AKP
İKTİDARININ OLUMLU İCRAATLARINDAN BİRİ, BİRİLERİNE BELLİ
ŞAHSİYETLERE,
BELLİ
KURULUŞLARA VE KURUMLARA HADLERİNİ
BİLDİRMESİDİR
KİM OLDUKLARINI, GÜCLERİNİ
GÖSTERMESİDİR.
- KENDİLERİNİ
DOKUNULMAZ SANANLARA, İMTİYAZLILARA, ÖZELLERE, MAFYAYA DOKUNULMASIDIR-
Belli
şahsiyetlerin, Belli kuruluşların, Derneklerin, Kurumların
kim, nasıl oldukları, ne kadar güçlü, heybetli oldukları, neler
yapabilecekleri, arkalarında kaç kişilerinin bulunduğunu,
Türkiyedeki aksak demokrasinin ne kadar kırılgan olduğunu,yargının
güçlülerce yönlendirildiğini, sopa olarak
kullanıldığını, adaletin işlemediğini,
düşenin pek dostu olmadığını yalnız
kaldıklarını, toplumun halkın devlet büyüklerine sahip
çıkmadıklarını hep birlikte gördük. AKP´nin
Türkiye´ye yarattığı darbe paranoyasının olumlu
tarafı bu şekilde aklanabilir: DEVLET KURUMLARINDA
BİRİLERİNE, KAMUOYUNDA, MİTİNGLERDE, GÖSTERİLERDE
O KÜKREYEN KENDİLERİNİ NEREDEYSE ALLAH TARAFINDAN
SEÇİLMİŞ HAVASINA KAPILAN VE VATANDAŞLARA TEPEDEN BAKAN
VATAN KURTARAN SABANLARA, DONKİŞOTLARA ÇOK İYİ BİR
DERS OLMUŞTUR
AKP´nin darbe paranoyası uzadıkça ülkeye ve kendi
partisine de, hükümete de zarar vermeğe başlamıştır!
Ülkede su sıralar birlik ve beraberlik hayati değer
taşırken darbe paranoyasının daha da uzaması, PKK´nin işine yaramaktadır. Ve bundan faydalanarak
ülkeyi Suriye gibi kaosa sürükleme teşebbüsünde
bulunacaktır. (Arap Baharı
Suriye den sonra Iranda daha sonra Türkiyede esecektir. Batılılar bölgedeki
çıkarları gereği Iran ve Türkiye de Arap baharı için
Kürtleri Pesmergeleri kullanacaktırlar. Arap
Baharının olumsuzlukları Arap Baharı ile ortaya çıkan kaos sanayisi gelişmiş Zengin Batili Ülkelere de
yakin gelecekte yansıyacaktır, onları siyasi ve ekonomik olarak
negatif etkileyecektir. Oradaki halk da yakin gelecekte sermaye sömürüsüne
dayalı devlet yönetimine karşın ayaklanmaları
kaçınılmaz olacaktır. Arap Baharı ile ortaya çıkan kaos aslında Batılıların Sermaye
piyasasına dayalı sömürünün bir sonucudur. Batili sermaye
sömürücüleri demokrasi, insan hakları maskesi altında Orta
Doğuda yeraltı zenginliklerine mutlak hakim olmak için bölgede
ateşle oynuyorlar, halkları birbirine kırdırtıyorlar,
kendilerine bağlı itlerle bölgeye uğursuzluk, felaket
saçıyorlar, bölgeye vahşet,
yıkım, ölüm getiriyorlar.. Arap Kaosun Kürtler
kullanılarak Irana, Türkiye ye uygulanması girişimi, bölgede
olduğu kadar Batılılar için de büyük bir felakete
dönüşecektir. (bu konuyu daha detaylı bir
makalemde işleyeceğim. )
- Konu ile direkt bir ilgisi olmasa
da kısa bir hatırlatmanın yapılmasında yarar vedir! Türkiye´nin Suriye politikasının bastan hatalı
olduğuna, PKK ve Büyük Kürdistan oyununa gelinmemesine çok önceden bir
vatandaş olarak dikkat çekmek istemiş burada (Web sitemde makaleler
sayfasında) yer alan bir iki makalemde görüşlerimi tartışmaya
sunmuştum. AKP´nin iktidarın şansızlığı, iyi
bir dışişleri ve iç işleri bakanlarının
olmamasıdır.
