AKP HÜKÜMET DÖNEMİ İÇERİSİNDE

TÜRKİYE DÜNYANIN PARLAYAN YILDIZI OLMUŞ!

 

 

Bunu ben uydurmuyorum! 28 04 2007 tarihli bir Televizyon haberinde bir bakanın kendi azgından öğrenmiş oldum.

  (Soll das Witz sein,  Sehr Witzig! Bu habere Almanlar böyle tepki verirlerdi)

 

 

Türkiye’de AKP döneminde kimlerin yıldızı parladığı bellidir. Çoğunluk halktan biri olarak bırakın benim, bizlerin yıldızının parlaması, bizlerin ışığı her gecen gün karardığını, geçim sıkıntısı içinde, zayıfladığını hatta zaman, zaman söndüğünü görüyorum. Bu kadarına de pes doğrusu, bizleri kendileri gibi … sanıyorlar? 

Aşağıdaki bir iki tablo ve fotoğraflar ile Türkiye’de bilinen gerçekler yansıtılıyor:

 

 

Tablo 1

Türkiye’nin AKP döneminde, 2002–2006 yılları arasındaki

Borç ve dış ticaret bilânçosu

2002 Yılı

2006 Yılı

Artış Miktarı

Açıklama

150 Katrilyon TL

251 Katrilyon TL

101 Katrilyon TL

TC Hazine Borç Stoku

88 Milyar USA Dolar

180 Milyar USA Dolar

92 Milyar USA Dolar

Toplam iç borç

171 Milyar USA Dolar

302 Milyar USA Dolar

131 Milyar USA Dolar

Toplam dış borç

259 Milyar USA Dolar

482 Milyar USA Dolar

223 Milyar USA Dolar

Toplam iç ve dış borç

15.6 Milyar USA Dolar

52 Milyar USA Dolar

36 Milyar USA Dolar

Dış ticaret açığı

 

Özelleştirme ile elde edilen gelirler borçların kapanmasında mı kullanıldı veya daha fazla borç para bulmak için mi harcandı yada teşvikler adı altında, belli sanayicilere mi hibe edildi, torpilli sanayi-yiyicilere mi yedirildi? Her vatandaşın bunu öğrenme hakkının olduğunu düşünüyorum. Hiç değilse bu paranın bir kısmı eğitim ve bilim de harcansaydı.

Kısa dönemdeki mirasyedi gibi satılışlardan elde gelirler yetmediğini görüyorum. Elde avuçta kalmayınca donunu da satan kumarbazlar gibi ülkenin gayrimenkulleri, arsaları, toprakları yabancılara geçici üç beş dolara satılmağa başlanılmış. Hatta atalarımızın pah biçilmez kanları canları ile sınırları kurulan bu Vatan topraklarını yabancılara satmak,  büyük bir marifet olduğunu sanaraktan bakanlar ve müsteşarlar bu benim fikrim diye de utanmadan kamuoyunda hava da atmağa başlamışlar. Türkiye’de öyle bire kesim türedi ki; Vatan Millet Sakarya, Atatürk, Laiklik, Din, islam kavramları altında ülkeyi, insanları, devleti sömürüyorlar, soyuyorlar, …

 

SON 5 YILDA GIDA URUNLERININ VE BAZI HARCAMA KALEMLERININ FIYATI YUZDE 81 ILA YUZDE 233 ORANINDA ARTMIŞTIR.

Son bir yılda ise Yumurta yüzde 69 pahalandı. Ekmek yüzde 16.4. Süt 11, bal 13, salça 26, Kömür yüzde 28. Kombi 20, Doğalgaz 24.4 , Tüp 13.4, Deterjan 17, zeytinyağı 13, motoryağı 38. Kira? Yüzde 45 İlaç? Yüzde 28... Taksi 18, vapur 19... Pirinç 20, fasulye 30... Dana eti 14. Tavuk eti 20. Baharat 24. Okul çantası 19. Ayakkabı 23. Ampul yüzde 13... Leblebi 42, sarımsak 62. Sıhhı tesisat malzemesi 67, telefon yedek parçası 93, ……..

Nasıl oluyor da oluyor da yıllık Enflasyon 9 küsur?

 

 

 

Tablo 2

1.        Özelleştirme adı altında satılan, Tübraş, Telekom ve diğerlerinden elde edilen paralar nerelerde kullanılmıştır

2.        Toplanan iç ve diş borçlar nerelerde ve hangi amaçla kullanılmıştır, değerlendirilmiştir.

   3.      Vergi. Harç ve diğer gelirler nerelerde nasıl harcanmıştır

 

Tablo 4.

1.        Bilgisizlik beceriksizlik. Tecrübesizlik. Yetersizlik kişisel ihtiraslarla, kuru inatlarla iç ve dış siyasette telafisi zor hatalar yapılmıştır.

