Bir Gazete haberi, 15.05.2005, Hürriyet

BIR YILLIK DIŞ GEZI HARCIRAHI 1 TRILYON !!!

Başbakanlık Müsteşarı bağımsız kurullar dahil tüm kamu kuruluşlarına ‘dış gezi harcaması uyarısı’ yaparken, başta Başbakan Tayip Erdoğan olmak üzere Başbakanlığın 2004 yılı harcırah faturası
1 trilyon 50 milyar lirayı buldu.

2004’te kim ne kadar dış gezi harcırahı aldı
Başbakan Tayyip Erdoğan: 39.7 milyar lira.
Devlet Bakanı Mehmet Aydın: 40.6 milyar lira.
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen: 27.2 milyar lira.
Devlet Bakanı Ali Babacan: 25.7 milyar lira.
Başbakan Yrd. M. Ali Şahin: 14.8 milyar lira.
Başbakan Yrd. Abdüllatif Şener: 13.3 milyar lira.
Devlet Bakanı Güldal Akşit: 3 milyar lira.

KAMU kurumlarının yurtdışı gezi talepleri, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in ‘harcamalar arttı’ uyarısıyla reddedilirken, Başbakanlık’ta geçen yıl gerçekleştirilen yurtdışı geziler için, Başbakan dahil tüm personele toplam 1 trilyon 50 milyar lira harcırah ödendiği belirlendi. Başta Başbakan Tayyip Erdoğan olmak üzere, iki başbakan yardımcısı, dört Devlet Bakanı’nın da aralarında bulunduğu listede; Erdoğan ile bakanların danışmanları, koruma polisleri ve diğer memurlara yurtdışı geziler için gün üzerinden hesaplanan harcırahların ayrıntılı bir dökümü yer alıyor.

AYDIN ŞAMPİYON:
Başbakanlıkça hazırlanan listede, en yüksek toplam harcırahın 40.6 milyar lira ile Devlet Bakanı Mehmet Aydın’a ödenmesi dikkat çekiyor. Aydın’a ödenen harcırah, 39.7 milyar lira toplam harcırah alan Başbakan Erdoğan’dan 900 milyon lira daha fazla. Aydın, 25 kez yurtdışına çıktı, 34 ülkeyi ziyaret etti.

ERDOĞAN VE DANIŞMANLARI:
Başbakan Tayyip Erdoğan 31 kez yurtdışı ziyaretinde bulundu. 28 ülkeye gitti. Seyahatler arasında dört kez Almanya, dört kez Belçika, iki kez de ABD yer alıyor. Erdoğan’a 2004 boyunca çıktığı bu geziler için toplam 39.7 milyar lira harcırah ödendi. Erdoğan’ın gittiği ülkeler şöyle: Güney Kore, Almanya, Suudi Arabistan, ABD, Belçika, İsviçre, Ukrayna, Yunanistan, Bosna-Hersek, Japonya, İrlanda, Romanya, İngiltere, Hollanda, Bulgaristan, Fransa, İran Gürcistan, Tacikistan, İtalya, Lüksemburg, Suriye. Başbakan’ın dış politika danışmanı ve İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, 25 kez yurtdışına çıktı, 26 ülke ziyaret etti. Toplam 27 milyar lira harcırah ödendi. Başbakan’ın siyasi danışmanı ve Adana Milletvekili Ömer Çelik 23 kez yurtdışına çıktı, 27 ülkeye gitti. Toplam 25.7 milyar lira harcırah ödendi.

KÜRŞAD TÜZMEN: Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen 23 kez yurtdışına çıktı, 27 ülke ziyaret etti. Toplam 27.2 milyar lira harcırah ödendi.  ALİ BABACAN: Devlet Bakanı Ali Babacan, 18 kez yurtdışına çıktı, 24 ülkeyi ziyaret etti. Kendisine 25.7 milyar lira ödendi.  MEHMET ALİ ŞAHİN: Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, 9 kez yurtdışına çıktı, 10 ülkeye gitti. 2004 için toplam 14.8 milyar lira harcırah ödendi.  ABDÜLLATİF ŞENER: Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener 12 kez yurtdışına çıktı, 14 ülkeyi ziyaret etti. Kendisine 13.3 milyar lira harcırah ödendi.  GÜLDAL AKŞİT: Devlet Bakanı Güldal Akşit, 3 kez yurtdışına çıktı. Kendisine toplam 3 milyar lira para ödendi.