İleriye dönük
bazı gelişmelerin nerelere varacağını önceden tahmin
etmek için insanın ne uzman nede müneccim olmasına gerek yoktur! Türkiyenin yönetiminde aktif söz sahibi olanlar nedense
olaylara yeteri kadar konsantre olamadıkları, olaylara çok boyutlu
farklı yönlerden bakamadıkları, Uluslararası
ilişkilerde dostluğun yerine çıkarların öncelikli olduğunu
unutuyorlar, Sermaye piyasasının acımasız sömürüsünü,
çıkarları gereği her kılığa girdiklerinden
habersizler ve burnumuzun dibindeki
gelişmeleri önemsemedikleri ve torpilli yalaka danışmanlar ve
ekran yorumcuları tarafından yanlış yönlendirildikleri
kanaatindeyim
.
Rahmetli
Ecevit Hükümeti zamanında, Saddam Hüseyin ve Irak olayları konusunda
yine bir vatandaş olarak ilgilerin dikkatini çekmek istemiş ve Irakta
olası bir Kuzey Kürdistan Eyalet Devleti karşısında
Türkiyenin tavrının, tutumun
ne olacağını, ne tür yaptırımlar olabileceğini
sormuştum. Zamanında bela kapıya girmeden gerekli önlemlerin
alınmasına dikkat çekmek istemiştim. Kuzey Irakta Kurulacak Kurdistanin bölgede istikrarsızlığı
getireceğini ve Türkiyenin başına büyük bela
olacağını yazılarımda uyarmıştım. O zamanki öngörülerimin bir
çoğu bugün teyit edilmiştir, bir çok konuda
haklılığımı göstermiştir. (Irakta Türkiye´nin
Batılıların yanında yer alarak Irak´a girmesini, meydani pesmergelere, PKK ya
bırakmamalarını, Iraktaki
Türkmenlere sahip çıkılmasını yazmış ve
savunmuştum. Meclisten tezkerenin çıkmasını
savunmuştum, Tezkereye karşı çıkanların Kürtlerin
oyununa geldiğini bildirmiştim.
(bu konudaki eski yazılarımı makaleler sayfasından indirebilirsiniz)
..
Benzerini
bugün Suriye için de
soruyorum!
Davutoglunun dış politikada, Suriye
konusunda da çok büyük
hatalar yaptığını, daha evvel yazmıştım.
Bugün Suriyedeki gelişmelere, Suriye sınırı boyunca Peşmergelerin PKK nin
faaliyetlerine birlikte tanık oluyoruz.
Iraktaki hatayı Suriyede tekrarlamak istemeyen Türkiye bu sefer
olaylara, Batılıların yanında aktif karışmak istemesi
yanlış bir politikadır. Saddam zamanı Irak ile Esadlı
Suriye vukuatları birbirinden farklıdır. Türkiye daha sakin sabırlı bir şekilde Esadi
değişim için bir geçişi süresi içinde razı etmeliydi.
Türkiyenin Suriye ile ilişkileri kişileştirilmemeliydi. Suriye deki olaylar Türkiye aleyhine Türkiye nin kontrolü dışında
şekillenmiştir. Türkiyenin Suriye politikası, Davutoglu Suriyede ve Bölgede özellikle pesmergeler
ve PKK tarafından pek ciddiye alınmadığı , , kendi
planlarını gerçekleştirmeğe
çalıştıkları, kendi kurtarılmış bölgeleri
ilan ettikleri gözlenmektedir. Türkiye Suriye politikası ile bölgede ve
dünyada prestij kaybetmiştir, pek ciddiye alınmaz, güvenilmez, kof
konumuna sokulmuştur.
Türkiyenin
Suriye politikasında en büyük hatası nerede biliyormuşsunuz? - Kendisiyle çelişmesidir, Türkiye de PKK dış
güçlerin yardımıyla ve Pesmergelerin
katilimi aktif desteği ile Güneydoğuyu
bağımsızlık, ayrı devlet hakkımızdır
diye topyekun isyana yönlendirdiğine, Devlet dairelerini ateşe
verdiklerinde hükümet yönetimin tavrı nasıl olacaktır.
