ÜNİVERSİTELERİMİZDE EĞİTİM, ÖĞRETİM VE BİLİMSEL

ARGE-FAALİYETLERİNDE  KALİTE- GÜVENCE TESPİTİ

 

 

 

Özet

 

Yüksek eğitim, öğretim ve bilimsel faaliyetlerle ilgili çok sayıdaki istekler, farklı talepler, amaçlar bu çalışmada birbiriyle ilişkili iki büyük hedefle tanımlanmaktadır: I. Ülkeye ve insanlığa yararlı olabilecek bilgili, yetenekli, güvenilir, kişilikli akademik bireyler kazandırmaktır. II. Ülkenin ve insanlığın zengin bir geleceğine katkı sağlayan ARGE- faaliyetlerin sürdürülmesidir. Türkiye´de, İslami ülkelerinde, Türki Cumhuriyetlerinde büyük hedeflere odaklanılmamaktadır. Yüksek öğretim kalite güvence sisteminde insan faktörü ve yönetim faktörü belirleyicidir. Yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim ve bilimsel faaliyetlerin arzu edilen kalite güvence seviyelerinde olmamasının tek bir nedeni vardır, oda siyasidir. Sorunların çözümü, Yüksek öğretimle ilgili yasa ve yönetmeliklerde aranmalıdır,  reformlara, iyileştirmelere yasa ve yönetmeliklerde başlanılmalıdır. Göz ardı edilen önemli bir sorun; üniversitelerimizde sürdürülen MÜDEK gibi akreditasyon çalışmalarında, Avrupa Birliği BOLOGNA uyumluluk süreçlerinde gözlenmektedir. Karşı tarafın dersleri ve içerikleri, hedefleri kopyalanırken, karşı tarafın öğretim kadrosunun özlük haklarına, maaş ve ücretlerine, altyapı imkanlarına, bütçelerine, çalışma güvencelerine ve oradaki yüksek öğretim ile ilgili yasa ve yönetmeliklerine uyumluluk sağlanılmıyor. Üniversitelerimizdeki eğitim-öğretimin, ARGE- faaliyetlerin kalite güvenceleri, akademik personelinin motivasyonları; doçentlik gibi gelişi güzel çıkarılan, keyfi uygulamalara açık, fırsat eşitliğine aykırı olan yasa ve yönetmeliklerle ve süre gelen zihniyetle, keyfi yükseltilemez. Üniversitelerde birçok akademik personelin hayatları berbat ediliyor, özellikle öğrencilerin gelecekleri karartılıyor. Üniversitelerimizde kariyer yapmak; eskiden, feodal sisteme özgün belli bir tabakaya ait olmakla beraber, günümüzde ise; çoğunlukla belli çevrelerle olan iyi bağlantılara, üyeliklere, ahbap çavuş ilişiklerine bağlıdır.

Bildirin amaçlarından biride; bilinen, yaşanılan fakat gündeme getirilmekten çekinilen olumsuzlukların, mağduriyetlerin de ilgili sempozyum, kongrelerde, panellerde ve kurullarda dile getirilmesine, tartışılmasına katkı sağlamaktır. Provokativ diye bu tip bildirilerin, karşıt fikirlerin, düşüncelerin men edilmesi hafifliktir.

 

Sözcükler: Üniversite, Öğretim, Arge Faaliyetleri, Kalite Güvence, Reform, Yasa Yönetmelikler

 

 

GİRİS

Ülkelerdeki refah düzeyi, oradaki yüksek öğretim kurumlarının öğretim ve ARGE- faaliyetlerinin kalite güvence değerleri  ile alakalıdır. Ülkemizde, gerek İslam Ülkelerindeki ayni şekilde Türki Cumhuriyetlerinde yaşam düzeyleri, istikrarsız devlet yönetimleri, ekonomik verileri, innovativ endüstriyel ürün ve hizmetleri, patentler nicelikli ve nitelikli değerlendirildiğinde ve sanayisi gelişmiş zengin ülkelerle kıyaslandığında yüksek öğretim kurumlarında eğitim-öğretimin ve ARGE faaliyetlerine yeteri önem verilmediği sonucuna varılmaktadır.  Ülkelerde toplam ARGE harcamalarına tahsis edilen GSYIH ( %) oranları karşılaştırıldığı Şekil 1 bizlere Türkiye´de ve gelişmekte olan bir çok ülkedeki sorunların, teknolojide geri kalmışlığın nedenini açıklıyor!  Türkiye´de ARGE-Faaliyetlerine tahsi edilen bütçe ödenekleri GSYIH´nin; yaklaşık  % 0.95e iken bu oran teknoloji üreten, sanayileri gelişmiş, zengin ülkelerde bu oran % 3 lere varmaktadır.  Japonya’da ve son 10 yıldır teknolojideki büyük atılımlarla dünya pazarlarında ürünlerinden bahsettiren güney Kore de ARGE harcamalarına ayrılan  GSYIH ´in oranı % 3 leri geçmektedir. Türkiye, Türki cumhuriyetlerinde ve diğer İslam ülkelerinde bu oran yok denecek kadar azdır. (Şahin O,  2011, Bundesforschunsministerium, 2011,  WEB, EU, Forschung., 2011, WEB)

İnsan faktörü ve devlet yönetimi faktörü yüksek öğretimde kalite değerini belirlemektedir. Türkiye’de öğrencilerin ve akademik personelin performansları yurt dışındakilerle kıyaslandığında, dominant bir farkın bulunmadığı tespit edilmektedir. (Orta, lise eğitiminden sonra yurt dışında yüksek öğrenimini ve doktorasını tamamlayan, uzun yıllar birçok farklı işte, kurumda çalışan, biri olarak bu gelişmeleri yerinde ve en iyi gözleyenlerden biri olarak ta bu gibi tespitlerime varıyorum). Hatta insan faktöründe özveri, azim, özgüven, girişimcilik, yaratıcılık, iletişim potansiyellerin akademisyenlerimizde,  Türkiye üniversitelerinde çok daha yüksek olduğunu savunuyorum. İspati için ülkemizde varlık gösteremeyen öğrenci ve akademisyenlerimizin, hatta sıradan işçi birçok vatandaşımızın çok zor koşullar altında yurtdışında sağladıkları başarıları gösterilebilir.

