KAMU OYUNA YANSIYAN,  GÜNDEMİNİ MEŞGUL EDEN,  O KADAR İLGİNÇ OLAYLAR, KONULAR VAR Kİ, TAM AZİZNESİNLİK!

 

Bu kadarı da olur mu, bu kadarına da pes doğrusu, el insaf v.b. söylemlerini insansan dedirtecek boyuttalar. Bura da hangisine örnek olarak yer vermemi istiyorsunuz! İsterseniz bir çoklarımızın düşüncesini açığa vurmaktan çekindiği, korktuğu su Ergenekon, balyos, v.b.  davalar, örneğin!

 

Mevcut devlet yönetimi düzenini yıkmak için çete, terör örgütü kurmak, ve veya devletin mevcut düzenine karşın eylem hazırlıklarında bulunmak, terörist olmak suçları ile, mevcut hükümet yönetimine muhalif, karşıt düşünceli,  insanlarımızın, özellikle değerli askerlerimizin 3-4 senedir tutuklu yargılanmaları. Sizce de tam bir Azisnesinlik bir olay değil midir ?

Fırsat, fırsat iken senaryosu önceden hazırlanan tam bir trajedikomik oyunu değil midir?

Tam bir kara mizah diye tarihe geçecek bir olay değil midir? 

 

Evet, gelişmeleri özetleyerek  birlikte hatırlayalım ve önyargısız, hilesiz düşünüp birlikte tartışalım:

………..

 

ü silahlı, silahsız terör eylemleri ile ülkeyi kaosa sürükleyip vatan topraklarının bölünmez bütünlüğünü sorulur hale getiren, ülkeyi siyasi ve ekonomik, çökerterek parçalamak isteyen,

ü kırk bine yakın insanın ölümüne, ülke ekonomisine yüzmillaryarlarca dolar zarar veren, devlete meydan okuyan PKK terörist örgütüne, canilerine ve sempatizanlarına karşın,

ü laik demokratik Türkiye cumhuriyetini yıkıp şeriat din cemaat devletini kurmak isteyen yobazlara, beynikörlere karşın,

 

ÖLÜMÜNE MÜCADELE VEREN ŞEREFLİ VATANSEVER, ÖZVERİLİ GENÇ SUBAYLARIMIZ, KOMUTANLARIMIZ, GERÇEK KAHRAMANLARIMIZ;

 

 hayali, düzmece suçlarla, kasıtlı, satın alınmış ihbarlarla, v.d.  teröristler, hainler diye, adi suçlulardan da beter, onur kırıcı muamelelerle yıllardır hapishanede yargılanıyorlar.

 Yurt içinden ve yurt dışından, toplumdan, meclisten, ilgili kurumlardan, sivil örgütlerden tek bir çıt dahi yok.

En ufak destek, sahiplenme ise hiç yok.  Böyle insanlık, vatandaşlık, Türklük, Müslümanlık olur mu?

(Toplum olarak, vatandaş olarak bu ülkeye, vatana hizmetlerde bulunmuş insanlarımıza , kurumlarımıza sahip çıkmamız, saygı göstermemiz gerekiyor.)

 

Esas teröristler, caniler, serler, terör örgütleri dışarıda, meclis de, kamuda, her yerde, ekranlarda,  meydanları boş bulup zafer kutlamaları yapıyorlar. Bir araya gelerek çoğaldıklarında etrafı yakıp, yıkıp, harabeye çeviriyorlar, çevreye ölüm uğursuzluk saçıyorlar. Bu yasa dışı, terör eylemlerinde devletin polisi, savcısı, hakimi ortalıklarda yok.  Hükümetin, muhalefetin meclisteki vekillerinden, bakanlarından da ses seda yok. Medyanın kibirli, şarlatanları, vatan kurtaran şabanlarından, Ekran Donkişotlardan da ses seda yok, TÜSIAT, Sendika babalarından da ses seda, görüş yok. …….

 

Türk bayraklarını gönderden indirip ayaklar altında çiğneyenler, çiğnetenlere karşın hiç bir şey yapılmıyor, bırakın hesap sorulmasını, Caniler gerilla savaşçıları diye davul zurna ile, halaylarla karşılanıyor, ödüllendiriliyor. Böyle devlet mi olur, Bu devletin, bu ülkenin korunması gereken bir onuru, otoritesi, bu bayrağın bir şanı vardır. Asırların ulu devleti, tarihlerin şanlı ulusu; kabile devletlerine  özenti duymağa mi başladı!