Çok
yakin gelecekte, Türkiye´yi bekleyen tehlikelerden, kaostan birçoklarımız habersiz ve ilgisiz! Felaket
tellallığı yapmak, moral bozmak niyetinde değilim, Türkiye yi ekonomik ve siyasi kaos, çok kötü günler bekliyor. Arap Kaosu PKK Kürtler
tarafından Türkiye de de ilk fırsatta
estirilecektir. Türkiye PKK´nin. Pesmergelerin,
Kürtlerin Arap kaosunu Türkiye de başlatma girişimlerini, onlara
taviz üstüne tavizler vermekle önleyemez, tam aksine isteklerini ve taleplerini
azdırır. PKK´ nin, Kürtlerin artan çoğunluğun isteği,
nihai hedefi (Yani Türkiyedeki Kürt sorunu) Türkiye den ayrılıp
Bağımsız Federatif Kürdistan Devletinin Bölgede
kurulmasıdır.
Bu Kürt sorununa daha fazla demokrasi, daha fazla
siyasi haklarla, daha fazla tavizlerle çözüm sallanmaz. Türkiye de Kürt sorunun
çözümünde iki radikal seçenek vardır: Birinci çözüm, Türkiyenin Doğu
ve Güneydoğu Bölgelerinden feragat ederek Bölgede federatif Kürdistan
Devletini tanımasıdır.
Yani Ver kurtul çözüm önerisidir. İkinci çözüm ise; Tüm Türkiye
içersinde devlet otoritesini sağlamaktır. Mevcut yasa ve
yönetmeliklere, kurallara herkesin, her vatandaşın
ayrıcalıksız, imtiyazsız uymasını
sağlamaktır. İkincisi askeri güç, beceri, sabır kadar
siyasi güç, beceri, sabır ister. Bunların dışında
çözüm arayışları boşunadır. Hatta Türk Kürt Federatif
Devlet yönetimi yada eyalet sistemi çözüm önerileri;
sadece Federatif Büyük Kürdistan Devleti için bir geçiş sürecidir,
oyalama, alıştırma taktiğidir.
Türkiye
aleyhine dönen Suriye gelişmeleri ile Kürt sorunun acilen, ivedilikle
demokratik siyasi yollardan
çözülmesi gerektiğini kamuoyunda söyleyen söyleyene, akil veren verene
Mübarekler,
her nedense demokratik siyasi çözümün biraz detayına girmiyorlar!
Onların dile getiremediğini çözümleri ben bir iki cümle ile sizlere
özetlemiş olayım; 1. Ver kurtul gitsin, yani Türkiye Toprakların
bir kimsini Kürtlere bırakılmasıdır, Federatif Kürt
devletinin kurulmasıdır. 2. Türkiye de geçici olarak, Bölgede
Federatif Kürt Devletinin kurulması kesinlik kazanıncaya kadar, Orda
devlet olsumu tamamlanıncaya kadar Türkiye de Doğu ve Güneydoğu
Anadoluda Federatif Kürdistanin kurulmasına
onay vermek,
İsterseniz birlikte 1990
ve daha sonraki yıllara bakalım! Hatırlayacaksınız
rahmetli Özal la başlayan; baldırı çıplak üç beş
çapulcu, can çekiyorlar, dağılıyorlar, bittiler v.b. söylemleri
ile PKK örgütü ve terörü küçümsendi. Daha sonra ne olacak canım, denilerek
serbestçe Kürtçe konuşma ve kültürel haklarla başlayan ve masumane
gözüken taviz üstüne tavizler, Kürtler Türkiyeden ayrılmak ve ayrı
devlet kurmak istemiyorlar, et tırnak misali gibi değerlendirmelerde Kürt sorunun Türkiyeyi Türkiyenin
varlığını vatanin birlik ve bütünlüğünü tehdit eder
boyuta gelmesini sağlamıştır. Şimdilerde ise Kürt sorunun çözümü için
Hapiste cezasını çeken PKK liderinden umut beklenmektedir. ,,,,, daha neler,
neler
Evet, nerde
kalmıştık, yanlış politikalar nedeniyle nerden
nerelere Türkiye taşınmıştır. Aklıma gelmişken
hatırlatayım, Bazı
siyasetçilerin, bürokratların, müsteşarların
danışmanların, yazarların, yorumcuların,
profesörlerin, kendilerini uzman diye tanıtanların v.d. PKK örgütü,
terörü ve Kürt sorunu, Kürt devleti v.b. konular hakkında ki eski ve yeni
görüşlerini bir değerlendirin, inanın sizde
şaşarsınız, bu kadarına pes dersiniz. Kendilerine hatırlatırsanız
size dün dündür bugün bugündür, şartlar çok değişti gibi
yüzsüzce cevap verirler. Bundan
şaşmamak gerekiyor, bunlar hakli olsalardı, gerçek uzman olsalardı
makamlarında, görevlerinde, icraatlarında yazılarında hakli ve
basarili olsalardı Türkiye bu sorunu bu boyutlarda yaşamazdı.