Üniversitelerde daha iyi öğretim için daha kaliteli ARGE- bilimsel faaliyetler için; alt yapı eksiliği, araç gereç ve kaliteli eleman yetersizliğine karşın hiç bir önlem alınmıyor, gerekli kaynak ayrılmıyor. Üniversitelere ve orada çok kısıtlı olanaklar içerisinde büyük bir özveri ile en iyisini yapmağa gayret eden akademik personelin memnuniyet faktörünü yükseltmek işine gelince,  kaynak yok demek; bence bizlerin, akademik personelin ahmak yerine konulmasıdır!  Devletin, toplumun üniversitelerde çalışan öğretim üyelerine de insanca yasayabilmek, görevini aksamasız yerine getirebilmesi içinde yeterli para ve kaynağı vardır. Eğer bulamıyorsa bulundukları makam ve görevlerden çekerler giderler. Bulabilen yeni birileri gelir. Ülkenin kıt kaynaklarını savurmayan, adil paylaştırılmasına özen gösteren daha ehliyetliler,  o makamlara daha layık olanlar gelirler! Askeri, polisi, kaymakamı, valiyi bıraktık, bugün bir imam, cami hocası dahi bir yardımcı doçent, doçent statüsündeki öğretim üyesinden daha fazla para kazanıyor. Evli ve  iki çocuk babası tek maaşla evi çok zor geçindiren bir öğretim üyesi meslektaşım dert yanıyordu;  bir ömürdür  üniversitede çalışıyorum, bırakın bir evi, bir araba sahibi bile olamadım! Üniversitelerimize belli bir geleneksel üst tabaka hakim; bunların maaş dışı, özellikle ev dükkan kira gelirleri, birikimleri nedeniyle geçim dertleri yoktur. Tek dertleri, yeni lüks arabaları, yazlıkları tek düşündükleri borsada gelirlerine gelir katmaktır. Bir de bir şeyler yapıyorlar imajıyla; ipe sapa gerekçelerle ilerlemek isteyenlerin bir şeyler yapmak isteyenlerin önünü kesmektedirler.

Bakin, devletin belli güçlü kurumlarına; polise, askere, imama, yargı mensuplarına ve yönetim yanlısı belli kesimlere; - her türlü olanak, kaynak bol keseden tahsis edilirken,  - onlara özel haklar tanınırken, - polisler askerlikten muaf tutulurken, - ücretlerine, maaşlarına ve özlük haklarına iyileştirmeleri yapılırken, - Polis ve özel ordu için ve imamlar için on binlerce yeni kadro oluşturulurken,  hepsine kaynak bulunurken; üniversitelere, akademik personelin ücret iyileştirmelerine kaynak ayrılmamasının, bulunmamasının tek nedeni sizce nedir? Evet düşünün bakalım!  (Özden H. 2011 WEB

Cevap: - YÖK´ün, Rektörlükler gibi üniversite yönetimlerin beceriksizliğinden, acizliğinden,  pasifliğinden, ilgisizliğindendir.  Bir araya gelip güçlü ve etkin olamıyorlar, kamuoyunda ses getiremiyorlar.  Devletin, kurumların makamları kişilerin egolarının, kişisel çıkarlarının tatmin edildiği, yasama yürütme organları değillerdir,  YÖK´ün, Üniversite yönetimin, Rektörlüklerinde önemli görevlerinden biri de kurumdaki çalışanların haklarının savunulmasıdır, kamuoyuna duyurulmasıdır. İpe sapa gelmez, önceden düşülmeden, fırsat eşitliğine ters düşen yasa, yönetmelik ve koşullarla, keyfi uygulamalarla akademisyenlerin önünü tıkamak, kurumlarındaki eğitim ve bilimsel faaliyetlere darbe vurmak olmamalıdır. (Özden H., 1999, Özden H., 2010, Özden H., 2011)  

Devletin gereksiz, katma değeri çok düşük yada hiç olmayan göstermelik personel kadrolara, hayali yatırımlara, ipe sapa gelmez tevsiklere harcadigi kaynaklar, Üniversitelerimizdeki öğretim ve ARGE-bilimsel faaliyetlere ayrılsa, özellikle az gelişmiş bölgelerimizde bulunan üniversitelerin geliştirilmesinde, bölgesel ARGE-merkezlerinin kurulmasında harcansa,; Türkiye bölgesinde ve dünyada çok kısa sürede sanayi, teknoloji devi olur, refah düzeyi hissedilir şekilde artar. Ve terör ile mücadelede çok daha iyi sonuçlar alabilir. (Türkiye’nin büyük bir gelişme potansiyelinden kaygı duyanlar bile vardır. Terör bir koz olarak kullanılmak istenmektedir.) Kısaca; ülkemizde gerek İslam ülkelerinde ve gerekse Türki Cumhuriyetlerde yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim ve bilimsel faaliyetlerin arzu edilen kalite–güvence seviyelerinde olmamasının, dolayısıyla düşük ekonomik gelir düzeylerinin ve siyasi istikrarsızlıklarının tek bir nedeni vardır, oda siyasidir, siyasi öngörüsüzlüktür. Mevcut yasa ve yönetmeliklerdir. Krallık, diktatörlük, başkanlık, kabile tipi gibi cağ dışı, aksak demokrasi, hukuk dışı keyfi devlet yönetimlerin etkisidir. (Ozden H.,1999,  Ozden H.2010,)

forsch-1.jpg

Şekil 1. Bazı ülkelerin toplam ARGE- faaliyetleri harcamalarında GSYIH oranları,

(Avrupa Birliği ARGE destekleri ve Bundesforschungsmisterium, Almanya web sayfalarından indirilen istatistiksel verilerden derlenmistir.)

 

Geleneksel klasik konularla, bir iki test, anket ve hayali değerlerle bu gibi etkinliklerde birbirimizi oyalama yerine, üniversitelerimizde keyfi uygulamaları, fırsat eşitliğine ters düsen yasa ve yönetmemelikleri, ücret kepazeliğini, yaşanılan, mağduriyetleri, karşılaşılan görevi suiistimalleri ve benzerlerini gündeme getirmekte ve çözümler ortaya koymakta yarar vardır. Üniversitelerimizdeki öğretim ve ARGE faaliyetlerinin kalite güvencenin artışına çok daha fazla katkısı olur.

Giriş bölüm içeriğinde önemli bir hususu hatırlatmakta yarar vardır! Birincisi; yüksek öğretim kurumlarında, üniversitelerimizde gözlenen sorunlar; örtbas edilerek, ne kurumların ne de akademik personelin saygınlığı kamuoyunda korunmaz, sürdürülen faaliyetlerin kalite-güvenceleri artırılamaz, hedeflenen başarılara ulaşılamaz. Innovativ endüstriyel ürün tasarımları, innovativ mal ve hizmet üretimleri sağlanamaz  (Ozden H, 2010)

İkincisi;  basit sorunların üstesinden gelemeyen bir  yönetim  zihniyeti, daha karmaşık sorunlarla bas edemez, üniversitelerdeki öğretim ve bilimsel faaliyetlerin kalite güvencesini artırmak için çözümler üretemez. Sadece günümüzde görüldüğü gibi MÜDEK, Bologna çalışmalarında gözlendiği gibi şekilsel iyileştirmelerle, göstermelik kırtasiye işleri ile kendi kendilerini kandırırlar, öğretim üyelerinin zamanını boşuna harcarlar.

