ARAP BAHARI,

- BATILI SERMAYE PİYASASININ BİR SOSYO-EKONOMİK SPEKÜLASYON NETİCESİ -

 

Batılılar;  demokrasi maskesi altında başlattıkları ve destekledikleri iç savaşlarla Irak, Tunus Cezayir, Libya, Mısır, Suriye, Afganistan, Lübnan gibi, Müslüman Ülkelerini yakıp, yıkıp harap ediyorlar, Müslüman kardeşlerimizi para ve teknolojik üstünlüklerini kullanarak katlediyorlar!  Bazı Müslüman kardeşlerimizin birbirlerine karşın kin nefretle doldurularak, kandırılarak Allah adına cihat naraları ile birbirlerini öldürmelerini sağlıyorlar. Batili Sermaye Piyasasının; sırayla Müslüman Ülkelerini kaosa ve harabeye çevirerek ürettikleri ve geliştirdikleri silahların denenmesi ve satılması için de  iyi pazar yaratıyorlar.

 

Batılı Sermaye Piyasasının dolaylı yollardan, Müslüman ülkelerinde ki geri zekâlıları ahmakları, kara yobazları, zavallıları daha iyi yönetim demokrasi maskesi altında kullanarak bu ülkeleri yakarak yıkarak devasa pazar yaratıkları görmemezlikten, bilemezlikten geliniyor. Arap Baharları bu acıdan da değerlendirilmelidirler ele alınmalıdır.

 

Bakın Batılı Sermaye Piyasası acımazdır, kural tanımazdır, kurallar içinde kuralsız davranırlar, (yani mevcut kuralları kendi çıkarlarına göre yorumlarlar) ve sömürüye dayalıdır. Zayıfları kullanırlar, ahmakları bilgisizleri, korkakları donlarına kadar sömürecek bir ticari ahlaka sahiptirler. Batılı Para Piyasası acımazdır, Onlar için geçerli olan anlayış; - Karşı taraf kendini kullandırmayacak kadar  akıllı, bilgili ve  sömürmeyecek kadar  güçlü olsunlar, - Güçsüzlerin, zayıfların, akılsızların yeryüzüne var olma hakları yoktur gibi inançlara sahiptirler.

 

Arap Baharı Batili sermayenin, Batili uluslararası büyük şirketlerin oluşturduğu bir ganimet pazarıdır. Batılı Sermaye Piyasasının Para sahiplerinin, büyük bankaların, büyük şirketlerin, hatta Batili Devletlerin, Hükümetlerinde  ekonomik siyasi  başarıları için borsa benzeri sosyo-ekonomik spekülasyonları pervasız, acımasız, ahlak kural dışı yaptırımları, yöntemleri bulunmaktadır!

 

 Batılı Sermaye Piyasasının spekülasyon benzeri yöntemleri ile harap edilen, kaosa sürüklenen  Müslüman ülkeleri  tekrar inşa etmek için Batılı Firmalara büyük ve çok karlı iş imkanları yaratılıyor. Harabeye çevirdikleri İslam Ülkelerini tekrar inşa ederek büyük paralar elde ediyorlar. Batılı Hükümetler ise  bütçelerini dengeliyorlar, işsizlerine yeni ve karlı iş imkanı yaratıyorlar. İslam Ülkelerinin yeraltı zenginliklerini, insanlarını bu gibi yöntemlerle ömür boyu sömürüyorlar. Zenginlikleri için İslam Ülkelerindeki dini yobazları, mezhepleri, azınlıkları çok iyi kullanıyorlar. İslam Ülkelerini kendilerine bağlı, muhtaç olmalarını sağlıyorlar, bir nevi İslam Ülkelerini köleleştiriyorlar, geliımelerini, rakip olmalarını, baş kaldırmalarını tehlikeli olmalarını önleyip, kontrol altında bulunduruyorlar.

 

Sahiden sizlerde,  Batılı Sermaye Piyasasının ve belli Hükümetlerinin; Müslüman ülkelerinin devletlerin demokrasi ve insan hakları ile gelişmesini güçlenmesini arzu ettiklerine bu nedenle de bu ülkelerde özel timlerini ve askerlerini gönderdiklerine ve bulundurduklarına inanıyor musunuz? Eğer İnanıyorsanız çok basit bir iki soruya  cevap arayın, örneğin;

1) Petrol zengini Saudi Arabistan´da, Emiratlar´da, Katar´da, Bahrain´de, Kuwait´te Demokrasi var midir?

2) Şah Krallık aile-sülale diktatör devlet yönetimleri  Libya’dan, Iraktan, Suriye’den, çok mu demokratik, ve insan hakları çok mükemmel midirler?

3) Neden onlar degil de, örneğin Libya´da Kaddafi, ve digerleri hedef alınmıştır?

4) En son Suriye´de diktatör Esad rejimi Saudi Arabistan’daki yada diğer petrol zengini şahların saltanat rejimlerinden çok mu daha antidemokratik tirle?

