Kürtlerin Kuzey Irakta Türkmen ve Arap’ lara yaptıkları katliamları

Irak'taki saldırıda ölü sayısı  BAĞDAT (A.A)

150 ÖLÜ, 250 YARALI VAR

Nüfusunun tamamına yakınını Türkmenlerin oluşturduğu Irak'ın Tuzhurmatu kentindeki Emirli bölgesinde pazar yerinde dün düzenlenen bombalı saldırıda ölenlerin sayısının 150'ye çıktığı bildiriliyor. Polis yetkilileri, bomba yüklü kamyonla düzenlenen saldırıdan sonra 20 kişinin hala kayıp olduğunu, yaralı sayısının da 250 olduğunu söylediler
.

Patlamanın etkisiyle onlarca evin enkaz haline geldiği bölge, adeta savaş alanını andırıyor. Vatandaşların yaralılarını kendi çabalarıyla farklı hastanelere taşıması ve enkaz altında hala insan bulunması nedeniyle ölü  yü da yaralı sayısını hakkında sağlıklı bir bilgi alınamıyor.

‘TÜRKMEN NÜFUSU YOK EDİLMEK İSTEENİYOR’

Kerkük İl Meclisi’nin Türkmen üyesi Ali Mehdi ise, "Maalesef durum çok vahim, acılarımız çok büyük. Halen enkazların altında insan cesetleri bulunuyor. Devletin bir ambulansı ya da yetkilisi buraya yetişmemiş. Biz Türkmenler olarak yaramızı kendimiz saracağız. Kendimizden başka kimse yardım etmiyor. Evleri yıkılan insanlar çöllerde yaşıyor. Bunun hedefi 4 yıldır olduğu gibi Türkmen kimliğini yok etmek. Asıl hedef budur. Her türlü çağrımıza rağmen maalesef kimse bizim dediğimizi anlamıyor. Burada bir millet yok edilmek istemiyor. Bizim tek yardım gördüğümüz devlet Türkiye’dir. En azından bu yaraların sarılması için acilen yardım göndermesi gerekir. "

 

Konu ile ilgili farklı bir yorumumu sizlerle paylaşmak istiyorum!

 

Irakta asırlardır yaşayan bu insanlar, Türkmenler bizlerin soydaşlarıdır. Onlara sahip çıkmak, onların can mal güvenliklerin sağlanması için gereğinin yapılması Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asli görevlerinden biri oldugu unutulmamalıdır.

 

Neler yapılmalıydı:

- Aynı anda Kuzey ıraktaki peşmerge karakolları ve kışlaları bombardıman edilmeliydi.

-  Dünya kamuoyu bilgilendirilmeliydi

- Türkmenleri korumak için Kuzey Irak’a askeri operasyon düzenlenirdi ve Türkmenlerin can mal güvenliğine yasal güvenceler verilinceye kadar Kuzey Irakta Türkmenlerin yoğun oldugu bölgelerde  asker bulundurulurdu.

- Bunun paralelinde beklenen PKK ve Peşmerge saldırılarına karşın acımasız, cok sert misillime ataklarla onlara nefes aldırılmazdı, etkisiz hale getirilirdi. 

Ez az yapılması gerekenler ise: 

-        Irak’a sert bir nota verilmeliydi ve faillerin bulunması ve cezalandırılması istenilmeliydi.

-         Dünya Kamuoyunun bu olaya dikkati çekilirdi,Türkmenlerin sesi ve hakları Dünya kamuoyuna hatırlatılırdı, bilgilendirilirdi.

-        Birleşmiş Milletlere Kuzey Iraktaki bu gelişmeler taşınırdı, müzakere istemi verilirdi.

-        ABD ‘lerine nota verilerek, ABD’lerin Türkmenlerin Iraktaki can ve mal güvenliğini sağlayacak güçleri yoksa onlara bu konuda Türk Ordusunun yardımda bulunabileceğini en azından Türkmenlerin can ve mal güvençliğini sağlamak için askeri birlik gönderecekleri hatırlatılmalıdır.

-        Kuzey Irakta istikrar sağlanıncaya kadar Türkmen çocukların ve gençlerin can ve mal güvenliği Türkiye’de okutulmamaları, meslek öğrenimleri için gereken yapılırdı

Peki sizler hiç düşündünüz mü hiç, böyle bir Vukuatta başta ;ABD ve diğer Batılı devletler nasıl davranırdı ve neler yaparlardıdı?

- Neler, neler yapmazlar ki! İlk evvel tüm Dünya kamuoyunu ayak üstüne getirirlerdi ve arkasından acımasız misillemeyi başlatırlardı ve sorumlu ve sorumsuz bir çok insanı yok ederlerdi, dolaylı ve direkt destek veren devletleri terörist ilan ederlerdi, onları tehdit ederlerdi ve siyasi ve ekonomik ambargo uygulatırlardı. Ve soydaşlarının can ve mal güvenliği için bölgeyi işgal ederlerdi. Bu olayı fırsat sayıp, kendi vatandaşlarının eyalet devletini kurarlardı.

Bu Batılı Leş kargaları, kendi çıkarları gereği yakın gelecekte ufak bir ayaklanmayı fırsat sayıp Güneydoğu Anadolu’da Kürtlerin can ve mal güvenliğini bahane gösterip Türkiye’yi Birleşmiş Devletlerin pasosuyla işgal ederlerse ve ilk evvel Kürdistan eyaletini daha sonra bir halk oylaması ile Kürdistan devletini kurarlarsa bundan kimse şaşmasın. 