 

 

ÜNİVERSİTELERİMİZDE ÖGRETİMİN BAŞLICA AMACI NE OLMALIDIR.

Üniversitelerimizde eğitim-öğretiminde esas amaç tanımlanarak,  kalite güvence tespit değerin hedeflenmesi önerilmektedir.  Prensip olarak, koşullar, olanaklar sinir değerleri,  dikkate alınarak yüksek hedefler belirlenir. Daha sonraki aşamalarda hedeflerden sapmalar araştırılır ve nedenleri üzerine durulur. Bir daha ki süreçler için planlar hazırlanır. Yüksek öğretimde amaç sorusa gelince; öğrencileri, kendi başlarına ve, veya bir çalışma ekibi dahilinde meslekleri, alanları ile ilgili bir problemini günümüzün çeşitli verilerinden ve araç gereçlerinden faydalanarak uygun, kabul edilebilir çözümler üretme yeteneğinin, çalışma disiplininin, güzel iyi alışkanlıklarının, kazandırılması olmalıdır. Kendi mesleki sorunların üstesinden gelebilen, teorik ve pratik bilgili, girişimci, yenilikçi, kolay, kolay pes etmeyen, güvenilir, kişilikli akademisyenler yetiştirmek olmalıdır. Ezbercilikten ve şekilcilikten, göstermelikten, sahtekârlıktan, (kopya), beleşçilikten uzak teorik ve pratik uygulamalı bir eğitim-öğretim olmalıdır. Kısaca, çağın, günümüzün olanaklarından faydalanarak öğrencileri ilgili meslekliklerine çalışma hayatına en iyi şekilde hazırlamaktır.  Endüstride, özel sektörde bir üniversite mezunundan olan beklentiler, istekler ise genelde maddi ağırlıklıdır.  Özel sektörde bir işveren üniversite diplomalı bir çalışanına ödediği ücretin ve elemanına yaptığı eğitim yatırımın karşılığını mislisi ile geri almak ister. Üniversiteli vasıflı elemanından,  bilgisinden,  gençliğinden, sağlığından en iyi şekilde yararlanmak ister. Kullandıktan sonra da ilk fırsatta, krizde ya da mobbing (bezdir kaçırt) yöntemi ile ondan kurtulmak ister. (Özden H.,1999, 2001, 2005, 2011, Schiedermaier H., 1999)

 

 

TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERİMİZDE KALİTE GÜVENCE

 

Üniversitelerimizde eğitim, öğretim ve bilimsel ARGE- faaliyetlerinde  kalite- güvence tespit değerini belirleyen bir çok faktör vardır. Şekil 2 de başlıca faktörler şematik şekilde gösterilmektedir. Ana Başlıklar altında başlıca faktörler; - Alt yapı, (bina, derslikler,  laboratuarlar, v.d.)- İnsan, ( akademik personel, öğrenciler, idari personel,);   Devlet, (yasa ve yönetmelikler,..)  Bütçe ( Devlet ödenekleri, yardımlar, hibeler, kurum içi ve dışı gelirler,..) Cevre, Ulusal ve uluslar arası ilişkiler, Rekabet koşulları v.b. ikinci derecede önemli faktörler olarak dikkate alınabilir..  Bu faktörleri ve bunlara ait parantez içindeki alt faktörlere eklememler yapılabilir ve değer tespit tablosunda ağırlık puanları belirlenen hedeflere göre değişebilir. (Özden H., 1999, 2011)

 

Kalite-c.tif

Şekil 2 Yüksek öğretim kurumlarında kalite güvence sisteminin şematik olarak gösterilmesi

 

Üniversitelerimizde kalite güvence tespit değerini belirleyen önemli faktörlerden biri insan faktöründeki akademik öğretim personelin kalitesidir.  Akademik öğretim personelin çalışma performans kalitesini belirleyen önemli etkenlerden biri de memnuniyet faktörüdür. Kısacası kalite güvence tespit değerini belirlerden faktörler bir zincir halkası gibi birbirine bağlı bir döngü içersinde etki etmektedirler. Biri olmadan diğerleri eksik kalır sistem aksak isler. Bu nedenle üniversitelerimizde kalite güvence tespit değeri bir bütün sistem içersinde değerlendirilmesinde yarar vardır.  Bu bütün içersinde yapılacak kısmi iyileştirmelerle ancak kısmi, sınırlı iyileştirmeler sağlanabilir, hatta bazen kalite güvence sistemin olumsuz yönde etkileyebilir.  Kalite güvence sistemini etkileyen faktörler bu bildiri başlığında alt başlıklarda önem sırası dikkate alınmadan bir sıralanması Tablo 1 de verilmektedir. On Sayfa İle Sınırlı Bildiri Metininde Kalite Güvence sisteminde belli başlı faktörlerin detaylı değerlendirilmesi, yorumlanması mümkün olmamaktadır. Burada aktüel olan, önem taşıyan bazı  konular, olumsuzluklar (+) ile işaretlemişler kısaca ele alınmaktadır.  (www.dr-husso.com sitesinde makaleler sayfasında yüksek öğretimle ilgili birçok makalede bu konulara yer verilmektedir (Özden H, WEB, www.dr-husso.com /makale erişim 2011)

 

Tablo 1 Yüksek öğretim kurumlarında kalite güvence tespitinde etkenler

Nr.

Kalite Güvence Tespitinde Faktörler

Değer.

1

MÜDEK Akreditasyon Çalışmaları Ve BOLOGNA Uyum Süreçleri

+

2

Üniversitelerimizde Kadro Açığı

 

3

Eşit İse Eşit Ücret, Performansa Göre Ödeme

+

4

Türkiye’de Cağ Dişi, Fırsat Eşitliğine Ters Düsen Doçentlik Sınavı

+

5

Devlet Ve Vakıf Üniversitelerindeki Hızlı Artış

+

6

Bölgesel ARGE- Merkezleri, High-Tech Teknoparklar

 

7

Üniversitelerimizde Unvanlar Ve Yükseltme Kriterleri

+

8

Türkçe Ders Kitapları Teşviki

+

9

Din Ve Mantalite (Zihniyet)  Faktör

 

10

Yüksek Öğretim kurumlarinda  Ethik Kuralları

+

11

Testvari Orta Lise Eğitim- Öğretimin Yüksek Öğretimde Olumsuzluğu

+

12

Üniversitelerimizde Bilim Dalları, Asgari  Dersler Ve Ders İçerikleri

+

13

Üniversitelerimizde İnnovativ Endüstriyel Mal Ve Hizmet Üretimi

 

14

Üniversitelerimizde Endüstriyel İşbirliği

 

15

Partiler Üstü Üniversite Yönetimleri

 