5) Şu sıralar örneğin harabeye dönüştürülen ve kaosa boğulan Irak, Libya, Mısır, Suriye eskisinden çok mu daha iyiler.

6) Örneğin, şimdiki petrol zengini  Irak´in haracını kimler oradaki itlerle kontrol edip  kesiyordur?

7) Saudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi sah diktatör rejim ile yönetilen bu petrol zengini ülkeler aslında kimin malı vatani gibi zenginlikleri yüzyıllardır  kullanılıp sömürülüyor? 

 

Evet sizde bu gibi sorulara cevap arayın….  Evet birileri çıkarları gereği diğerlerini enayi yerine koyup kandırmağa kalkışmasın. Örneğin, komsumuz Müslüman kardeşlerimiz, akrabalarımız  Suriyeliler için demokrasi, insan hakları diye dünya kamuoyuna ses getirmeğe çalışanlar neden benzeri taleplerini ve yaptırımlarını esas; Iran, Saudi Arabistan, Emiratlar, Katar Bahreyn, Kuveyt içinde  uygulayamıyorlar. Saudi Arabistan, Suriye´deki Esat Rejimini lanetlerken kendisine bakması hatırlatılmalıdır… diye düşünüyorum. Müslüman Ülkesi ve komsumuz Suriye’nin; geçmişte Lübnan, Irak gibi belli çıkar grupları tarafından harabeye çevrilmesini Müslümanlar kadar insanlık için çok üzücüdür, yüzkarası bir olaydır. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük gibi bahanelerle birbirimizi aldatmaya ne gerek! Evet, Müslüman Kardeşlerimizin Allah Adına Cihadı buradan başlatsalar İslam Alemi için çok daha iyi sonuçlara varırlar,  ve İslam Aleminde hayırlara vesile olur, Allah yolunda daha fazla sevap kazanırlar.

…………..

 

Bizim Müslüman yobazlar ise türbana ve Arap hurafelerine, hikayelerine takılı kalıyorlar. Allahu Ekber Cihat naraları ile kendilerini rezil maskara ediyorlar, bolluk içinde sefalet açlık çekiyorlar, kendi canlarına ve bu arada bir çok günahsız insanin hatta kadın çocukların canına da kıyıyorlar. Müslümanlık bu şekilde değildir, Allah Adına Cihat bu sekilide değildir. Müslümanlar bu yobaz zihniyetleri ile hiç bir yere varamazlar, hiç bir şeyi elde edemezler.

 

MÜSLÜMANLAR ALLAH ADINA, PEYGAMBER NAMINA BİLGİ SAHİBİ OLARAK, ÇOK ÇALIŞARAK, ÜRETEREK, BİRLİKTE GÜÇLÜ, ZENGİN, MUTLU, BARIŞ HUZUR İÇİNDE  SAĞLIKLI GELECEKLERİ OLUR. 

 

* 21. YÜZYILDA İNSANLIK YAŞAMINDA DEVLET YÖNETİMLERİNDEN DİN FAKTÖRÜ, DİN ETKİSİ KALKMALIDIR.  ASIRLARDIR İNANÇLAR DİNLER KULLANILARAK İNSANLIK LİNÇ EDİLMİŞTİR.

 

* 21. YÜZYILDA TÜN DİNLERİN, İNANÇLARIN TEK BİR HEDEFİ, ALLAH YOLUNDA TEK BİR CİHATLARI OLMALIDIR; ODA DEVLET, ŞİRKET V.B. YÖNETİMLERDEN DİNİN UZAK TUTULMASI OLMALIDIR. 

 

·        21 YÜZYILDA DİNİN EGEMEN OLDUĞU ÜLKELER BÜYÜK FELAKETLERLE KARŞI KARŞIYA KALACAKLARDIR, HURAFELERE TAKILI KALAN, GELİŞMELERİNİ AKSATAN, ZAMANIN İMKANLARINI KULLANIP KENDİLERİNİ ZENGİNLEŞTİRMEYEN, BİLİME VE YENİ TEKNOLOJİLERE ÖNEM VERMEYEN BU ALANDA HİÇ VARLIK GÖSTEREMEYEN MÜSLÜMANLAR İÇİN ARAP BAHARLARI BUNUN EN GÜZEL BİR KANITIDIR.

 

ESKİ ORTAÇAĞ DAN İTİBAREN  HIRİSTİYANLIK ALEMİNDE DİNİN DEVLET VE ŞİRKET YÖNETİMLERİNDE ETKİSİNİN  AZALTILDIĞI, KALDIRILDIĞI ÜLKELERDE REFAH ARTMIŞ, İNSANLIK GELİŞMİŞTİR.

 

KISACA, MÜSLÜMANLIK İLERİCİLİK, SÜREKLİ GELİŞMEDİR VE YENİLEŞMEDİR, AKILCIDIR.