2.        Kıbrıs konusunda; karşı tarafın anladığı katı ve sert, tavizsiz politika terk edilerek ve verilen ödünlerle Kıbrıs Türkiye’den daha da koparılmıştır. Türkiye’nin Kıbrıs politikasını ne Rumlar, Yunanlılar nede Avrupa Birliği üyeleri tarafından ciddiye alınmamaktadır. Kıbrıs Avrupa birliğine ait bir Rum adası olarak dünyada tapulanmaktadır

3.      Avrupa Birliği üyeliği müzakerelerinde Türkiye aleyhine işleyen, olumsuz ve sonucu belli olmayan keyfi bir işleve dönüşmüştür.  Gelişi güzel verilen bonkör ödünlerle olumlu bir sonuca ulaşılamamıştır. Hatta 50 yıl kutlamalarına  nezaketken dahi olsa Türkiye davet edilmemiştir.   Daha önceden Türkiye’ye verilen taahhütlerin hiç biri yerine getirilmemiştir. Avrupa Birliği başta Kürdistan separistlerin, Rumların ve Ermenilerin Türkiye’den taleplerini dikte ettirmiştir.

4.      Irak Krizinde varılan aşamayı hep birlikte yaşıyoruz. Kuzey ırakta kurulan Kürdistan devleti dahi Türkiye’nin diş politikasını ciddiye almıyor. Hükümet büyüklerine hakaret ve tehditler savuruyorlar. 7 milyon Türkmenler Irakta yok sayılmakta. Kürtler tarafından  Türkmenler dağıtılarak Kürtleştirilmektedirler.  Kürtlüğü kabul etmeyenlere ne iş ne de aş veriyorlar, toprakları gasp ediliyorlar, karşı gelenler hapishanelerde işkenceye tabi tutuluyorlar. Bu gelişmeleri eski dışişleri bakanı  şimdiki  Cumhurbaşkanı adayı Gül dünya kamuoyuna duyurmaktan ve hükümetinin gerekeni yapmaktan aciz kalmaktadır. Hiç değilse Türkiye’deki ve Batıdaki  insan hakları savunucularını, Amnesty İnternasyonalı devreye sokulmalıydılar. Nobel ödüllüyü Türkmenlerle görüştürme becerisini dahi gösteremediler! Kim bilir Nobel ödüllü Kürtler Türkmenleri yok ediyor diye ses getirirdi.

5.      Dünya kamuoyunda Türkiye’nin üçte birini alan Kürdistan devleti haritası tanıtılmaktadır

 

Tablo 5.

1.       İç politikada bilgisizlik, tecrübesizlik ve kısır çekişmelerle  vahim gelişmeler gözlenmektedir

2.        Kapkaç, gasp hırsızlık gibi polisiye vukuatların üstesinden hemen gelinebilir, fakat....

3.        Devlet politikasındaki kararsızlık, otorite boşluğu, ileriyi görememe nedeniyle Türkiye’nin parçalanma infilak sesleri, duyulmaktadır, görülmektedir.

4.        Doğuda artık devlet otoritesini gösterememektedir, Devlerin sözü dinlenmez olmuştur. Her gecen gün devlete karşın ayaklanma provaları, güç test gösterileri, tertiplenmektedir, devlete meydan okunmaktadır.

5.       Devletin kurumları AKP yanlısı türban kafalılar, tayip bıyıklılar la doldurulmaktadır. Ehliyetsiz kişiler, kapı kulları, zavallılar dindar diye de layık olmadıkları devlet makamlarına yerleştirilmektedirler. Bunların kötü icraatları, akıl almaz cağ dışı uygulamaları, vukuatları ortaya çıkınca da, efendileri benim inisiyatifim, haberim dışında diye mesuliyetten sıyrılmak istiyorlar. ( Devletin makamları kişisel çıkarların, ihtirasların tatmin edildiği, diğer insanların sömürüldüğü, kullanıldığı makamlar değillerdir. Ve bu makamlarda görev alanlar, ekibinden ta en uç elemanının icraatlarından da sorumlu olduğu hatırlatılmalıdır.)

6.        T.C. Cumhurbaşkanı seçiminde de kendilerinden beklenilen hataları sergiliyorlar, ülkeyi gereksiz yere geriyorlar. 

7.        Demokratik gösterilerden gereken algılanmadığı ve uygulamaya geçilmediği takdirde memnuniyetsizliğin şiddete dayalı ayaklanmalara dönüşme olasılığı mevcuttur.

8.        Ülkenin saygın kurumlarından Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Teşkilatı ve üniversiteler yıpratılarak tamamen ele geçirilmek istenmektedir.  Bazı Üniversiteleri, ve emniyet teşkilatını ele geçirdikleri gibi  TSK’de  sızıyorlar

9.        Kira öder gibi ev sahibi olacaksınız dediler, konut kiralarını ve fiyatlarını astronomik rakamlara  yükselterek, dar gelirliyi perişan ettiler, tefecileri, emlakçıları daha da zenginleştirdiler.

10.     Gerisini sizler saymaya devam edin’

 

 

 

   

 

  

İHANET SLOGANLARI
Şanlıurfa'nın Suruç İlçesi'nde toprağa verildi. Binici'nin cenazesine katılanlar, ‘Öcalan'sız dünyayı başınıza yıkarız', ‘Dişe diş kana kan' ve ‘Suruç Ovası, Apo'nun yuvası' sloganları
attı. Üzerinde ‘görevli' yazan ve Suruç Belediyesi'ne ait cenaze aracına, PKK flaması, Abdullah Öcalan'ın posteri ve ölen terörist Jehat Binici' in Bekaa'da çektirdiği fotoğrafı asıldı. Cenaze aracının gelmesi ardından grup, bu kez ilçe merkezine doğru yürüyüş başlattı.

dr. husso,  29Nisan 2007

*Yazı hatalarından dolayı hoş görü diliyorum