16

Üniversitelerimizde TBMM Ve Devlet Kurumları İle İşbirliği

 

17

YÖK Ve TÜBİTAK Sorunu

 

19

YÖK Ve Milli Eğitim Bakanlığının Bilim Adamı Yetiştirme Politikası

+

20

YÖK Yerine Bilim Teknoloji Bakanlığı

 

 

 

 

MÜDEK Akreditasyon Çalışmaları Ve BOLOGNA Uyum Süreçleri

 

MÜDEK gibi akreditasyon çalışmalarında ve BOLOGNA süreçlerinde karşı tarafın ders planları, dersleri ve içerikleri, amaçları kopya edilerek onlara uyumluluk, en azından kâğıt üzerinden, şekilsel sağlanmağa çalışılmaktadır. Bu süreçlerde nedense karşı tarafın üniversitelerindeki alt yapı olanakları, oradaki yasa ve yönetmelikler, karşı taraftaki akademik personelin özlük hakları, maaşları, ücretleri, sağlık hizmetleri v.b. faktörler nedense hiç dikkate alınmıyor. Bologna sürecinde Batılı Üniversitelere uyumluluk sağlanmağa çalışılırken; Batılı Üniversitelerin ve akademik personelin performansı ile Türkiye’dekilerin performansı karşılaştırılırken aradaki olanaklarla bizlerin olanakları hiç dikkate alınmıyor.….. Belli çevreler, özellikle siyasiler dünyada en iyi 500 üniversite sıralamasında Türkiye üniversitelerinin yer almamasını eleştirirlerken, nedenleri hakkında kafa yormazlar. Toplam ARGE çalışmalarına ayrılan GSYIH oranın, ve toplam ödenek miktarlarının Sekil  1 gösterildiği benzeri diyagramlara bakıp görmekten de yoksundurlar. Belli ülkelerde öğretime, ARGE bilimsel faaliyetlere, teknoloji geliştirmeye kullanmağa verilen değeri, desteği ve oradaki olanakları hakkında bilgi edinmeyi ise akıllarına getirmezler. (Türkiye´de makam, para, şöhret sahipleri bazı siyasetçiler ve bazı prof.  Unvanlı akademisyenler, çakma profesörler her şeyi en iyi bildiklerini sanırlar ve sanılırlar! Bana sorulacak olursa tek becerdikleri bilerek ve veya bilmeyerek etrafı berbat etmektir)

 

Bologna süreçleri faaliyetlerinde ve benzerlerinde insanın aklına bazı sorular geliyor, örneğin benim! Bologna uyumluluk süreci çalışmalarında gerekenler, (hedefler, dersler, içerikler, amaçlar asgari kalite ölçütleri v.b.) ulusal ve uluslararası düzeydeki uzman kurullarca, yada çalışma grupları tarafından neden belirlenmiyor? (Ozden H., 2011)

Her bilim birimi, her bilim dalı ve her ders için asgari ölçütlerin uluslararası düzeyde uzman kurullar tarafından belirlenmesi, yükseköğretimde statükoyu getirmez, rekabeti de etkilemez. Tam aksine akademik adaylar için fırsat eşitliği sağlanmış olur. Ve yükseköğretimin kalitesi ulusal ve uluslararası boyutta yükselmesine katkı sağlanır. Her bilim birimi ve dalı ve öğretim üyesi bu asgari ölçütlerin üzerine yüklemler yapmakta serbest olur. “Türkiye üniversitelerinde öğretim kalitesinin yükseltilmesinde ivedilikle yapılması gerekenlerin başında bu husus gelmektedir”. Yani her bilim birimi, her bilim dalı ve her ders için asgari öğretilmesi gerekenler, içeriklerin belirlenmesi ve ilgili alternatif ders kitaplarının hazırlanması gerekiyor.

 

Üniversitelerimizde Akademisyen Personelin Memnuniyet Faktörü, Eşit İşe, Eşit Performansa, Performansa Göre Eşit Ödeme

Yüksek öğretim kurumlarına kaliteli idealist öğretim elamanları kazandırılmak isteniliyorsa ve eğitim öğretim bilim adamlarından yeterli başarı elde edilmek isteniliyorsa, mevcut ücret kepazeliğinin kaldırılması eşit işe, eşit ücret ve unvan performansı getirilmelidir.  Ve akademik personel alımında ve atamalarında fırsat eşitliği, şeffaflık sağlanmalıdır. Bunun hakkından gelemeyen üniversite yönetimleri reel başarı elde edemezler. Üniversitelerdeki çok düşük ücretler,  kurumlar arasındaki ücret uçurumları, bürokratik engeller, keyfi uygulamalar, akademik kariyer engeli, fırsat eşitsizliği bilhassa doçentlik sınavındaki rezillik, mağduriyetler,  mobbing (bezdir kaçırt),  kısıtlı olanaklar, var olan kaynakların yerinde kullanılmaması,  gruplaşmalar dolayısıyla soğuk çalışma ortamı, akademik personelin motivasyonunu, performansını olumsuz etkilemektedir.  Bu olumsuzluklar haliyle yüksek öğretimdeki kalite güvence değerine yansımaktadır. (Özden H, 2011)

Türkiye’nin yurt dışında yetişmiş sizler gibi insanlara ihtiyacı var, vataniniz içinde calisin deniliyor. Türkiye´ye ise döndüğünüzde tüm kapıların size kapalı olduğunu çok geç fark ediyorsunuz. Eğer parti, örgüt mensubu, ya da belli bir tabakandan torpilli biri değilseniz, iyi bağlantılarınız, güçlü tanıdıklarınız yoksa Türkiye’ye döndüğünüze bin pişman ediliyorsunuz. Üniversiteye birilerin aracılığı ile çalışmağa başladığınızda ise bu sefer başka sorunlarla karşı karşıya kalıyorsunuz. Örneğin ilk akla gelenler;  aldığınız maaşla ayin sonu getiremiyorsunuz, akademik kariyeriniz örneğin bu Almancı, burası Almanya değil, bunun burnunun sürtülmesi gerekiyor diye kurum içinde dışlanıp akademik kariyeriniz engelleniyor.

 

Devlet Ve Vakıf Üniversitelerindeki Hızlı Artış

Türkiye´de kısa sürede çok hızlı artan devlet ve vakıf üniversiteleri ile eksik alt yapıları ve yetersiz denetimler nedeniyle eğitimin, öğretimin kalitesinde bir düşüşler gözleniyor. Vakıf ve devlet üniversitelerinin finansman yaratma baskısı altında, para karşılığında diploma, sertifika, bilirkişi raporu dağıtır hale dönüşecekleri beklentisi hâkim. Geçmişte bunun örnekleri mevcuttur. Bazı üniversiteler özel sektörde yüksek lisans ve doktora örgencisi arayışı içine, birçok vaatlerle girmişlerdir, (örneğin iki üç sene içinde diploma garantili). Bu konuya ayrı bir çalışmada yer verilecektir. 

