BENİM ADIM RECEP TAYYİP ERDOĞAN DEĞİL KEMAL KILIÇDAROĞLU.

PARAYI BULURUM DİYORSAM BEN PARAYI BULURUM.

 

Bir parti liderine, özellikle CHP liderine, parti yönetimine yakışmayan ciddiyetsiz bir ifade olarak ben şahsen değerlendiriyorum! Referandumda oy atmaya gidemeyen birisinden daha ne beklenebilir. Kahvehanede ya da sokakta bunu biri söylese dahi adamı ciddiye almazlar, dalga geçerler. Böyle bir parti zihniyeti, CHP için olduğu kadar, Türkiye siyaseti içinde büyük bir şansızlık. Diğer taraftan, “Beynikör Devlet Yönetimi” her haneye bedava maaş zihniyeti ile;  yeraltı ve yerüstü kaynaklarına, doğa zenginliklerine rağmen koskoca Sovyetler Birliği ekonomisi 20. Yüzyılın sonlarında iflas ederek dağılmıştır, teknolojide dibe vurmuştur...

……………………………….

Bir ekiple çok çalışarak, uğraşılarak mükemmel bir hizmet ürünü ortaya çıkarılıyor, halkın güveni, desteği kazanılmağa uğraşılıyorken, halka takdimine gelince her şey berbat ediliyor, misali. Bir parti liderinin en azından sarf ettiği sözlerinin karşı taraftan nasıl değerlendirileceğin ve halkın nasıl algılayacağını bilmelidir ve ona göre ifadelerini kontrol etmelidir diye düşünüyorum.

“BIZIM PARTI AKP DEĞİL, CHP;  ÜLKE ICIN PARAYI BULUR DİYORSA, CHP PARAYI BULUR.” CHP´nin bu yönetim anlayışı, ciddiyeti ile, liderle Hazirandaki genel seçimlerinde beklenilen, arzu edilen başarıyı sağlayacağını sanmıyorum. Barajı aşamama riski de bulunmaktadır. Sayın CHP lideri çok iyi niyetli, çok iyi bir insan olabilir, her kesime olumlu yaklaşma isteminde bulunabilir. Fakat bu kriterlerle Türkiye´de başarılı bir parti lideri olamaz. Dünya yaşamının doğasında vardır; tüm istekler bir arada karşılanamaz; gerekli olanlar karşılanmalıdır yani bu durumlarda optimizasyona gidilmelidir. CHP oyunu artırmak bir yana, baraj sorunu ile karşı karşıya kalmamak için keskin profilini ortaya koymalıdır,  En basta CHP´nin sosyetenin, madam- mösyölerin, çakma profesör akademikerlerin  bir azınlık partisi olmadığını, çoğunluğun halkın partisi olduğunu kanıtlaması gerekiyor ve Devletin temel ilkelerinden, laik devlet cumhuriyetinden, tek devlet, tek vatan, tek dil asla ve asla taviz verilmeyeceğini, devlet otoritesinin kanunlar çerçevesinde sağlanacağından, v.b. halka duyurulmalıdır. CHP yeni lideriyle, yeni yönetimi ile bir çok konuda kararsızlık, güvenilmezlik, anlaşılmazlık  sergilemektedir. Sayın Deniz Baykal´in arzulaman başarıya ulaşamamasının bence en önemli nedeni bu kararsızlık, güvenilmez profilinde yatmaktadır.

