DÜNYADA EN İYİ
500 ÜNİVERSİTE SIRALAMASINDA TÜRKİYE
ÜNİVERSİTELERİNİN YER ALMAMASI
ELEŞTİRİSİ
Batılı Üniversitelerin ve akademik personelin performansı
ile Türkiyedekilerin performansı
karşılaştırılırken aradaki olanaklarla bizlerin
olanakları hiç dikkate alınmıyor.
..
Belli çevreler, özellikle siyasiler dünyada en iyi 500 üniversite
sıralamasında Türkiye üniversitelerinin yer almamasını
eleştirirlerken, nedenleri hakkında kafa yormazlar. Toplam ARGE
çalışmalarına ayrılan GSYIH oranın, ve toplam ödenek
miktarlarının Sekil
1 gösterildiği benzeri diyagramlara bakıp görmekten de
yoksundurlar. Belli ülkelerde öğretime, ARGE bilimsel faaliyetlere,
teknoloji geliştirmeye kullanmağa verilen değeri, desteği
ve oradaki olanakları hakkında bilgi edinmeyi ise
akıllarına getirmezler. (Türkiye´de makam, para, şöhret
sahipleri bazı siyasetçiler ve bazı prof. Unvanlı akademisyenler, çakma
profesörler her şeyi en iyi bildiklerini sanırlar ve
sanılırlar! Bana sorulacak olursa tek becerdikleri bilerek ve veya
bilmeyerek etrafı berbat etmektir)
Türkiyede her kez bilim cağından ve geleceğin bilim
olduğundan bahsettiğine göre; Neden,
YÖK yerine Batı
Avrupa Ülkelerinde olduğu gibi Türkiye´de Bilim-Teknoloji
Bakanlığının kurulması önerilmiyor? YÖK, TÜBİTAK yerine daha yararlı olur. AKP. CHP, MHP v. böyle
bir bakanlığın Türkiyede kurulmasına destek vereceklerdir.
Bu gibi
önerilerin Rektörlükler tarafından yapılması, gündeme getirilmesi
ile gereği yapılır.
Şekil 1. Bazı ülkelerin toplam
ARGE- faaliyetleri harcamalarında GSYIH oranları, (Avrupa
Birliği ARGE destekleri ve Bundesforschungsmisterium,
Almanya web sayfalarından indirilen istatistiksel verilerden derlenmistir.)
Ülkelerdeki refah düzeyi, oradaki yüksek öğretim
kurumlarının öğretim ve ARGE- faaliyetlerinin kalite güvence değerleri ile
alakalıdır. Ülkemizde, gerek İslam Ülkelerindeki ayni
şekilde Türki Cumhuriyetlerinde yaşam
düzeyleri, istikrarsız devlet yönetimleri, ekonomik verileri, innovativ endüstriyel ürün ve hizmetleri, patentler
nicelikli ve nitelikli değerlendirildiğinde ve sanayisi
gelişmiş zengin ülkelerle kıyaslandığında yüksek
öğretim kurumlarında eğitim-öğretimin ve ARGE
faaliyetlerine yeteri önem verilmediği sonucuna
varılmaktadır. Ülkelerde
toplam ARGE harcamalarına tahsis edilen GSYIH ( %) oranları
karşılaştırıldığı Şekil 1 bizlere
Türkiye´de ve gelişmekte olan bir çok ülkedeki
sorunların, teknolojide geri kalmışlığın nedeni
açıklıyor! Türkiye´de
ARGE-Faaliyetlerine tahsisi edilen bütçe ödenekleri GSYIH´nin;
yaklaşık % 085 iken bu oran
teknoloji üreten, sanayileri gelişmiş, zengin ülkelerde bu oran % 3 lere varmaktadır.
Japonyada ve son 10 yıldır teknolojideki büyük
atılımlarla dünya pazarlarında ürünlerinden bahsettiren güney
Kore de ARGE harcamalarına ayrılan GSYIH ´in oranı % 3 leri geçmektedir. Türkiye, Türki
cumhuriyetlerinde ve diğer İslam ülkelerinde bu oran yok denecek
kadar azdır. (Şahin O, 2011, Bundesforschunsministerium, 2011, WEB, EU, Forschung., 2011, WEB)
İnsan faktörü ve devlet yönetimi faktörü yüksek öğretimde kalite
değerini belirlemektedir. Türkiyede öğrencilerin ve akademik
personelin performansları yurt dışındakilerle
kıyaslandığında, dominant bir farkın
bulunmadığı tespit edilmektedir. (Orta, lise eğitiminden
sonra yurt dışında yüksek öğrenimini ve doktorasını
tamamlayan, uzun yıllar birçok farklı işte, kurumda
çalışan, biri olarak bu gelişmeleri yerinde ve en iyi
gözleyenlerden biri olarak ta bu gibi tespitlerime varıyorum). Hatta insan
faktöründe özveri, azim, özgüven, girişimcilik,
yaratıcılık, iletişim potansiyellerin
akademisyenlerimizde, Türkiye
üniversitelerinde çok daha yüksek olduğunu savunuyorum. İspati için
ülkemizde varlık gösteremeyen öğrenci ve akademisyenlerimizin, hatta
sıradan işçi birçok vatandaşımızın çok zor
koşullar altında yurtdışında
sağladıkları başarıları gösterilebilir.