Üniversitelerimizde Unvanlar Ve Yükseltme Kriterleri

MÜDEK akreditasyon ve Avrupa Birliği BOLOGNA uyum süreçleri çalışmalarında göz ardı edilen diğer bir konu ise oradaki unvan ve akademik yükseltme kriterleridir, uygulamalarıdır. Genelde üniversitelerde ders veren akademik personele profesör denilmektedir. Ücret ödemelerinde farklı profesör kategorileri örneğin Almanya’da geçerli, C1-Profesör, C2- Profesör, C3-Profesör, C4-Profesör ve S-Profesör bulunmaktadır. Aslında böyle unvan akademik personelin motivasyonuna olumlu etki eder. Profesör atamalarında Türkiye’de ki gibi kati davranılmamaktadır. Yüksek lisanslı basarîli akademisyenlere de profesör unvanı verilmektedir. Hatta Bölüm, enstitü başkanlığına, fakülte dekanlığına atanabilinmektedirler Bizdeki gibi doçentlik sınavları ve kadro, unvan yükseltmelerinde uzun bekleme süreleri, bulunmamaktadır. Eskiden  üniversitelere bilim adamı kazandırmak amacıyla Bizdeki doçentlik sınavının benzeri habilitasyon prosedürüne günümüzde özellikle mühendislik fakültelerinde sıcak bakılmıyor. Örneğin TU-Berlin, Mühendislik Fakültesinde, Gemi İnşaat Enstitüsünde habilitasyon için 1993 yılında müracaat ettiğimde fakültede habilitasyonun olmasına rağmen uzun yıllardan beri uygulanmadığını,  sıcak bakılmadığını ve habilitasyon kariyeri yerine endüstride en az 3 yıl çalışma şartının önem taşıdığını örgendim. 2009 yılında iki haftalık bir seminer için TU-Benlinde bulunduğum sırada 30 yaşı altında çok genç, Prof. Dr- İng. unvanlı dekanla tanıştım, darısı Türkiye de bizlerin başına diye söylenmiştim!

Diğer bir farklı uygulama, kuruma, atanacak profesörün seçiminde orada çalışanların tüm görüşleri dikkate alınıyor. Adaylar belli kriter tablosuna göre değerlendiriliyor. İyi bir akademik performansı kadar adayın insani ilişkilerine, bölümde olası uyumluluğu da araştırılıyor! Oy çokluğu ile en uygun personel seçildikten sonra  Rektörlüğün, ve eyaletin sadece secimin usulene göre yapılıp yapılmadığı, kritere uyulup uyulmadığı secimin adil yapılıp yapılmadığı kontrol edildikten sonra önerilen tek adayın atanması yapılmaktadır. Türkiye’de mevcut yasa ve yönetmeliklere göre bırakın  üniversite dışı pratik deneyimli akademik personel tevsikini, kurum dışından endüstriyel deneyimliler mağdur ediliyor.. Türkiye’de de Üniversitelerimizde rektör, dekan, müdür ve başkan profesör atamalarında en az Üniversite dışı, 3 yıl endüstriyel deneyim kriteri değerlendirilmelidir. Araştırma görevlileri ve doktora kadroları en fazla 5- 6 sene ile sınırlı kalmalıdır. Doktorayı tamamlayan bir süre endüstride çalışmaya tevsik edilmelidir. Üniversitelerimizde akademik personelin pratik deneyimsizlikleri büyük bir eksikliktir. (Özden H, Yük. Ögr. WEB, 2011)

Üniversitelerimizde Bilim Dalları, Asgari  Dersler Ve Ders İçerikleri,

Türkçe Ders Kitapları Teşviki

Bence günümüzün ve geleceğin gereksinimleri, ülkemizin bölgemizin olanakları da dikkate alınarak, teknoloji ağırlıklı geleceği olan mühendislik fakültelerin, enstitülerin, bilim dallarının açılmasına öncelik verilmelidir. Bilhassa mühendislik bölümlerinde okutulan derslerin ve ders içeriklerinin gözden geçirilerek günümüzün değer kazan yöntemleri, yeni bilgileri, bilgisayar destekli uygulamaları entegre edilmelidir, geliştirilmelidir. Türkiye’de özellikle mühendislik bilim dalları dersleri ile ilgili Türkçe ders, mesleki kitapları eksikliği vardır. Türkçe sözlü bilim kitaplarının ülkemizde çoğaltılması için devletin, üniversite yönetimlerin katkısı, tevsikleri olmalıdır. En azından Türkçe ders kitabi yazarlığı atamalarda ağırlıklı bir ölçüt olarak dikkate alınabilir. Mesleki ders kitap yazarlığı, çeviriliği, yurt dışı SCI yayınları gibi parasal destekle tevsik edilebilir, cazibeliği artırılabilir. 

Zihinsel Özürlü, Testvari Orta Lise Eğitim- Öğretimin Yüksek Öğretimde Olumsuzluğu

Üniversite giriş sınavlarına uyumlu testvari (yani test çözme ağırlıklı ) orta, lise öğretimi, örgencilerin üniversitelerde arzu edilen başarılarını olumsuz etkilemektedir. Öğrencilerin derslerdeki katılımları ve Şekil 3 deki örnek olarak gösterilen cevap kağıtları incelendiğinde testvari orta eğitimin örgencilerin bir çok yeteneğini körleştirdiği kanaatine varılmaktadır. Özelikle kendilerini ifade etme, yorumlama, disiplinli, çalışma alışkanlığı, düzenlilik, algılama, öğrenme gibi yeteneklerin geliştirilmediği sonucuna varılmaktadır.  Bu cevap kâğıtları ayni zamanda örgencinin orta ve lise geçmişini de yansıtmaktadır.  Orta ve lise eğitim ve öğretiminde; test çözme yeteneğinin geliştirilmesi yerine; genel kültür, yüksek öğrenim ile ilgili temel alt yapı bilgileri, hayal etme, fikir edinme, yorumlama, ruhen ve benden sağlıklı gelişimi, müzik, spor, resim, kendine özgüven, kaynaşma gibi bilgi, yeteneklerini geliştirici şekilde verilmelidir. Burada hatırlatmak ta yarar vardır; Tanımış eski üniversitelerden gelen lisansüstü örgenci adayların mülakatlarında  benzeri sorularda çok daha berbat cevaplarla karşılaşılmaktadır. Abartılmıyor, mülakatlara katılan diğer hocalar teyitler.

kalite-5.jpg

 

Sekil 3 Cevap kâğıtlarından bazı örnekler

YÖK Ve TÜBİTAK, YÖK Yerine Bilim Teknoloji Bakanlığı, Doçentlik Sınavı Mağduriyetleri V.B.