ASLINDA CHP BU VE BENZERİ SLOGANLARI ÖNÜMÜZDEKİ GENEL SECİMDE POZİTİF, YANİ OLUMLU OLARAK DEĞERLENDİREBİLİR! Burada öngörülen makul yatırımlar için para kaynakları halkın anlayacağı dilden bir liste halinde kısa ve öz sıralanabilir. Devlet yönetimindeki, kamu kurumlarındaki israfların önüne geçilmesi ile, bütçelerdeki deliklerin kapatılması ile, gereksiz kadroların tasfiyesi ile, partizanlara çok bol keseden dağıtılan tevsiklerin kaldırılması ile, iç ve diş borçlarda getirilecek yeni düzenlemelerle, mevcut pazarların geliştirilmesi ile, ve yeni pazarlara açılması ile ARGE çalışmaları ile üretim kalitesinin artırılması ve çeşitlendirilmesi ile üretimin artırılması ile Türkiye ekonomisi kısa sürede devleşme potansiyeline sahiptir. Devlet giderleri, savurganlıkları, hızsızlıkları, bol keseden partizanlara dağıtılan kaynaklar, tevsikler, halkın sırtında çok ağır, taşınmaz bir yüke dönüştürülmüştür. (Bu durum Türkiye gibi bir çok dünya ülke ekonomisi için hayati bir sorun haline gelmiştir, Örneğin, Avrupa birliğindeki bir çok ülkedeki ekonomik iflasların gerçek nedeni devlet giderleridir:) CHP bu gibi örnekleri çoğaltarak, sayısal değerler vererek Vatandaşın desteğini isteyebilir. Türkiye torpilli emeklileri ve kamu çalışanları için inanılması, hayal edilmesi dahi zor olan  uçuk, maaşlar ,(aylık 30 000 TL kadar maaşlar…)  ödeyebilirse bu ülke gerekli kaynakları hayli ve hayli bulur.

Türkiye`de bol keseden özellikle partizanlara, yönetimde üst bürokratlara yakin ayrıcalıklı kişilere kuruluşlara dağıtılan teşviklerin önüne geçilmelidir. Her vatandaş, her şirket, her kurum yatırımları, projeleri için kaynağını kendisi ülke içinde ve ülke dışındaki kaynaklardan sağlamalıdır. Devletin en büyük teşviki; vergileri, harçları kazanca göre optimize etmesidir, azaltmasıdır, gerekli alt yapıyı hazırlamasıdır. Devlet fırsat eşitliğini sağlamalıdır. Teşviklerle Türkiye´nin gelişmesini her alanda engelliyor. Fırsat eşitsizliği devlet yönetiminde olumsuz partizanlığı, geri particiliği ortaya çıkarmaktadır.

TÜRKİYE’DE PARTİ MENSUPLARI, (TAHMİNİM TAMAMINA YAKİNİ); ÜLKEYE, VATANA, DEVLETE, TOPLUMA, INSANLIGA, PARTİYE, LİDERE HİZMET-DESTEK AMACINDAN ZİYADE, KENDİ KİŞİSEL, KURUMSAL, ÖRGÜTSEL, CEMAATSEL V.B. ÇIKARLARINI KORUMAK, GELİŞTİRMEK, ELDE ETMEK VE VEYA KENDİ GERİ KALMIŞ EGOLARINI TATMİN ETMEK ARAYIŞI İÇERSİNDEDİRLER. Destekledikleri partilerin hükümet olması için çalışırlar, bu suretle hükümetin, devletin nimetlerinden faydalanmağı isterler. Destekledikleri parti, lider  kaybedince rakiplerini al aşağı etmek, başarısız olmaları içinde her türlü çareye de başvururlar, hatta askerleri, üniversiteleri yargıçları göreve, darbeye çağırırlar. Her türlü yasa dışı yollara da başvururlar. Bu fenomen daha çok gelişmekte olan ülkelerde, kişilik gelişmeleri, eğitim öğretimleri sekteye uğramış bireylerde gözlenmektedir. Benzeri fenomen Türkiye´de futbol kulüpleri v.b. içinde hatta medya icin de , özellikle medya patronları içinde geçerlidir. Saçmalıyor diyorsanız, yönetimlerini ve yeni eski başkanlarını araştırın. Is adamları yanında, mafya tiplileri, uyuşturucu tacirlerini, dolandırıcıları dahi bulursunuz, ve bazılarının kısa sürede nasıl servetlere , ünlere kavuştuğunu görürsünüz…

