Olası Erken Seçimde C.H.P.'nin Baraj Sorunu!!!

CHP
Parti Başkanlığına
Ankara

Konu: Olası erken seçimde CHP´nin baraj sorunu!!!                                              

26.05.2002

Sayın  Dr. Deniz Baykal,

Rahmetli babam CHP´li  ve İnönü, (İsmet paşa) hayranıydı. Kısaca CHP´li aileden biri olarak, hele cumhuriyetle süre gelen ve Atatürk’ün kurduğu tarihi CHP’nin parlamento dışında kalması partili partisiz ben gibi pek çok kişiyi üzmektedir.  Bu partiye sahip çıkılması ve layik olduğu yere Parlamentoya  taşınması için çalışılması gerekir diye düşünüyorum. Belki hatırlayacaksınız geçen seçimlerde Balıkesir’den milletvekilliği  aday adaylığı için bir dilekçe ile partinize müracaat etmiştim.  Partide görevli  kişiler  olumlu veya olumsuz cevap verme nezaketinde dahi bulunmadılar.  O zamanki aynı dilekçemde açıkça CHP´nin  bu çalışma ve sorumluluk anlayışı ile seçimlerde başarılı olamayacağına,  barajı aşamayacağını bildirmiştim. Bazı çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizmiştim.

Bugün aynı gözlemlerim devam ediyor! Yarın olası bir erken seçimde CHP’nin barajı aşması çok zor. Ve de hazırlıksız bir erken seçime girilmemesi için yarın seçim olacakmış gibi parti- halk faaliyetleri hızlandırılmalıdır. CHP halkın avukatlığını üstlenmelidir, gördüğü olumsuzlukları meydanlarda, ve medyasal olanaklarla açığa sürmeli tartışmağa sunmalıdır. Kendi olası hükümet programını kısa bir sürede ciddi bir şekilde hazırlamalıdır, bunun için uzmanların görüşünden kaçınılmamalıdır.   Pek çok sorunlardan bilhassa ekonomik sorunlardan işsizlik, hayat pahalılığı ve b.z. sorunlara çözüm önerilerini vatandaşa sunmalıdır. Vatandaşın güvenini kazanmalıdır.  Parti içinde bir ekipsel bir görevlendirmeye gidilmelidir, bir nevi sanal hükümet kurulmalı ve bakan adayları bu ön çalışmaları ile kendilerini kanıtlamaları gerekir diye düşünüyorum.  Ekipler kendilerine ayrılmış ülke konularında veri toplama, değerlendirme ve çözüm önerileri hazırlama gibi görevleri ciddi bir şekilde yerine getirmelidirler.  Bu işler için de günümüzün teknik olanaklarından faydalanılmalıdır, örneğin bilgisayar programlarından!  Geçmişin ve günümüzün bir çok olay ve gerçeklerinden yarının geleceği ve olayları çok büyük bir olasıkla matematiksel, (sonlu elemanlar ve istatistiksel yöntemler uygulanarak)  hesaplanabilmektedir. Hükümetin hataları, ihmalleri inandırıcı bir şekilde mantıklı ve belgelerle kamuoyuna duyurulmalıdır. 

Bence tüm CHP´ilerin , sosyal demokratların ortak hedefi  kişisel çıkarları, ihtirasları, kısır çekişmeleri bir yana bırakıp CHP nasıl yine layik olduğu yere, büyük bir çogunlukla Parlamentoya girer arayışında ve çalışmasında ve CHP vatandaşa en iyi şekilde nasıl hizmet edebilir anlayışında olmalıdırlar. Bilhassa eski CHP´lilerin bu partiye borçlular!   Eski  CHP´liler; yeni kişisel, ailesel partiler kurarak CHP'nin oylarını böleceklerine, radikalleri meclise taşıyacaklarına, daha fazla oyun CHP´de toplanması çabasında olmalıdırlar. Günümüzde kişisel ihtiraslar, bencillik değil; takımsal, ekipsel çalışmalar başarıyı getirir! (Günümüzün Türkiyesinde siyasi parti acmak ve kapatmak; bakkal dükkanı acmak ve kapatmaktan çok daha kolaydır!! Bu da ülkenin istikrarsızlıgına ve belirsizligine neden olmaktadır. Ve pek çok seçmenin sandık başında sağlıklı oy vermesini zorlaştırmakatadır, hatta imkansız bir hale sokmaktadır!!)