 

Avrupa Birliği Ülkelerinde yükseköğretim kalite güvence uyumluluk çalışmalarında, BOLOGNA süreçlerinde Türkiye´deki gibi bir YÖK var mıdır?  Sorusuna cevap, -Yoktur!

Benim araştırmalarıma göre Dünyanın hiç bir yerinde Türkiye’deki YÖK gibi bir kuruluşa rastlanılmamaktadır. Dünyanın pek çok ülkesinde üniversitelerdeki çalışmaları, faaliyetleri denetleyen, üniversitelerarası koordinasyonu sağlayan sınırlı sorumlu kuruluşlar mevcut, fakat Türkiye’deki YÖK´ün güç boyutunda değildirler. YÖK denetim ve koordinasyon amacından saptırılmıştır., Siyasiler YÖK ´ü üniversiteler üzerinde bir baskı kurum aracı olarak değerlendiriyor. (Özden H., 2011)

 

ü  YÖK asli görevine, esas amacına (denetim ve koordinasyon) dönmelidir, YÖK´ün idari-yaptırım gücü kaldırılmalıdır. Külfetli, şişirilmiş bürokrasi kadrosu radikal bir şekilde küçültülmelidir, başka birimlere dağıtılmalıdır. YÖK´ün bütçesinin üç, dört üniversiteye eşdeğer olabileceğini tahmin ediyorum.

ü  YÖK´teki pek çok işlerin, sorumlulukların, kaynakların mevcut üniversitelere bırakılması, devredilmesi daha yararlı, verimli olur kanaatindeyim. YÖK´ bürokrasinden yapılacak büyük tasarrufla üniversitelere ek kaynak sağlanabilir.

ü  Benzeri TÜBİTAK içinde geçerli, buradaki pek çok birimler direkt üniversitelere devredilmelidir. Türkiye de, üniversitelerde ikide bir kıt kaynaklarlardan şikayet edileceğine mevcut kaynakların yerinde kullanılmasına, en iyi şekilde, efektif değerlendirilmesine özen

ü  Türkiye’de her kez bilim cağından ve geleceğin bilim olduğundan bahsettiğine göre; Neden,  YÖK yerine Batı Avrupa Ülkelerinde olduğu gibi Türkiye´de “Bilim-Teknoloji Bakanlığının” kurulması önerilmiyor? YÖK, TÜBİTAK yerine daha yararlı olur. AKP. CHP, MHP v. böyle bir bakanlığın Türkiye’de kurulmasına destek vereceklerdir. Bu  gibi önerilerin Rektörlükler tarafından yapılması, gündeme getirilmesi ile gereği yapılır..   

Doçentlik Sınavı, Yüksek Öğretim kurumlarinda  Ethik Kuralları

 

Avrupa Birliği Ülkelerinde yükseköğretim kalite güvence uyumluluk çalışmalarında, BOLOGNA süreçlerinde, Türkiye´deki doçentlik sınavı uygulamaları var mıdır? Sorunun cevabi; -Yoktur. Yurt dışında doçentlik sınavı bürokrasi kepazeliği uygulanmıyor, yardımcı doçent, doçent gibi unvanlar birçok ülkede kullanılmıyor. Türkiye'nin AB'ye girme sürecinde BOLOGNA uyumluluk çalışmalarında doçentlik sınavı uygulamalarından da vazgeçmek zorundadır. (Özden H, 2011)

 

ü  Yürürlükteki doçentlik sınavı fırsat eşitliğine ters düşen ve gereksiz, zaman alıcı bürokrasi, külfetli cağ dışı bir uygulamadır, doçentlik prosedürü birçok ülkede kalkmıştır

ü  Doçentlik sınavında görüldüğü Bir akademik personelin gibi kariyeri 3-5 kişinin keyfine, ruh sağlığına, insafına,  siyasi, beşeri görüşüne bırakılmamalıdır

ü  Doktora tezi ve sınavı kişinin bilimsel çalışmaları kendi başına veya bir çalışma gurubu içinde yürütebileceğinin, bilim adamı formasyonunun kanıtıdır. Türkiye'de de doktora tezi ve sınavı üniversitelerdeki doçentlik ve profesörlük atamaları için yeterli olmalıdır

 

Akademik personelin yayınları ile ilgili maksadını aşmış, ucu acık çok sayıda ethik kuralları getirilmiştir. Ucu açık ehtik kuralları ile istenmeyen akademik personelin kariyeri berbat edildiği gibi, ethik kuralları birbirlerine karşın bir koz olarak kullanıyor. Bildiri, makale, kitap yazarı kendine ait bir tabloyu, sekli başka bir yerde, başka bir dergide benzerine, yâda aynisi not düşerek yâda atıfta bulunarak kullanma hakkına sahiptir. Ayni makalenin yâda yeni bastan düzenlenerek farklı dergilerde ve dillerde yayınlanmasında kati kurallar getirilmemelidir. Çalıntı, aşırma gibi hallerde kati ehtik kuralların devreye girmesi gerekiyordur. İlgililer ipe sapa gelmez yayın ağırlıklı ethik kuralları vakit öldüreceklerine yüksek öğretim kurumlarında öğretim ve arge faaliyetlerinin kalite güvence değerini olumsuz etkileyen birçok keyfi uygulamalara, mağduriyetlere,  mevcut yasa ve yönetmeliklere, doçentlik sınavı gibi rezilliğe, projelerde usulsüzlüklere baksınlar.

 

KALİTE GÜVENCE TESPİT TABLOLARI

 

Akademik kariyer ve atamalar bütün üniversiteler için geçerli bir değer-kriter tablosuna göre gerçekleştirilmelidir. En fazla puanı toplayan yukarıdaki ilişkilerine, yakınlıklarına, torpiline, siyasi, beşeri görüşüne, boyuna, fosuna, başına, cinsiyetine bakılmaksızın tercih edilmelidir. Eğer üniversite yönetimleri belli çıkar çevrelerin eline kaptırılmak istenilmiyorsa ciddi bir değer-kriter tablosu hazırlanarak ve gerekli yasa tanımlanarak uygulanmaya konulmalıdır. (Özden H, 1999, 2000, 2001,2005) Tablo 2 ve Tablo 3 makine tasarımında teknik - ekonomik değer tespit tablolarından uyarlanmıştır. Tablo 1 akademik personelin için düzenlenmiştir. Tablodaki Kriter grupları ve kriterler ve onlara ait ağırlık puanları işleme göre farklı olabilmektedir. Adayların kriter puanlaması birbirlerinden habersiz ve mümkünse uzman kişilerce yapılmalıdır. En fazla puanı alana öncelik verilmelidir, yâda gerekli puana alanın atanması onaylanmalıdır. Tablo puanlama bilgisayar destekli excel prog. ile de yapılabilir. Tablo 3 ise yüksek öğretim kurumaların performans debelendirilmesinde, diğerleri ile kıyaslanmasında kullanılmaktadır. Tablodaki kriterlere ilave edileceği gibi bazı kriterler yok sayılabilir. Böyle bir performans ölçütü, YÖK´ün yayın sayılarına bakarak yaptığı en iyi üniversiteler sıralamasından çok daha gerçekçidir. Bazı  üniversiteler, yurt dışı belli dergilerde çıkan yayın sayılarına bakarak kendilerini diğer üniversitelerden daha üstün olduklarını yaymaktadırlar.  Böyle bir değerlendirme gerçeği çok az yansıtmaktadır