DEVLET EŞKIYAYI OYNAMAMALIDIR; AĞIR VERGİLERLE, HARÇLARLA, HARAÇLARLA, CEZALARLA, DÜŞÜK EMEK ÜCRETLERİ İLE VATANDAŞI, ÇOK ÇALIŞANI YOLACAK, SÖMÜRECEK, KULLANACAK, BOĞAZ TOKLUĞUNA KÖLE GİBİ ÇALIŞTIRACAK DAHA SONRA DA KENDİNE YAKİN BİR KESİME, AZINLIĞA ARDA KALANINI DAĞITACAK! 21. Yüzyılda devlet yönetiminde böyle bir rezilliğe fırsat verilmelidir, suskun da kalınmamalıdır.

………………………

 

CHP ´nin başarısızlığı ülkeyi de olumsuz etkileyecektir. AKP´nin tekrar büyük bir oy çoğunluğu ile seçimleri kazanmasına neden olacaktır. CHP liderinin “BENİM ADIM RECEP TAYYİP ERDOĞAN DEĞİL KEMAL KILIÇDAROĞLU, PARAYI BULURUM DİYORSAM BEN PARAYI BULURUM.” İfadesi AKP oylarının çok kısa sürede tavan yapmasını sağlamıştır. .  AKP sayın Kılıçdaroğlunun bu sözlerini  haziran seçimlerinde iyi kullanacaktır. Sayın Tayip Recep Erdoğan başkanlığındaki AKP partisi kendine ciddi rakibi alternatifi bulunmadığı için çok şanslılar. Hazirandaki genel seçimleri de büyük bir oy çoğunluğu ile kazanma şansları çok yüksek. Birinci parti olacakları kesin.

AKP´de sayın Recep Tayyip Erdoğan´in etkisi, ağırlığı otoritesi sürdükçe Türkiye’nin siyasetinde olumsuz gelişmelerin ortaya çıkma ihtimali azdır! Siyasette tecrübesi artmıştır, vatandaşın güvenini kazanmıştır, yapmacık değildir, çok iyi ikna etme, hatip kabiliyetine sahip ve ülkesi için en iyisini yapma arayışı içersindedir. Çok iyi niyetli davranışları, farklı radikal çözüm arayışları yanında, bazı konularda ülkenin çıkarları konusunda tavizsiz, korkusuz olarak değerlendiriyorum. AKP´yi dışarıdan kökten dinciler ele geçirmediği sürece korkulan değişim, siyasi-ekonomik kaos, yönetim değişikliği gerçekleşmez.

 

Esas sorun olarak; AKP´nin tekrar büyük bir oy çoğunluğu ile secimi kazanması sonrasında Türkiye’nin  halidir. AKP yönetimin ayakları yerden kesilir, Türkiye tanımaz bir hale dönüşme riski bulunmaktadır.  Türkiye maalesef parçalanma modana girmiştir,  Kürdistan isyanları ile baş edemez hale gelmiştir,  Devlet yönetimi ve kurumları Kürdistan sempatizanların ve kökten dincilerin eline geçmektedir.  Emniyet teşkilatı, adalet sistemi ve üniversiteler arzulanan İslami şeriat devletinin koruyucuları, destekçileri olarak geliştiriliyor! Devlet yönetimindeki savurganlıklar; ağır vergi, harçlarla, cezalarla ve çok düşük emekçi ücretleri ve düşük memur aylıkları ile vatandaşlara yansıtılmaktadır…

Ülkesini, devletini, laik Türkiye cumhuriyetini, Atatürk´ü  savunanlar; günümüzde belli çevrelerce faşist, kafatasçı, terörist, darbeci, paranoyak v.b. olarak görülmektedirler, bazıları senelerce yargılanmaktadırlar , bazılarının da hayatları berbat edilmektedirler….