Üzücü olan ne biliyormuşsunuz, bu olay hakkında kimselerin ilgilenmemesi, medyanın haber vermemesi, araştırmaması, peşine gitmemesi...

 

 

 

PKK yanlısı milletvekili adaylar dışında kimseye oy verilmemesi için bölgede baskılar, tehditler artıyor, Bölgede PKK yanlısı olmayan milletvekili adaylara çekilmeleri için tehdit ediliyorlar… Devletten buna karşın çit bile yok,  neden? Daha ne olmalı ve yapılmalı ki? Bir devlet yönetimini düşünün ki devletin sırlarını, huzur ve güvenliğini ve birliğini koruyamayacak kadar aciz!

 

Bakın secim meydanlarında yukarıda örnekleri verilen hükümetin icraatları tartışılmalıydı, bunların hesabı muhalif partilerce sorulmalıydı, halka açıklanmalıydı. Yukarıdaki bu konular hakkında daha iyi öneriler, projeler, programlar halka sunulmalıydı, anlatılmalıydı. 

Televizyon ekranlarında parti başkanlarına bu konular hakkında sorular sorulmalıydı, hükümetin bana göre bu kötü icraatın nedeni korkulmadan sorula bilinmeliydi!

 

Kürtler, peşmergeler  kuzey Irakta etnik temizliğe gidiyorlar. Türkmenleri hunharca katlediyorlar, beş bin yıllık vatanlarından, atalarının topraklarından kaçırtıyorlar, kaçmayanları ya Kürtleştiriyorlar yada katlediyorlar. Son haftalarda Türkmenlerin yoğun oldugu bölgelerde, yerleşim birimlerinde kalleşçe bombalama ile her patlamada yüzlercesini katlediyorlar, yüzlercesini yaralıyorlar ömür boyu sakat bırakıyorlar, yerleşim birimlerini harabeye enkaz yığınlarına çeviriyorlar. Secim sırasında da Kuzey ırakta yapılan bu katliamlardan ne partililer nede medya hiç bahsetmiyor.  Kürtlerin bu katliamları dünya kamuoyuna duyurulmuyor, Birleşmiş Milletlere taşınmıyor. İnsan hakları savucuların iki yüzlülüğü dünya kamuoyunda vurulmuyor.

............

....................

Varsa yoksa; cumhurbaşkanlığı secimi, Laiklik, bebek canilerinin iple asılması veya  asılmaması, türban, gibi  konular üzerinde tartışılıyor, daha doğrusu  vatandaş halk kitleleri uyutuluyor.

.............

.......................

 

Türkiye’ de seçmenlerin bir çokları oyunu bir erzak torbasına, bir çeyrek altına, iki üç torba kömüre ve benzerleri karşılığı  sataşacak kadar alçalmışlar, ilkelleşmişler ise ve veya partililerin  akıl almaz vaatlerine kanıp oylarını hiç düşünmeden verebilecek kadar kişiliksizlerse, geri zekalılar ise, zavallılarsa Türkiye’de her şey bitmiştir demektir. Bu şekilde oy isteyenler ve verenlerin demokrasiden  bahsetmeleri  bir o kadarda Allahsızlıktır, geri zekalılıktır, Zaralılıktır!   Bu gibi toplumların iyi bir geleceği, cağa uygun bir refah düzeyi asla olamaz, zaten bunu istemeleri de, beklemeleri de  ahmaklıktır. İlkel toplumların ilkel oy verme anlayışları ve alışkanlıkları ile onlara yakışır ilkel vekiller ve ilkel hükümetler işbaşına gelir.

.........

....................

 

Toplumdaki bu ilkel durum ve tutumundan akademikerler olarak hepimiz sorumluyuzdur.

 

Türkiye’nin cumhuriyet devlet yönetim sisteminde zaman, zaman büyük hatalar yapılmıştır. Bana göre bu hatalardan biri partileri kapatmak diğer biride senatörlük sistemin tamamen kaldırılması gibi. Evet o zamanlarda da senatörlük sisteminde bazı aksaklıklar suiistimaller ortaya çıkıyordu, örneğin hükümetin icraatını engellemek, kararların çıkısını ağırlaştırmak, iki başlı bir yönetim gibi... Keşke kapatma yerine küçültme ve görev ve yetkilerinin açık ve seçik belirtilseydi ve görevi suiistimallerde hukuki yaptırımlar belirlenseydi. Senatörlük sistemin (iki meclis sistemi)  Batılılara nazaran farklı bir mentalite yapısına sahip Türkiye gibi ülkelerde gerekli oldugu kanısındayım. Örneğin; bu 100 veya 150 kişilik  senato meclisinde Türkiye’de her kesimini, önemli kurumları ve kişiliklileri temsil eden senatörlerin % 50 sini teşkil edecek şekilde seçimsiz ve bir defaya mahsus olmak üzere atanmaları.... Diğer geri kalan %50 sinin halk tarafından seçilerek senatör olmaları gibi.

Başarılı işverenler, işçi temsilcisi, emekli cumhurbaşkanları ve Başbakanlardan, emekli genel kurmay başkanlarından, anayasa başkanı, YÖK başkanı, TBMM başkanı v.b.  seçimsiz ve bir defaya mahsus olmak üzere senatör olmaları devlet yönetimin başta hükümetin daha kaliteli icraatlarına katkıda bulunabilir,...     

Böyle bir senatörlük sistemi parlamentonun icraat kalitesini artıracaktır.  550 Millet vekili yerine 400 veya 450 millet vekili seçilerek diğer 100 150 senatörün yönetim siteminde parlamentonun kararları anında ve yerinde denetlenebilir.

 

dr. husso