 

SONUÇLAR

 

1.      Yüksek öğretim kalite güvence sisteminde insan ve yönetim, ilgili yasa ve yönetmelikler faktörleri belirleyicidir

2.      Yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim ve bilimsel faaliyetlerin arzu edilen kalite güvence seviyelerinde olmamasının tek bir nedeni vardır, oda siyasidir. Yüksek öğretimle ilgili reformlara, iyileştirmelere yasa ve yönetmeliklerde başlanılmasında yarar vardır.

3.      Yüksek öğretim kurumlarında, üniversitelerde öğretim ve bilimsel ARGE faaliyetlerinin kalite güvence değerlerinin artırılmasında yapılması gerekenin başında; - Fırsat eşitliğine ters düsen, keyfi, şahsi uygulamalara, görevi suiistimallere fırsat veren yüksek öğretimle ilgili yasa ve yönetmeliklerin, uygulamaların kaldırılmalıdır, - Akademik personelin memnuniyet faktörü iyileştirilmelidir, - YÖK´un yetkilerin denetleme ve koordinasyon ile sınırlandırılmalıdır,

4.      Yüksek öğretimde kalite-güvence tespitinde;  öğreten ve öğrenen ikilisin birbirlerinden olan memnuniyet çıktısına odaklanmak hatalıdır! Katma değerleri yüksek olan kurumsal, toplumsal, endüstriyel mal ve hizmet üretim çıktıların da dikkate alınması gerekiyor!

5.      Makine tasarımında teknik ekonomik değer tablolarından uyarlanan ölçüt tabloları daha da geliştirilerek yüksek öğretim kurumlarında, özellikle kurumların, birimlerinin ve personelin performans değerlendirmesinde kıyaslamalarında kullanılması önerilmektedir.

6.      Çalışma koşulları, rahatlığı ile dışarıdan gıpta edilen üniversitelerimiz, içerilerindeki çürüklerle kokar hale gelmiştir. Üniversitelerimiz ülkede her yönleri ile güven duyulan, ülkenin gelişmesine katkı sağlayan saygın kurumların başında yer almalıdır. Bunun içinde, Teknik ekonomik değerlerin, kalite güvencelerin artırılması için gerekenler ivedilikle yapılmalıdır.

 

 

REFERANSLAR

 

1.       Özden H. "Die Ziele des İngenieurstudiums" (28. Uluslararası Mühendislik. Eğitimi sempozyumu, Engineering Educatıon in the 3. Millenium; Eylül 1999 İTÜ, İstanbul)

2.       Özden H. " (2000) 21. Yüzyilda Türkiye'de Sorunlar;  (Eğitim. İflasyon, İşsizlik, İç ve dış Borçlar, Terör, Kirlilik, Afetler, Enerji, Zamana Uyumsuzluk)"  Kitap, Önder Ofset, Uşak,

3.       Özden H., (2001). Makine Mühendisliği Eğitim-Öğretimde Kalite Değerlendirme Tabloları, Mak. Müh. Eğitimi Sempozyumu,. TMMOB, Makine   Mühendisleri Odası, İstanbul Şubesi,

4.       Özden H.,  (2005). What and haow should theengineer candiadates in the futur for theier carriers. 34.th. intern. Engin. Edu. Symp.  IGIP,  Istanbul

5.       Şahin O., (2011). Kamu Harcamaları içinde Üniversiteler ve Araştırma Bütçelerinin Durumu maliye Bakanlığı, yükseköğretim hizmetleri daire Başkanlığı

6.       Schiedermaier H. "Die Universität auf dem Weg ins 21. Jahrhundert"  Forschung&Lehre, 5/1999,

7.       Bundes Forschungsministerium, “Forschung” WEB, erişim 2011

8.       EU, “Forschungsprojekte… WEB,  erişim 2011

9.       Özden H., „ YÖK, Üniversitelerde gerekli reformlar“  http://www.dr-husso.com/makale/makale14 2011

10.    Özden H., „Üniversitelerin Ve Akademik Personelin Sorunlarının Kamuoyuna, Siyasi  Gündemine Etkin Getirilmesinde Üniversite Yönetimlerinin..“ http://www.dr-husso.com/makale/makale226, erişim 2011

11.    Özden H., (2007). 2007 dönemi doçentlik sınavı başvurumda  jüri üyelerinin yayın  değerlendirme raporları.. ,   http://www.dr-husso.com/makale/makale100, WEB, erişim 2011

12.    Özden H., „ Doçentlik Sınavı Bürokrasisi”  http://www.dr-husso.com/makale/makale85, WEB, erişim 2011

 


 

Tablo 2. Akademik Personel için Değerlendirme Tablosu (Teknik-Ekonomik Değer)

 

Grup

 

Nr

 

Max. Ağır. P

Kriterler

 

Puan

A

B

S-I

S-II

S-III

S-IV

Açıklamalar 

A

 

Meslek

Alanı,

Uzmanlık,

Öğrenim,

Kariyer,

Bilimsel

Aktiviteler,

Yayınlar…

 

40-60 %

Katsayı faktörü, KF= 0.45

1

85

A

Diploma, Transkript

75

65

 

 

x

2

60

C

Branş, Uzmanlık alanı

 

 

 

 

 

3

75

B

Yabancı dil, İngilizce

70

70

 

 

x

4

75

B

Bilgisayar kullanımı

65

65

 

 

x

5

60

C

Yayınlar, eserler, kitaplar

 

 

 

 

 

6

100

A

Patent, Öneriler

-

-

 

 

x

7

75

B

Mesleki tecrübe, sertifikalar

 

 

 

 

 

8

90

A

Endüstride çalışma süresi

30

20

 

 

x

9

70

C

İdari görev

 

 

 

 

 

10

75

B

Ders yükü

 

 

 

 

 

11

65

C

Okullar ve Eğitim akışı

 

 

 

 

 

12

80

A

Burslar, Ödüller, katılımlar

 

 

 

 

 

13

Kongre, Sempozy. Seminer

14

ARGE Projeleri

15

Kuruma katkıları

TA

905

(425)

 

 

230

0.54

220

0.51

 

 

 

 

B

 

 

Kişilik, Yetenek,

Güvenirl.

