MIT, Milli İstihbarat Teşkilatı;
Torpilli vasıfsız kadrosu ve görev anlayışı
ile ülkeye yarardan çok zararı olan
bir kurum haline getirilmiştir. Belli çevrelerin istihdamı için
kullanılan bir kuruma dönüştürülmüştür. Belli kişisel
çıkarlar için bu kurum kullanılmaktadır. Tek becerdikleri
ise: 4 duvar arasında belli kişi ve kişilerin direktifleri
üzerine, ciddi bir istihbarat yapmadan vatandaşları karalamak ve
yaşamlarını karartmaktır.
Türkiye Cumhuriyetinin temellerini
bozup yıkmağa kalkışanlardan, devlete her türlü kazık
atan kravatlı, koyu takım elbiseli diplomalı çirkeflerden
haberdar olmazlar. Askere pusu kuran bebek katili teröristlerin
elebaşlarını bırakın yok etmeyi, izlerini dahi
bilmezler, ellerini kollarını sallaya, sallaya yurt içinde ve yurt
dışında gezmelerine, Türkiye Cumhuriyetine, hükümetine tehditler
savurmalarına, Türkiye aleyhine çalışmalarına, her türlü
zarar vermelerine seyirci kalırlar. Onlardan
sağır sultanlar bile haberdar olurken, MIT hiç bir şey duymaz.
Sadece orada, burada hava atmayı, hele içkiyi kaçırınca,
etrafı dağıtarak tehditler savurmayı bilirler,
..
(Bana inanmıyorsanız, sizlere ispat
olarak PKK-Terörünü, Güney Doğudaki kaygı verici olayları,
oradaki istihbarat birimlerinin acizliğini
hatırlatırım!!!! Orada
yaşanan süreç MIT`in çok zayıf karnesini gösteriyor. Bu Tipteki
olaylar günümüzde istihbarat birimleri ile kontrol altına tutulabiliyor.
Binlerce kişi ile dağda terörist avına çıkmadan evvel
şehirdeki elebaşları her risk göz önüne alınarak yok
edilmelidir. Irak`a on binlerce askeri
birlikler gönderip büyük bir risk ve külfet altına girmektense, iyi yetiştirilmiş,
motive edilmiş istihbarat birimleri; bir nevi intikam-gerilla
komandoları, ajanları göndererek kısa sürede çok daha iyi
neticeler alınabilir. Bu ülkenin huzur, güvenliği,
bütünlüğü ve hayati çıkarları aleyhine faaliyet gösterenlere
karşın acımasız, korkusuz fakat akıllıca bir
mücadele verilmelidir. Bakin
Türkiye isterse tüm Irak`ta Kuzeyi
Güneyi gözetmeden oradaki işgalci kafirlere ve itlerine cehennemi daha da
azdırır. Nasıl mi; en
basiti , Müslüman kardeş topraklarında işgalci kafirlere
karşın mücadele edenlere el altından ve dolaylı destek
vermekle, bu kafirlere soytarılara karşın savaşmağa
öldürmeğe ve ölmeğe hazır olanlara silah eğitimi vererek
onları yönlendirmeleri ile
.
Bazılarımız Batılıları,
Amerikalıları, İngilizleri fazla abartıyorlar, korkuyorlar,
çekiniyorlar
. Onursuz bir
yaşamı, onurlu ölümlü bir mücadeleye, savaşı tercih eden bir ulus olduğumuz
unutulmamalıdır!)
Günümüzde
ve gelecekte MIT` e çok daha fazla önem verilmelidir; Partiler üstü bir
özerklik, güven kazandırılmalıdır. Ve
sınırlı belli operasyonlar ifa edebilme sorumluluğu
verilmelidir. Bunun içinde çekirdek kadrosunun iyi seçilmesi, çok iyi
eğitilmesi ve motive edilmesi zaruret haline gelmiştir. MIT görev
sınırları, ifa yetkileri,
acık ve seçik yasa ve yönetmeliklerle yeniden geliştirilerek
belirlenmelidir, Vatandaşların güvenini, saygısını
kazanması yanında günün istihbarat
teknolojisinde hakim olmalıdır. Yurt içinde ve yurt
dışında ekip halinde operasyonlar sürdürebilmelidir. Her sedyen evvel en önemlisi devlet ve
Vatandaş bu kuruma sahip çıkmalı, her zaman arkasında
durmalıdır. Türkiye`in
bütünlüğü, huzuru, güvenliği, refahı için MIT ihtiyaç
vardır. Türkiye coğrafi konumu, komşuları, iç
yapısı itibari ile caydırıcı askeri gücü kadar gerçek
anlamda bir MIT de ihtiyacı vardır.
Vatandaş
olarak bizlerinde güvenlik güçlerine ve istihbarat birimlerine karşın
bir görevimizin olduğunu unutmamalıyız: Her şeye
rağmen onlara güven duyarak şüpheli gördüklerimizi, tanık
olduğumuz yasa dişi faaliyetleri onlara bildirmekten çekinmemeliyiz,
korkmamalıyız. Ülkemizin, devletimizin çıkarları
gereği birer istihbarat elemanı gibi onlara yardımcı
olmamız gerekmektedir. Bu tutumumuz,
başkalarını ferdi
çıkarlarımız, kıskançlık duygularımızdan
kaynaklanan bir ispiyonculuk değildir; erdemli bir
Vatandaşlık insanlık görevimizdir, İslam Dinimiz de
bu görev her müminden yerine getirilmesi istenmektedir. (İnanın yurt
dışında Almanya`da, akli
selim her vatandaş en ufak şüphede dahi güvenlik güçlerini hemen
anında haberdar ediyor.) Teröristleri,
kalpazanları, haraççı-kapkaçtı-asalaklarını,
hırsızları, uyuşturucu ve
kadın tacirlerini, vergi kaçıranları, hortumcuları, vatan hainlerini,
rüşvetçileri, v-b. güvenlik
güçlerine bildirmekle vatana ve geleceğinize hizmet etmiş olursunuz.
Bilhassa çocuk yasta gençlerimizi uyuşturucu müptelası yaparak Türk
milletini çökertmek isteyen, içimizde beslediğimiz ve aramızda kanser
gibi üreyen vatan hainlerine, ayrılıkçılara karşın her
birey daha duyarlı olmak mecburiyetindedir, bu konuda en ufak şüphede
güvenlik güçlerine haber verilmelidir.
Ayrılıkçıların hedeflerine ulaşmak için her
türlü çareye başvurdukları bir
gerçek. Dağdaki PKK terörü kadar
şehirdeki uyuşturucu terörü korkunç boyutlarda. Kürdistan
separatisleri yani ayrılıkçılar
uyuşturucu ile gençlerimizi zehirlerken, bağımsız Kürdistan devleti
mücadelesi içinde maddi kaynak elde ediyorlar. Türkiye içersinde daha da
ekonomik güçleniyorlar, bir çok yerde kendi monopollerini kuruyorlar.. Bir elden
ve el altından yönlendirildikleri içinde toplumda birlik içinde,
birbirlerine bağlı olarak hareket edip rakiplerini ezip daha da
büyüyorlar.
(Kendilerini, başkalarını düşünmeyenleri, sevmeyenleri,
korumayanları başkaları
ne diye düşünsün, sevsin, korusun!).
dr. husso
05.01.2007