 

KENDİLERİNİ BU VATANİN İYİ GELECEĞİNE, VATANİN HUZUR, GÜVENLİĞİNE ADAMIŞ SUBAYLAR, GENERALLER, KUVVET KOMUTANLARI HAYALİ SUÇLARLA, EYLEMSİZ FİKİR VE VUKUATLARLA,   YILLARDIR SİYASİ HESAPLAŞMA İÇİN YILLARDIR HAPİSTELER.  

SİLAH ARKADAŞLARI DAHİ SAHİPLENMEKTEN KORKAR HALE GELDİ, YUH YANİ !

 

Bunun neresi adalet, bunun neresi bağımsız adil yargı? (Bunu söyleyen yazan sadece ben değilim ; bir çok siyasilerde, parti başkanları da, hatta bazı hükümet bakanlıkları dahi söylüyor, bürokratlarda, uzman bilim adamları da söylüyorlar. Tam Azisnesinlik olay! ) Ülkeye her türlü zararı veren, ülkeyi kaosa sokarak, vatani parçalayıp  efendilerine satmağa kalkışan, ülkeyi gerçekten karanlığa, kaosa  sokacak terör örgütlerin canileri, sempatizanları dışarıda halay tepiyorlar. Devletin meşhur savcı, hakimlerinden, emniyet güçlerinden ses seda yok. Bu nasıl yargı, bu nasıl devlet., bu nasıl görevi sorumluluk, … 

Devleti, hükümeti dışarıdan cemaatler mi, Tarikatlarla mi, İmam-Misyonerleri mi  yönlendiriyor sorusunu soranlar artıyor!

 

Demokrasi, insan hakları, yargıya intikal etmiş davalara görüş bildirmeme gibi bahaneler insanlara artik pek inandırıcı gelmiyor. Savcı ve hakimlerden evvel belli bir medya gurubu tarafından kamuoyu tek taraflı bilgilendiriliyor. Diğer taraftan kamuoyunda haber olan, tartışılan, ileri geri konuşulan yargı, dava haberleri hakkında her vatandaş görüş bildirmesi, fikrini paylaşması, olanları, hoşuna gitmeyenleri sorgulaması ne zamandan beri yasak. Aslında yürütülen bu boyuttaki davlar hakkında savcı ve hakimlerin en azından bakanın kamuoyunu bilgilendirmesi gerekiyor. Eğer bir üst bürokrat yada kuvvet komutanı tutuklama nedenin acık seçik kamuoyuna açıklanması gerekir. Yeteri delil olmadan birilerin isteği, direktifi ile keyfi yeterli delil olmadan tutuklanması, ilk önce tutuklayıp daha sonra delilleri toplamak hukuksuzluktur, bu konularda fikir yürütmek için insanin hukukçu olmasında gerek yoktur!  21. Yüzyıl Türkiye sine yakışmıyor. Bu konularda kamuoyunda o kadar çok hükümet, şeriat yanlısı beyin yayınlar  yapılıyor ki, özellikle şeriat yanlısı, radyo, televizyon, gazetelerde hükümet muhaliflerine karşın, komutanlar aleyhinde insafsızca infazlar yapılıyor. Söylenenlerde, yazılanlarda ortak hatta benzeri öğelerin bulunması bu infaz yayınları dışarıdan tek bir merkezden organize ediliyor. Bu propagandalarda imamlarda da misyonerler gibi kullandırılıyor, vatandaşların mevcut laik cumhuriyete karşın beyni yıkanıyor. Bir çok şeriat yanlısı radyo, TV yayınlarında vatandaşların dini, ibadet  duyguları ön plana çıkarılarak ustalıklı bir şekilde vatandaşlar tehlikeli, toleransız şartlandırılıyor.

Bu oluşum gelişmekte olan toplumlarda, halkta görülmektedir. Demokrasi anlayışı burada farklıdır; bir çıkar partisinin devleti ele geçirmek, ve devletin nimetlerinden, gücünde yararlanmak, diğer insanları sömürmek, kullanmaktır ve gücü sonsuza dek korumaktır.  Devletin yasa ve yönetmelikleri bu oluşuma meydan vermeyecek şekilde düzenlenmeliydi, halk bu konuda bilinçlendirilmelidir.