İletişim,

Presentasyon

 

20-40%

 

KF=0.30

1

85

A

Kişilik, Güvenirlik

60

70

 

 

x

2

75

B

Yetenek

 

 

 

 

 

3

95

A

Yaratıcılık

55

40

 

 

x

4

75

B

Ekipsel çalışma kabiliyeti

70

60

 

 

x

5

80

A

Öğrenme-Öğretme kabiliyeti

60

65

 

 

x

6

65

C

Saygınlık

 

 

 

 

 

7

70

C

Ortama uyum

 

 

 

 

 

8

70

C

Görev, sorumluluk bilinci

65

60

 

 

x

9

65

C

Süreklilik, Dayanıklılık

 

 

 

 

 

10

60

C

İkna etme gücü

 

 

 

 

 

11

65

C

Azimkar, enerji

 

 

 

 

 

12

65

C

Dış Görünüş, Anormallik

 

 

 

 

 

13

80

A

Sabıka,

 

 

 

 

 

14

Ekipsel çalışma

15

BT

945

(405)

 

 

310

0.76

295

ö.72

 

 

 

 

C

 

Motivas-yon

Sağlık,

 

15-30 %

 

(KF= 0.35)

1

75

B

Yöneticilik

 

 

 

 

 

2

70

C

Otonomitet

70

65

 

 

x

3

70

C

Kendine güven,

 

 

 

 

x

4

50

D

Mobilitet

 

 

 

 

 

5

60

C

Doğum tarihi ve Yeri

 

 

 

 

 

6

80

A

Sağlık durumu

70

75

 

 

x

7

-

-

Askerlik durumu

 

 

 

 

 

8

-

-

Medeni hali

 

 

 

 

 

9

75

B

İdealist, Beklentiler

60

70

 

 

x

10

Erişebilirlik

CT

480

(225)

 

 

200

0.88

210

0.93

 

 

 

 

D

Hobiler,

Diğer

Faaliyetl.

10-25%

KF= 0.25

1

65

C

Sosyal, Kültürel faaliyetler

 

 

 

 

 

2

65

C

Hobiler

55

40

 

 

x

3

65

C

Spor,

40

25

 

 

x

4

65

C

Mesleki üyelikler

30

15

 

 

x

5

55

C

Ehliyet, sertifikalar

 

 

 

 

 

6

 

DT

310

(195)

 

 

125

0.40

80

0.41

 

 

 

 

 

TP

2648

(1250)

 

Kıstas, (kalite) değeri

KD= TA/TP

TA

865

805

 

 

 

KD

0.69

0.64

 

 

Değerlendiren 

15.4.2011

 DrHusso

 

 

 

Tablo 3. Yüksek öğretim kurumlar, Üniversiteler için Değerlendirme tablosu,

 

Grup

Nr

Max. Ağır. P

Kriterler

 

         Puan

A

B

C

S-I

S-II

S-III

Açıklama

 

A

 

Bilimsel

Faaliyet.

ARGE-

Çalışmalar

Endüstriyel

Mal-Hizmet

50-65 %

 

(Katsayı Faktörü,

KF=0.60

1

80

B

Yürütülen Bilimsel Çalışmalar

20

30

x

2

90

A

Kazanılan Bilimsel Projeler

15

30

x

3

95

A

Patent, Geliştirme Önerileri

0

15

x

4

60

C

Bilimsel Yayınlar, makale, bildiri

20

50

5

75

B

Kongre, Sempozyum, Panel, Semin.

15

50

6

85

A

İş dünyası  ortak çalışmaları

15

20

x

7

80

B

Ülke Ekonomisine Katkılar

35

40

x

8

75

A

Uluslararası ilişkiler, ödüller

0

40

x

9

85

A

Yurtdışı ortak proje çalışmaları

0

40

x

10

Mesleki kitap yayınları, Editörlükler

11

Teknoloji geliştirme

12

Teknoparklar, Araştırma merkezleri

13

Üçüncü partnerden kaynak gelirleri

14

Mal-hizmet üretimi

AT

725

0.6x12= 0.072,    0.6x0.43= 0.258

90

0.12

315

0.43

B

 

Eğitim. Öğretim

Faaliyet.

 

40-50 %

 

(Katsayı Faktörü,

KF=0.20

1

65

B

Bölümler, Ana Bilim Dalları

40

55

2

60

B

Ders Programları ve İçerikleri

40

50

x

3

75

C

Uygulamalı Dersler, Projeler

15

35

x

4

80

A

Yönetmelikler, kurallar, uygulamalar

35

40

x

5

80

A

Motivasyon, hedefler

35

40

x

6

70

C

Öğretim Üyesi/Öğrenci Sayısı Oran

40

60

x

7

75

A

Öğretim Üye. Endüstri Deneyimleri

20

30

x

8

60

C

Öğrencilerin Başarı Yüzdesi

55

50

9

55

C

Ortalama Öğrenim Süreleri

50

40

10

50

C

Tezler, Yüksek lisans, Doktora

40

45

11

75

B

Mezunların İş Dünyasında Kariyer.

65

60

x

12

70

B

Staj İmkânları

0

15

13

50

B

Ethik, Yasa dışı Vukuat

50

45

14

BT

865

0.20x0.56=0.112,  0.20x0.66=0.132

485

0.56

575

0.66

 

C

 

Altyapı,

Bütçe

Kaynaklari

 

30-50%

 

KF=0.10

1

65

B

Bina ve Derslikler, araç gereçleri ile

30

55

x

2

75

A

Kütüphane, Kitaplıklar

15

70

x

3

75

A

Laboratuarlar

15

30

x

4

60

C

Kültürel, Sosyal tesisler, 

30

55

x

5

60

C

Spor tesisleri

30

50

x

6

65

C

Barınma, Yurtlar, Lojmanlar

30

55

x

7

70

B

Mali kaynaklar

20

40

x

8

Beslenme, yemekhaneler, kantin

9

Ulaşım rahatlığı

10

Sunulan sağlık hizmetleri

CT

470

0.036,  0.075

170

0.36

355

0.75

 

D

Etkinlik

 

20-30%

 

KF=0.10

1

50

C

Sosyal Etkinlikler

35

40

2

55

B

Kültürel Faaliyetler,  gösteriler

30

50

x

3

55

B

Spor Müsabakaları

35

45

x

4

60

B

Öğrenci Sağlık Hizmetleri

40

55

x

5

50

C

Halka açık eğitici kurslar, seminerler

15

20

6

Tanıtım faaliyetler, halka acık günler

7

Dayanışma, Alumni, mezunlar iletiş.

DT

270

0.057, 0.077

155

0.57

210

0.77

 

TP

2230

Kıstas, (kalite) değeri

KD= TA/TP

TA

900

1455

Değerlendiren

15.4.2011

DrHusso

KD

0.40

0.65