ABD GÜNLÜĞÜ 196 DOLAR:

27 Ocak 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan cetvele göre, Başbakan ABD’ye giderse 196 dolar, Almanya’ya giderse 180 Euro, Belçika ve Fransa 170 Euro, İngiltere 128 sterlin, İrlanda 166 sterlin, Suudi Arabistan’a giderse de 670 S. Arabistan Riyali ödeniyor. Bakan ve miletvekilleri ABD’ye gezilerinin bir günü 163 dolar, Almanya 149, Belçika ve Fransa 141, İngiltere 106 sterlin. Suudi Arabistan ise 556 riyal. ……

………………

 CUMHURBAŞKANI Ahmet Necdet Sezer’e bağlı olarak çalışan Devlet Denetleme Kurulu (DDK), 33 personeli bulunan Türk Akreditasyon Kurumu’nun 2004 yılında 176 milyarlık seyahat gerçekleştirdiğini saptadı. Kuruma ‘Harcırah giderlerinin, akredite edilen kuruluşlarca karşılanması uygulamasından vazgeçin’ uyarısı yapıldı.

DDK Türk Akreditasyon Kurumu’nun (TÜRKAK) 2002-2004 yılları arasındaki eylem ve işlemlerini denetleyen raporunu tamamladı
. Raporda, kurumun harcırah işlemlerinin yönetmelikle düzenlendiği, ancak bu yönetmelikte, kamu için uygulanan genel kurallar yerine keyfi uygulamalara yol açabilecek düzenlemeler yapıldığı kaydedildi. Raporda 2002 yılına kadar kurum görevlilerine Başbakanlık Müsteşarının aldığı harcırah tutarını aşan miktarlarda harcırah ödemesinde bulunulduğuna dikkat çekildi. Raporda ayrıca şu tespitlere yer verildi:

 
HARCAMALARDA ONAY YOK:

Kurum harcamalarında yönetmeliklerde yer alan kurallara uyulmadığı görülmüştür. Konaklama, ağırlama, yeme-içme, seyahat giderleri gibi hizmet ağırlıklı harcamaların öncesinde gerekli onaylar alınmamış ve muhasebe belgelerinden harcamanın dayanağı anlaşılamamıştır.

131 MİLYAR ZARAR:

27’si boş olmak üzere toplam 60 kadrosu bulunan kurumun, 2002’de 24.4 milyar lira, 2003’te 90 milyar lira, 2004’de de 176 milyar lira seyahat gideri ile yolluk harcaması bulunduğu belirtildi. Raporda, 2002’yi 346.9 milyar TL, 2003’ü 594.9 milyar TL net gelirle kapatan Kurumun, 2004 yılında 131.9 milyar TL zarar ettiği belirtildi.  
Şehriban OĞHAN/ Çiğdem TOKER
 __________________________________________________

Yorum?  -Okuyana aittir!

Bu hükümet, devlet; alnının akı ile çalışan insanına, memuruna, işçisine insanca, sağlıklı yaşaması, kendini geliştirmesi ve üstlendiği görevi, isini rahatlıkla ve daha randımanlı, huzur içinde yerine getirebilmesi için gereken ücreti ve maaşı verecek kaynak bulamazken, devlet üniversitelerinde çoğunluk öğretim üyelerini yari aç yari tok çalıştırırken,
( Hayır kardeşim saçmalamıyorum, abartmıyorum da! Bakın, ben bunca seneden sonra  üniversitede aldığım aylık 1000YTL. Bunun yarısı kuru ev kirasına gidiyor,  aidat, yol parası, su, elektrik, telefon, ısıtma, kredi kartı faizleri v.b. derken ay sonunu getiremiyorum!!!  Sonra bizim geleneksel sivri zekalılar üniversitelerdeki bilim, teknolojiden, eğitimden saçmalıyorlar. Zavallılıkları  ortaya çıkınca, söylenecek söz bulamayınca da, beğenmiyorsan çek git derler. Esasında bunlardan daha fazlasını beklemek abes olur.)

Çalışma masalarına 600 dolarlık bir bilgisayarı karşılayamazken, yaklaşık 300-Milyar dolar iç ve dış borç batağında çırpınırken,…..
Devleti,  milleti kazıklayanlara soyanlara, yağmalayanlara, zarara sokanlara para, kaynak, olanak bulabiliyor.!!!!! 
Örnek mi, ispat mi? -
İste gazete haberi!

