Beyin göçü konusunda canınızı fazla
sıkmadan bir iki satır yazmak istiyorum
- Türkiye dışında
yetişen ve halen çalışmakta olan akademikerlerin,
bilim adamların teşvik le de olsa
şu sıralar Türkiyeye sine geri gelmelerini sağlamak bence
hatadan öte sorumsuzluk olur, onlara kötülük etmiş olunur. Yurt
dışına tahsil için gitmiş olanların Türkiye ye
bazı nedenlerle geri dönmek istemeyenleri bazı çevreler
suçlamadan önce; Türkiyede onları bekleyen çalışma ve
yaşam koşulları değerlendirilsin. Örneğin, Yurt
dışında okumuş ve bir süre orada çalıştıktan
sonra Türkiyeye dönmüş ve Türkiyede sefil durumda birçok yüksek
mühendis arkadaşı tanıyorum!
- Hangi sebeple, hangi niyetle olursa
olsun geri dönenlerden birçoğu, geri döndüklerine bin pişman
edilmişlerdir. Bunlardan biride benim! Örneğin Almanyada iken
Türkiyenin oradaki temsilcililerinde Türkiyeye dönün, Türkiyenin size
ihtiyacı var, Biraz da vatan için orada çalışın,
Türkiyenin sizin gibi yetişmiş elemanlara ihtiyacı var
,
gibi telkinlere, uyarılara muhatap oluyorsunuz. Türkiyeden bir sürü
vaatlerle de davette alıyorsunuz. Bunların
dışında ben gibi idealist biri olarak ta geri dönüyorsunuz
Türkiyeye döndüğünüzde ise sizi bin pişman ediyorlar. Bu
kurumların en başında YÖK ve Üniversiteler yer alıyor
daha sonra özel sektör de geliyor.
- Amerikada doktorasını
tamamlayıp geri dönen genç başarılı ve idealist bir
arkadaş en fazla 5 ay Üniversitede kalabilmiştir. Daha sonra
aldığı burstan dolayı mecburi hizmetle ilgili hukuki
işlemler için avukat tutarak, Amerikaya apar topar geri
kaçmıştır! Bunun gibi isim vermeden sizlere çok
sayıda örnekler verebilirim. Daha farklı bir örnek, Bunca sene
Almanyada TU-Berlin de okumuş ve Türkiyeye geri dönmüş bir
süre çalıştıktan sonra uzun süre işiz kalıp
iş bulamayan arkadaşlarda tanıyorum. Almanyadan Üniversite
mezunu bazı arkadaşlar ya karı ya da ana-baba parası
yiyerek mutsuz yaşamağa devam ettiklerinden
bazılarımız haberdar değiller galiba! ( Oxford mezunu bir
arkadaşımız Türkiyede seyyar satıcılık
yapmaktadır
haberini mutlaka sizlerde Televizyon haberlerinde
izlemişsinizdir. Kim demiş ki Türkiye Çağ atlamamıştır
diyenler halt etmişlerdir, baksanıza Türkiyede seyyar
satıcılarımız, amelelerimiz, hamallarımız,
bakkallarımız, gişe memurlarımız dahi üniversite mezunları,
yakında otogarlardaki hela bekçiliği için de üniversite mezunu
şartı gelirse kimse şaşırmasın!)
- Yurt
dışında yetişen, okuyan ve halen çalışmakta
olan akademikerler, bilim adamları
yurtdışındaki mevcudiyetleri ile aslında ; - hem
kendilerine, - hem ailelerine, - hem çevrelerine, hem de Vatanlarına,
Türkiyeye çok daha faydalı olabilirler. Onlar her iki ülke için hem
bulundukları ülke için hem de Türkiye için yararlı faaliyetler
sürdürebilirler, birer fahri elçi gibi birçok alanda ilişkilerin
gelişmesinde yardımcı olabilirler, her iki ülke için,
bulundukları kurumlarda da birer irtibat elemanları olarak
faydalanılabilir. (Örneğin, iki senede bir ilgilerin de katılımları
ile ortak sempozyumlar düzenlenebilir. Böyle bir organizasyonu
TÜBİTAK, Sanayicilerin, sanayi bakanlığının ve
diğer ilgili kurumların desteği altında bir üniversite
üstlenebilir. Bu toplantılar periyodik olarak hem Türkiyede
hem de Türklerin yoğun olduğu ülkelerde yapılabilir, Bu tür
toplantılarda onlar motıve edilerek,
vatanları ile ilişkileri yararlı olacak şekilde motive
edilebilirler, ortak çalışma projeleri yürütülebilir, oranın
ileri sanayi teknolojisinin Türkiye ye kazandırılmasında
ortak çalışmalar yürütülebilir v.b. Böyle bir aktiviteyi
Ege üniversitesinde EBİLTEM üstlenebilir..)
- Onları bazı ipe sapa gelmez
vaatlerle Türkiyeye getirilmelerine, daha sonra Vatanlarında perişan
olmalarını ben şahsen istemiyorum. Hele orada uzun süre
kalıp çalışanların veya orada doğup oranın
kültürüne, çalışma edebine alışmış akademikerler, bilim adamları Türkiyede
başarılı, randımanlı çalışamazlar.
Türkiyedeki çalışma ve yaşam koşullarına uyum
sağlayamazlar. Hele oradan maddi birikimleri olmadan Türkiyeye
dönerlerse âleme rezil maskarada edilirler. Maalesef bunlar acı fakat
pek çoklarımızın duymak istemediği gerçeklerdir.
Türkiyede hiç bir varlık göstermeyen, sesi duyulmayan bir çok akademiler,
bilim adamı yurt dışına gittiklerinde çok başarılı faaliyetler
ortaya koyabilmektedirler. Bunun nedenleri hakkında da ilgililerin
biraz kafa yormaları gerekir diye düşünüyorum.
- Sizin TÜBİTAK ilk evvel Türkiye
Üniversitelerinde YÖK ün yarı aç yarı tok
çalıştırdığı öğretim üyeleriyle biraz
ilgilensin. Önüne bolca konan maddi kaynakların, bilimsel
araştırma ve uygulama projeleri için yerinde ve efektif
kullanılmasına özen göstersin bu kaynakların ipe sapa
gelmez projelerle ziyan edilmesine fırsat verilmesin. Kısa
sürede bu kurumlara ve yöreye para kazandırabilecek uygulamalı
projelere öncelik verilsin. Aslında TÜBİTAK a ayrılan
araştırma proje kaynaklarının büyük kısmı
Üniversite-Sanayi işbirliği projelerine, ARGE
çalışmaları için üniversitelere devredilmelidir.
TÜBİTAK bürokrasisi kaldırılıp, denetim ve
koordinasyon görevine dönmelidir.
Yukarıdaki
yazım bir, iki ileri zekâlı tarafından sansür edilmeden btmezun@yahoogrup.com ta
yayınlanmasıdır! Bu yazı oradaki beyin göçü projesi ile
ilgili bir e-mail üzerine hazırlanmıştır.
Saygılar
ozden
İzmir,20.12.2006