Parti olarak acilen yapılması gerekenler:

-           Parti içi kısır çekişmelerin bırakılması, parti içi demokrasiye önem verilmesi, çoğunlukla alınan kararlara, kurallara herkes tarafından uyulması. Parti içi tartışmalarında her kafadan ses çıkmalı, fakat dışarıda parti adına konuşulduğunda daha dikkatli ve ölçülü davranılmalıdır.

-           Ülke meseleleri ile daha  yoğun ilgilenilmelidir. Uzman birimler kurularak  ülke sorunları daha iyi takip edilmelidir.  Öneriler halka duyurulmalıdır. Hükümetin yanlışları, ehliyetsizlikleri, suistimalleri korkulmadan çekinilmeden  ortaya çıkarılmalıdır, gereğinde meydanlara inilmelidir.  Halka açık ilgili kapalı ve açık toplantılar düzenlenmelidir.

-           Partililer halka tepeden bakma ve halkı seçimdem seçime hatırlama alışkanlığından vazgeçmelidirler, çok zor da olsa halkla şov yapmadan karışmalıdırlar, kaynaşmalıdırlar.

-           Partiye yeni elemanlar kazandırılmalıdır. İş hayatında başarılı olanlar, çevrelerinde saygınlık kazananlar, yörelerinde güven ve  saygı duyulan insanlar partiye davet edilmelidirler. (Sayın Derviş’in CHP´ye kazandırılması partiye çok yararlı olur. Bakın olası bir erken seçimde  sayın Ecevit' li, sayın Derviş´siz bir DSP’nin tekrar seçilme şansı hiç yoktur. Eğer sayın Derviş DSP´nin başına getirilip seçime katılırsa barajı aşma sorunu bir tarafa, en fazla oy alan parti de olur. DSP´nin başına sayın Derviş hariç kim gelirse gelsin, sağlıklı bir Ecevit dahi bugünün şartlarında barajı aşması imkansız. Benzeri ANAP için de geçerli. Bundan CHP yararlanmalıdır.  Sayın Bahçeli başkanlığında bir MHP’nin baraja takılma ihtimali çok zayıf. Üçlü koalisyonun uzun sürmesinde sayın Bahçeli’ nin  ve MHP’nin büyük rolü vardır. Genelde Ülke çıkarlarından taviz vermeyen, güvenilir , kararlı, hesaplanabilen olgun bir parti görünümünü vermiştir. Maalesef  son zamanlarda CHP´li hükümet ortaklığında CHP  yönetimi MHP´nin başarısını kazanamamıştı. O zamanların CHP´si kamuoyunda, medyada istikrarsız, güvenilmeyen, separat diğer bir parti güdümünde bir parti imajını vermişti. İşte sonucu bugün meydanda.)  

-           Parti programı hazırlanırken mutlaka uzman kişilerin, üniversite’deki öğretim üyelerinden, odalardan, v.b. kuruluşlardan     faydalanılmalıdır, onların önerileri değerlendirilmelidir, onlarda dinlenmelidirler.

-           Ekstrem uçlar parti dışında tutulmalıdır!!! Bunlar CHP´ ye yarardan çok zararı oluyor. 

-           Parti propagandasında, parti programlarında;  kendisine, başkalarına, ülkesine, halkına acımayanı, düşünmeyenleri hiç acınmamalıdır ve düşünülmemelidir. Tabi, söz konusu kişinin akli dengesi yerinde ise.   ( Örneğin, sayın Ecevit’in sağlık durumunda CHP tepkisiz kalmamalıydı, sayın Ecevit’in sağlık durumu kendisi ve ülkesi adına sağlıklı karar verecek düzeyde değildir, Davranış ve tutumları akli durumunun Başbakanlık görevi için yetersiz olduğu izlenimini vermektedir. Günümüzün politik ve ekonomik şartlarında Türkiye´de sağlıklı dinamik birinin seçilmesi ülkenin yararınadır. Bu tür konularda çekinilmeden konuşulmalı, tartışılmalı ve gereğinin yapılması gerekir. Esasında bu durumlarda bir mekanizmanın devreye girmesi gerekirdi. Sayın Ecevit rahmetli İnönün yaşlılığını öne sürerek pek hak etmediği yerlere gelmişitir. Kendisi bügün çok kötü bir duruma düşmüştür, Yurtdışında bile acınıyor ve durumuna bıyık altından gülünüyor.)