 

 

Sonrada kalkıp vatan millet Sakarya ve Müslümanlıktan, Allah korkusundan, haramdan da bahsediyorlar!

Borç batağına itilen Türkiye´nin olmasa hiç olmaz altyapıların geliştirilmesi, gerçekleştirilmesi için şu sıralar finansman kaynağının yetersiz olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Yurt içi ve dışından yüksek faizlerle borç para arayışına gitmeden evvel, mevcut kaynakların  yerinde ve efektif kullanılmasına özen gösterilmelidir. Sonradan, tesadüfen olmaların, ben neymişim ahmakların hangi nedenle olursa olsun devletin, halka ait kaynakların, halk adına alınan yüksek faizli kredilerin sorumsuzca kullanmalarına, ipe sapa gelmez projelerde harcanmasına,  yağmalamalarına, hortumlanmasına v.b. yasalarca izin verilmemelidir. Her şeyden evvel gerekli  yasaların  açıkça belirlenmesi ve uygulanması lazımdır.  Olası suiistimallerde, görevi ihmallerde  otomatikman duyarlı yasal mekanizmaların  devreye girmesi sağlanmalıdır.  Hatta daha ileriye gidilerek yargıçların, savcıların  insafına bırakmayıp (hükümetlere gebe bırakılan savcı hakimlerden ne vatandaşa nede ülkeye, hayır gelmez!)   vergisini ödeyen normal bir vatandaşın görevi suiistimallerde devlete, kamu kuruluşuna, bürokratlara, (başta sorumlu kişi ve kuruluşlara) dava açma hesap sorma hakkı getirilmelidir.  (Devlet malı deniz yemeyen keriz zihniyetine karşı çıkılmalıdır! )Atıl durumundaki  yeni hava Limanları örneğindeki  projelerin önceden bağımsız, çıkarsız  ilgili meslek kuruluşları tarafından  incelenmesi, üniversitelerden projenin tekno-ekonomik değeri hakkında rapor istenilmelidir. Batılı ülkelerde bu mekanizma işliyor; Devlet, Kamu projeleri birden fazla kurumda değerlendiriliyor. Türkiye’de benzeri neden önemsenmiyor? Uygulanmıyor?...........

……………….

(El İnsaf !!! Bir de bu hükümet  bu devlet çalışan insanına, üniversitelerdeki eğitime, bilime, alt yapılara ayırtacak para, kaynak yok diyorlar, el alemin gavurlarından yüksek faizli borç para, yardım da dileniyorlar,….) 

Bakin daha dün hükümet güdümlü istatistik raporlarına göre halkın % 30, yani yaklaşık her 3 kişiden bir açlık siniri altında yasamaktadır. Benim değerlendirme ve tahminlerime göre bu oran çok daha fazla, % 78´lere varmaktadır. Bu acı gerçeği bazı sivri zekalılar örtbas etmektedirler.  Siftah etmeden dükkan kapatan esnafların, evine, çocuklarına kuru ekmek bile getiremeyen ailelerin, her gün leş kokan, mikroplu çöplerden kuru ekmek parası çıkartmak isteyen insanların sayılarından,…v.b.  bunların tabi ki haberleri yoktur. 

( Hükümet, Devlet ve kurumları; belirli kişi, kişilerce, partilerce ülkenin kaynaklarının, halkın gelirlerinin yağmalanması için bir araç olmaktan çıkartılmalıdır.  Gerekli yasa ve yönetmeliklerle bu gayet basit sağlanabilir, Örneğin bu gibi suiistimallerde vatandaşa yöneticilerden, devletin kurumlarından hesap sorma,  zararın telafisi gibi yargıya başvurma   olanağı getirilmelidir. …  Bakın ülkenin, (kişilerin)  gelişmesinde,  kalkınmasında, zenginleşmesinde, güvenliğinde, birlikteliğinde ve başarının  önemli faktörlerden biri kaliteli bir eğitimin yanında halkın, kişilerin motivasyonudur. Türkiye´deki ücret dengesizliği, keyfiliği, yolsuzluklar, görevi suiistimaller  halkın motivasyonunu zedelemektedir.)

…..

……

Örneğin, bu gazete haberini protesto niyetine arkadaşlarınıza sizde postalayın.

Izmir, 05. 2005, dr. husso