Milletvekilleri 10 ayda 11 trilyon
liralık telefon görüşmesi yaptı. Milletvekili başına
ödenen aylık telefon faturası 2 milyar liraya geldi. 10 ayda vekil
başına görüşme tutarı ise 20 milyar lirayı buldu. (Gazete haberi)
{El insaf, bu kadarı da çok ayıptır,
vicdansızlıktır. Vatandaşa yazıktır, günahtır,
savurganlıktır,
yari aç yari tok çalışanlara; memura, isçiye,
emekliye para, kaynak bulunamıyor, okulların,
üniversitelerin bir çok alt yapı ihtiyaçlarına
para, kaynak yok deniliyor, para sıkıntısından aksayan, (örneğin koskoca Yargıtay pul sıkıntısı
nedeniyle mektup göndereme me şikayeti..) bir çok devlet islerine kaynak bulunamıyor,
Ülkemizde bir paket makarna yardımı
uğruna analarımız, bacılarımız, çocuklarımız
birbirini ezip kırıyorlar, ulaşamamanın sıkıntısını
isyan ederek, agliyarak dışa vuruyorlar, v.b
Bu meclistekilerin hiç
mi vicdanları yok, Allatan korkuları hiç mi yok. İslam dininimizde
savurganlık israf haramdır, günahtır. İşlerine geldiğinde
gösteri namazları kılan, camiye giden meclis-vekillerin bundan da hiç
mi hiç haberleri yoktur!!! )
Türkiyede kurumların,
Üniversitelerin; tüm öğretim görevlilerin;
itibarini,
saygınlığını, güvenirliliğini,
zedeleyen gerçeklere,
faaliyetlere, olaylara
basit ve günlük yasamdan ve kamuoyuna yansıyan
bir iki örnek!!!
Araştırma görevlilerinin,
öğretim görevlilerin, öğrencilerin giydikleri, takım elbiselerle,
taktıkları boyunduruklarla, (kravatlar), geçirdikleri
ayakkabılarla
kısaca; kılık kıyafetle, giysilerle; kurumların
, iş yerlerinin
şahısların itibari, saygınlığı,
güvenirliliği, verimliliği, kalitesi artırılamaz!!! Koyu kara
takım elbiseleri sırta geçirip, surat asmakla, havalara girmekle,
olduklarından daha farklı görünmekle, görünmeğe çalışmakla: kurumların, üniversitelerin eğitim,
öğretim, bilimsel çalışmalarının kalitesi
yükseltilemez. Bunun aksini savunmak boşboğazlık olur!
Şahısların
giysileri; kendilerinin olduğundan
daha iyi, farklı göstermek, kişisel tatmin ve çıkarlar için, karşı
tarafı yanıltmak için bir örtü, maske, araç olmamalıdır.
Koyu takım elbise giysi boyunduruğu takip kişilerin önüne
çıkmakla saygınlık ve hürmet kazanılmaz! ( Adamın önünde kravatlı takım elbiselerle yapmacık
iltifatlarla eğilirken, saygıda bulunulurken arkasından kuyusunu
kazmak bence zavallılıktır!
21 yüzyılda Türkiye´de üniversitelerinde öğretim
görevlilerin, araştırma görevlilerin, öğrencilerin
kılık kıyafetleri ile hala uğraşmanın savunulur bir
gerekliliği yoktur.
Kara, koyu giysilerle, takılan
kravatlarla ve 50- 20 senenin
bilgilerini, ayni ders notlarını
tahta önünde öğrencilere papağan gibi aktarmakla
üniversitelerin kalitesini, saygınlığını, dünya
üniversiteleri içinde performansını
artıramazsınız. Kişilerin giysileri, sakalı.
sacı başı, kravatı v.b.
ile boşuna uğraşılacağına, günümüzün
yüksek hızla gelişen, ve bizlerin çeşitli sebeplerden ötürü
yeteri şekilde takip edemediğimiz, gerilerde
kaldığımız yeni
teknolojileri, yeni bilimsel araştırmaları, yeni
öğretim metotları üzerine biraz kafa yorulsun!!
Üniversitelerdeki ücret düşüklüğüne, adaletsizliğine, 21 yüzyılla bağdaşmayan,
fırsat eşitliğine ters düsen, üniversiteler, kurum içi
keyfiyetlere, açık yönetmeliklerle, uygulamalarla biraz kafa yorulsun,
dile getirilsin. Yahu kala kala üniversitelerde giysi
problemi mi, kravat takma sorunu mu
kalmış? ????????????
