti yönetimi, insani, seçmen ve siyasetçi  ilişkileri, siyasetteki vatandaşa bakış samimiyeti, ekipsel çalışma yatkınlığı ile değerlendirilsin. AKP´ye karşın etkin bir muhalefet yapamamıştır, gerektiğinde meydanlara inememiştir. Ben bu gibi kriterlerle ve Almanya´daki parti genel başkanları ile karsılaştırdığımda Sayın Deniz Baykal´ı vasat bir politikacı olarak görüyorum. Pasifliği ve benden sonrası tufan, parti içi rakiplerimi barındırmam zihniyeti ile CHP ye ve ülkeye bir Genel başkan olarak yeterli derecede faydalı olamamıştır görüsündeyim. (Bakın, AKP´de, Tayyip beyi aratmayacak genç parti başkan adayları destekleniyor, hazırlanıyor, önleri açık tutuluyor. CHP de ise Deniz Baykal ve ekibi ile tam tersine işlemekteydi)

CHP ye kim gelmelidir sorusuna gelince;

Bilgili, tecrübeli, dürüst kişilikli yanında toplumda tanınan ve  her kesi muhatap alabilen albenisi olan, birleştirici ve otoriter bir siyasetçinin genel başkan olması CHP´nin ve Türkiye’nin yararınadır.  Örneğin CHP içinden ilk akla gelenler; İlhan Kesici, Zülfü Livaneli, Kemal Derviş, …

Sayın Kılıçdaroğlu, CHP yönetimi içersinde etkili olabilir, genel başkan olarak CHP nin oy kaybını, dağılmasını önleyebilir kapasitede. Fakat CHP yi iktidara taşıyabilecek, Vatandaşların güvenini kazanarak CHP ´nin oyları artıracak bir lider olarak, bir takım kaptanı olarak ben göremiyorum. Ya da kendisini gerektiği dışa tanıtamamıştır, ya da tanıtma fırsatını bulamamıştır.  İnşallah bu görüşümde yanılmış olurum.

Kılıçdaroğlu mu? Baykal mı? Tercihine gelince, tabi ki CHP için Kılıçdaroğlu.

CHP nin önümüzdeki seçimlerde sayın Deniz Baykal´in sayesinde % 10 luk barajı aşamama sorunu da vardır. 

CHP deki Baykal ekibi de yönetimden uzaklaşmalıdır. CHP´ nin en büyük rakibi bence CHP´nın ta kendisidir.

Deniz Baykal´dan sonra gelecek yeni yönetimde kendi içindeki problemlerle güç kaybetmesi beklenmektedir. Eski ekip yeni ekibin başarılı olmaması için her türlü hizipçiliğe başvuracaklardır.

CHP li milletvekillerin bu şekilde davranmalarının en büyük nedenlerinden biri, parti yönetimindeki çağdışı kalmış yönetmeliklerde, uygulamalarda da aranmalıdır.

Örneğin; -genel başkanlık sürelerine iki dönemle kısıtlama getirilmesi, iki kez seçimlerde (Genel ve yerel seçimlerde)  iktidar olamayan ya da bir secimde oyların oranını düşüren aday parti genel başkanlığından istifa etmelidir gibi parti içi kurallar getirilmesi ile,

- Vekil adayların belli bir yüzdesinin direkt seçmenler tarafından seçilmeleri ile partide yenilenme, canlanma ve güven ortamı sağlanabilir, milletvekillerin birbirlerine olan güvenleri, saygıları destekleri artırılabilir.

Koyu CHP´li bir babadan, aileden gelen biri olarak, bir vatandaş olarak sadece kendi görüşlerimi burada paylaşmak istedim. Kişi ya da kurumlara ne hakaret, nede akıl verme gibi bir saygısızlık amacında değildir

İzmir, 12 Mayıs 2010

dr husso