 

Vatandaşına sahip çıkmayan, vatandaşı kullanan bir devlet yönetiminde, günlük yasayan, yasayan ölü vatandaş ne diye bu devlet yönetiminden korksun ki. Kaybedecek nesi kaldı ki. Ölümle sonuçlanacak bir mücadele dahi, onursuz böyle bir itsel, eşeksel yaşamdan daha  hayırlı olacaktır.

Bir vatandaş olarak; Türkiye’de yargının, savcıların hakimlerin bağımsız hareket etmedikleri görüşündeyim. Dün de öyleydi bugün de devam ediyor. Uzun yıllardır Türkiye kamuoyunu meşgul eden Ergenekon, balyos v.d. davalar hakkında diğer bir konuyu kısaca dile getirmek istiyorum. Çok sayıda genç subaylar, generaller kuvvet komutanları geçmişte olası hükümet devirme faaliyetleri, planları suçlamaları nedeniyle uzun yıllardır yargılanıyorlar. Peki, bunların üst derecedeki sorumlu şefleri, amirleri v.d. leri neden tutuklanmıyorlar. Örneğin o dönemdeki eski kuvvet komutanları, genelkurmay başkanları, Genelkurmay başkanlığının bağlı olduğu başbakanlık, sivil savunma bakanlığı, Başkomutan o dönemin cumhurbaşkanları da neden bu davada; görevi suiistimalle ve veya hizmette kusur, görevi ihmalle, görevi sorumsuzlukla tutuklanıp yargılanmıyor, ifade vermek için, bu konurda daha detaylı bilgi almak için savcılığa çağrılmıyorlar… Daha da ileri gidebilirsiniz o dönemin siyasi sorumlularında ifadeye çağrılmalıdırlar. Hatta halkın bir kesiminin AKP´ye karşın mamut demonstrasyonlara, gösterilere karışan destek verenleri de ifade vermeğe çağırın… Evet, basit, saçma gibi size gelebilir. Bu tutum dahi yargının halini gözler önüne sermeğe yeterlidir.  Yazılarıma yeter diye noktayı basmak istiyorum.  Su an aklıma gelmişken diğer bir konuya çok kısa değinmek istiyorum. Benim için çok değerli şanlı askerlerimizden, komutanlarımızdan emeklisi, emeklisizinden bazıları mevcut düzeni yıkmak için çete kurmak, çeteye üye olmak için tutuklu savcı ve hakimlerce yargılanıyorlar. Peki, mevcut hükümet demokrasi maskesi altında, fırsatları ve devletin olanakları kullanarak mevcut anayasa düzenini, mevcut devlet yönetimini değiştirmek din şeriat düzenini getirmek için elinden geleni yapıyor. Bir zamanlar Hitler de, Moussolini de demokratik yollarla, imkânlarla devleti ele geçirip kendi düzenini kurmuşlardı. …devletin savcıları, hakimleri askerleri ve AKY´ye muhalefet edenleri tutuklayıp mevcut düzeni koruma adına yargılarken, diğerine neden suskun kalıyor. ….

 

Be adam bu dava yada diğer memleket meselelerini yazmak, yorumlamak, düşünce ve fikirlerini internette tartışmağa sunmak sana mi kaldı? Sen kendi isine bak be Adam! Memleket, devlet isleri büyük islerdir, sen bilemesin!  Diye söylenenler olacaktır,  Bunlara da buradan çok kısa söyleyecek bir iki sözüm vardır. – Her insan her vatandaş yasadığı toplumda, ülkede, dünyada olup bitenler ilgilenmelidir.-  bu konularda bana istediğiniz şekilde söylenin, söylenin en azından rahatlarsınız. Fakat çocuklarınıza, torunlarınıza asla ve asla bunlar büyük isler, memleket isleri biz, sen anlamayız diye söylenmeyin, - Büyük memleket meseleleri sorusuna gelince de; - Bre adam, seçtiklerin, görevlendirdiklerin senden çok mu farklı?  Kendine özgüveni olan, kişi, kişiler, toplum, kurumlar demokratik kurallar çerçevesinde ceyran eden muhalif tepkilerden korkmamalıdır. Tam aksine muhaliflerden, muhalif düşünceleri kendi lehine değerlendirebilir.  (Taslak hali) DrHusso