.
..
Bu gecen yaz, Eylül 2004, Berlin Teknik Üniversitesinde ana yüksek
binanın girişine ilerken, uzaktan bir sahsa elinde kocaman paketi ile
bisiklete binmeye çalışırken rastladım. Siması
yabancı gelmediği için yanına yaklaşıp öylesine,
selamlama niyetine, ben sizi bir yerden tanıyorum diye seslendim. Oda
gülerek evet, ben Klaus Günther diye
cevap vererek selamlastik. Yardim edebilirmiyim
diye de sorduğumda, oda; Es geht schon, Danke diye
teşekkür etti
kısa bir konuşmadan sonrada bisikletiyle 3-4 durak uzaktaki kendi bölümüne
gitmek üzere ayrıldı
...
Bu
şahsin kendi bilim alanında,
(Gemi inşaatı ve Deniz teknolojisi) dünyaca ünlü, tanınan bir
isim olduğunu, yüzlerce eseri,
yayını, ve bir çok kitabi,
geliştirdiği programları, patentleri bulunduğunu, ve bir çok kurulun
başkanlığını yaptığını, bölüm
başkanı ve iki seneden beride
yaklaşık 5000 kişilik bir mühendislik fakültesinin dekanı
olduğunu söylersem Türkiyede bana kimse inanmayacaktır.
İnanın bende bu kadarını beklemiyordum Hamburg ta, 60
yasındaki bir çok profesörün , (örneğin prof. Söding; dünyaca tanımış ve
basarili bir hidrodinamikçi profesör)
bisikletle çok uzak mesafelerden isine gelip gittiğini gördüm,
biliyordum, Bir dekanın, ünlü bir
profesörün elinde kocaman paketiyle yalnız, normal, sade bir vatandaş
gibi gitmesini görünce biraz bakakaldım. Adamın üzerinde koyu
takım elbiseli, kravatlı giysileri bulunmuyordu, yanında
şoförü, koruması, hizmetliler de bulunmuyordu. Yanında yağ
çekmek isteyen örgencileri de, asistanları da yoktu. Makam arabası
bile yoktu
. Türkiyede ise bizim bazı profesörlerin havalarından,
şerlerinden yanlarına bile
yaklaşılamıyor!
Ekte
bazılarının kamuoyuna yansımış benzeri
pisliklerine sizlerde şahit oluyorsunuzdur. Bu ve bu gibi konuları dile getirmekle,
tartışmaya sunmakla kurumların, üniversitelerin
saygınlığı, kalitesi, itibari bozulmaz. Örtbas etmeğe
kalkışmak, saklamak, tartışmağa sunmamak, çözüm
yolları aramamak, geçiştirmek, unutturmak bu gibi eylemlerle
esasında kurumların, üniversitelerin saygınlığı,
güvenirliliği zedelenir.
FARKLI BİR
ÖRNEK, TÜRKİYEYİ BORÇ BATAĞINA İTENLER, DEVLETİN VE
HALKIN PARASINI ÇALANLAR, ÇALDIRTANLAR, BANKALARI HORTUMLAŞANLAR,
ÜLKENİN ÇIKARLARINI KİŞİSEL ÇIKARLARINA KARŞILIK
SATANLAR, ÜLKENİN, DEVLETİN İTİBARİNİ İÇTE
DIŞTA ZEDELEYENLER, V.B.
KİMLERDİR DERSİNİZ?
Ben size burada tekrar hatırlatmış olayım;
Diplomalı,
makam, mevki ve unvan sahibeleri, koyu takım giysili, kravatlı her
kılığa giren, hatta ödül, onur
dağıtılmış
Allahsızlardır, zavallılardır,
..
Kısaca, 21 yüzyılda üniversitelerimizde hala
çalışanların, öğrencilerin giysileri, sacı bası
ile uğraşmanın hiç bir
yararı yoktur. Kişinin giysisine değil ehliyetini, bilgisine, güvenirliliğine,
çıkardığı ise bakın. ASELSAN bile
çalıştırdığı seçkin elamanlarının
giysi, sacına, sakalına bakmıyor. Bilgisine,
çıkardığı işe ve güvenirliliğine önem veriyor