Bunlar esen rüzgara ve günün modasına göre
yönelirler ve yönetirler.
Askeri
acıdan da, Türkiye´de bazı politikaların gözden geçirilmesi
gerekiyor. Yurt dışında ülke çıkarlarını
savunacak, bela kapı önünde belirlenmeden gereği fiziki mücadele müdahaleyi
yapabilecek edebilecek gerilla tipi
silahlı elit birimlerin kazandırılması gerekiyor.
Örneğin Suriye´ye Kuzey Irak´a tanklar, uçaklar göndermeden evvel,
olası müdahaleyi
dünyaya ilan etmeden, binlerce gerilla
savaşçılarını sokun, onların diliyle
savaşın. TSK ve Emniyette böyle bir yapılanmağa
gidilmelidir diye düşünüyorum
Bakin Türkiye´nin yapamadığını Batılılar, Peşmergeler Suriyede yapıyorlar. Türkiye ise aval, aval
bakıyor, söylenip duruyor, ondan bundan medet umuyor. Türkiye
yanlış korkak öngörüsüz tutarsız politikalar nedeniyle bölgede
bırakın çıkarlarını korumayı
varlığını sürdüremez, sınırlarını
kontrol edemez hale gelmektedir.
Türkiye
tutarsız politikalar nedeniyle de komşu ülkelerde bulunan, yasayan
Türk asıllı vatandaşlara büyük zararlar vermektedir,
onların yok olmasına sebep olmaktadır. Türkiye onun bunun hamasin
hamisi olmadan evvel, komşularında yasayan soydaşların
(Suriye de Türklerin, Irakta Türkmenlerin, Iranda Azerilerin, Cinde
Uygurların haklarını savunmalıdır, onlara arka çıkmalıdır,
onların seslerini dünyaya duyurmalıdır
Türkiye güçlü bir devlet olsa idi, bir yolunu
bulur, Komsu ülkelerde yasayan Türk asilli kardeşlerimize arka çıkar,
onların oradaki haklarını savunur, korurdu. Türkiyenin berbat Irak politikası
nedeniyle Irakta Türkmenler yok olmağa yüz tutmuştur, Türkiye den
büyük hayal kırıklığına
uğramışlardır, Kürtler tarafından sindirilmişler,
dağıtılmışlardır, pasifize
edilmişlerdir. . Bugünkü devlet
yönetimin bırakın yurt dışında bölgede bulunan
soydaşlarımızla ilgilenmesini, Vatan içinde vatandaşa sahip
çıkma becerisini gösteremiyorlar, Doğuyu ve Güney Doğuyu
Kürtleştirme politikasına karşın önlem almaktan acizler,
vatani sahiplenmekten yoksunlar. Ne zamandan beri Doğu ve Güneydoğu
Kürdistan dır demekten bilgisizler ve korkaktırlar.
Doğuda ve Güneydoğuda
devletin otoritesini sağlamaktan da acizler. Sadece ülkesinin, demokratik laik devletinin,
vatanının çıkarlarını savunan iyi niyetli insanlara karşın
aslan gözükmeğe çalışırlar. Ve bilgi, öneri ve icraatları
ile etrafı yanıltıp, yanlış yönlendirip ülkede bir çok olumsuzluklara, zararlara sebebiyet vermektedirler,
Askeri
caydırıcılık için de Türkiye nin
kendi savunma sanayisini geliştirmesi gerekiyor Laser
savunma silahlarının, nükleer silahların,,
uçak, gemi, füze, roket, uydu gözetleyicilerini yapabilmelidir. Bunun için
gerekli teknolojik alt yapıya sahiptir. Eksik olan; motivasyon,
koordinasyon, plan-proje, teşvik