 

AKP ile Türkiye’nin parçalanma, kaos olasılığı, riski ancak koalisyon hükümeti ile önlenebilir. Koalisyon hükümetleri Türkiye gibi demokrasisi aksak uygulanan ülkelerde daha yararlı olabilmektedirler.  Tabii ki bunlar benim bir vatandaş olarak kendi tarafsız değerlendirme ve görüşlerim.

 

TÜRKİYE’DE ALTERNATİF OLARAK DEMOKRAT PARTİSİNİN YÜZDE ONLUK BARAJI ASARAK TBMM´SİNE MUTLAKA GİRMESİ SAĞLANMALIDIR. DEMOKRAT PARTİNİN ŞU ANKİ OY ORANINI  YÜZDE 1 İLE 3 ARASINDA OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUM. DEMOKRAT PARTİYİ RAYINA VE TBMM´NE BU KISA SÜREDE SADECE ESKİ CUMHURBAŞKANI SAYIN SÜLEYMAN DEMİREL TAŞIYABİLİR. MERHUM ESKİ CUMHURBAŞKANI SAYIN İSMET İNÖNÜ´ DE PARTİSİNİN BAŞINA GEÇMİŞTİR. GÜNÜMÜZDE RUSYA DEVLET BAŞKANI SAYIN PUTİN DE ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERDE TEKRAR PARTİSİNİN BAŞINA GEÇEREK BAŞKANLIK SEÇİMLERİNE KATILACAKTIR. KISACA, SAYIN SÜLEYMAN DEMİREL´İN TEKRAR AKTİF POLİTİKAYA DÖNMESİ İÇİN HİÇ BİR NEDEN BULUNMUYOR. MAŞALLAH SAĞLIĞI, AKLI VE HAFIZASI ÇOK YERİNDE, ÜLKE SORUNLARINI TAKİP EDIYOR, KENDİ UYARILARINI DİLE GETİRİYOR VE KAYBEDECEK HİÇ BİR ŞEYİ DE YOK. DEMOKRAT PARTİ, YENİ PARTİ YÖNETİM ANLAYIŞI İLE HALKA AÇILARAK, HAKI KUCAKLAYARAK, ÜLKEYE HİZMET ETMEK İSTEYENLERE, BAŞARILI VE CEVRESİNDE TANINMIŞ, TAKDİR KAZANMIŞ İNSANLARA, DİGER KÜCÜK PARTİLERİ BÜNYESİNE KATARAK, KAPILARINI AÇARAK ÜLKEYE HİZMET VERME MECBURİYETİNDE OLDUGU İNANCINDAYIM.

BU ALTERNATİF GÖRÜŞ, DÜŞÜNCE DEMOKRAT PARTİSİ YÖNETİMİNCE DEĞERLENDİRİLMELİDİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.

DrHusso

İzmir, 26.12.2011

Yazı hataları için hoş görü diliyorum.

 

Ek;

18 Aralık 2010 Cumartesi 15:13. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 15. Olağanüstü Kurultay'ında konuştu.

CHP iktidarında aile sigortası uygulamasının başlatılacağını, hiçbir ailenin gelirsiz kalmayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, kimseye yiyecek dağıtmayacaklarını asgari ücret miktarındaki paranın kadının hesabına yatırılacağını belirtti.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, kendilerine ''Aile Sigortası uygulamasının kaynağının nereden bulacaklarını'' sorusuna;

Ben söz veriyorum. Benim sözüm işçi Kemal’in, memur Kemal’in sözüdür. Halkını seven Kemal’in sözüdür. Biz kaldıracağız. Başbakan diyor ki parayı nereden bulacaksınız. Kulağı iyi duysun diye sesleniyorum.

Benim adım Recep Tayyip Erdoğan değil Kemal Kılıçdaroğlu. Parayı bulurum diyorsam ben parayı bulurum.