CHP' de,  aday adaylığı için  ve herkes için geçerli bir aday değerlendirme tablosu hazırlamalıdır. Bu tabloya göre en fazla puanı toplayana öncelik verilmelidir. Böylece yöresel partizanlığa, parti içi çıkar mafyalarına karşın    önlem alınmış olur. Ve adaylar için fırsat eşıtliği sağlanmış olunur. Esasında bir aday-değerlendirme tablosu tüm partiler tarafından hazırlanmasında ve uygulanmasında yarar vardır Maalesef belli çevreler kendi çıkarları uğruna partiye sızıp, partiyi kullanıyorlar.. Bazı adaylarda en kısa ve ucuz yoldan karier sahibi, daha zengin olmak,devletin olanaklarını, güçünü kendi çıkarları için degerlendirmek ve eğolarını tatmin etmek için politikaya atılıyorlar, milletvekili olmak için her kılığa giriyorlar. Ülkeyi, halkı düşünenler kimlerki! Parlamentonun güveni ve saygısı ancak saygın ve güvenilir parlamenterler tarafından  tekrar sağlanabilir. Vatana ve halka en iyi hizmet edenler; yeni iş yerlerinin acılmasına ve mevcut iş yerlerinin geliştirilmesine katkı sağlayan kişi ve kişilerdir.

CHP parti yönetim yukarıdaki işlevleri yerine getirecek güçte olduğu inancındayım!! Bu basit işlevleri yerine getiremeyen bir partinin Parlamentoda yeri olamaz ve olmamalıdır düşüncesindeyim.

Sayın Deniz Baykal CHP ile ilgili bu gözlem ve görüşlerimle kimseye akıl verme, nede kişi kişilere saygısızlık, hakaret etme amacında değilim... Yazıma burada son vererek CHP ve sizlere kolay gelsin diyor ve başarılar diliyorum. Dileğim   önümüzdeki seçimlerde CHP´yi Parlamentoda görmektir. 

Berlin'den selamlar,
Dr.-İng.Hüseyin Özden
e-mail: dr_huso@yahoo.de
Web. : www.dr-huso.com      
(Web sitemde makaleler kısmında partinizi ilgilendiren makaleleri bulabilirsiniz)

 

  • Ülkenin sorunlarını teşhis etmek için Arjantinlere uzanmanıza pek gerek yoktu. Türkiye’deki Ahmet Ağaya, Mehmet Beye, Bacı Hanımlara bir varın, onların durumlarını değerlendirin..Türkiye'deki işsizlere, eve ekmek getiremeyen ana-babalara, aç yatan çocuklara, berbat edilen başıboş genç nesile, iç ve dış borç esiratine, hırsız ve yağmacılara, bir yandan üretim , sanayi, isdihdam derken mevcut işyerlerini, fabrikaları kapatmaya mecbur bırakan gerizekalı, beleşci zihniyete ve Türkiyede'ki pek çok dengesizliklere ve densizliklere aklınızı çevirin! Ülkeyi yaşanmaz hale getiren, borç batağina süren, atalarımızın kemiklerini sızlattıran siyasilere, bürokratlara ve bunların yalaka sürülerine hesabı sorun, hayır gelmez, işe yaramazlar raporunu çıkartın!! ( Bunların hala siyasettte bulunmaları ve tekrar tekrar oy istemeleri yüzsüzlük, kişilik bozukluğudur; fakat bunlardan hala madet ummak, hala vatan sizle gurur duyuyor deyip omuzlara alınmaları ve tekrar bunlara oy vermek ise yüsüzlüğün ve kişiliksizliğin. aptallığın daniskasıdır.) Esasında Türkiye Arjantin’den çok daha berbat bir durumda . Önemli farklılıklardan biri, oradaki halkın tepkisi, Türkiye’de ise halkın daha sağduyulu davranması, sabretmesidir ve bizlerin ailevi bağların hala kuvvetli olmasıdır. Tabii bu ne zamana kadar devam eder. İnşallah o günler Türkiye´de yaşanmaz. Arjanti’nin bir parçalanma, bölünme, yok olma riski yok denecek kadar azdır.  Fakat Türkiye´nin  ağır bir sosyo-ekonomik  kaosla eski Yugoslavya, Afganistan, Lübnan gibi parçalanma bölünme riski çok çok fazladır. Ülkeyi dengede, (stabil) tutabilen geleneksel bir otoriteye ve güvene sahip Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bu stabilitenin devamı için dileğim ve duam; kışla ve camilere siyasetçilerin sokulmamasıdır, kışla ve camilerin siyaset dışında tutulmalarıdır.

 

 

 

 


2001©dr. huso