YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDA, ÜNİVERSİTELERİMİZİN

BÜTÇEDE ÜÇÜNCÜ KAYNAK ARAYIŞLARI

 

-         21. Yüzyılda üniversitelerimiz kaliteli eğitim-öğretim paralelinde

bilgi, teknoloji üreten, geliştiren satan, piyasaya innovativ mal ve hizmet üretimi sunan

bacalı, bacasız fabrikalar olmak zorunlugundadırlar .-

 

 

Özet

Devlet üniversiteleri mevcut alt yapı imkânları ve ayrılan devlet bütçe ödenekleri ile ancak öğretim ağırlıklı faaliyetleri zar zor, büyük bir özveri ile sürdürebilmektedirler. Ülkenin geleceğini, güvenliğini, refahını olumlu yönde şekillendiren üniversitelerimize devlet bütçesinden gerekli kaynak sağlanmalıdır. Öğrenci harçlarından, aidatlarından, kiralardan, işletmelerden, satışlardan ve benzerlerinde sağlanan kurum içi gelirleri sınırlı kalmaktadır. Bu kaynakların yanında kurum dışı üçüncü partnerden, yani paydaşlardan , ulusal ve uluslararası proje pazarlarından da kaynak arayışına gidilmelidir. Üniversitelerimiz yurt içi ve yurt dışı serbest piyasaya innovativ endüstriyel mal ve hizmet üretimi sunmaları ile büyük gelirler sağlayabilirler. Örneğin, Berlin teknik Üniversitesi, Almanya; 2010 yılında 265 Mio. Euro devlet ödeneği yanında, ulusal ve uluslararası proje pazarından 145 Mio. Euro sağlamıştır.  21. Yüzyılda üniversitelerimiz kaliteli eğitim-öğretim paralelinde bilgi, teknoloji üreten, geliştiren satan, piyasaya innovativ mal ve hizmet üretimi sunan bacalı, bacasız fabrikalar olmak zorunlugundadırlar.

 

Anahtar Kelimeler: Üniversite, Üçüncü Partner, Proje pazarları, Kaynak, Gelirler, Bütçe,

 

GİRİŞ

 

Üniversitelerimize olan toplumsal beklentiler özellikle endüstriyel istekler artmaktadır. Toplumun, endüstrinin ihtiyacı olan kaliteli, bilgili elemanlarının üniversitelerimizden yetiştirilmesi isteklerin başında gelmektedir. Son yıllarda daha da önem kazanan endüstriyel taleplerden biri de, ülkenin, bölgenin yararına bilimsel faaliyetler sürdürmeleridir, yeni teknolojiler geliştirmeleridir.  İşverenler haklı olarak kendilerine para kazandıracak üniversitelerle, akademisyenlerle ve üniversite mezunları ile çalışmak isterler. Bunun içinde; mesleki sorunlarında çözümler üreten, yol gösteren, teknoloji üreten, gelişmelerine katkı sağlayan, iyi bir danışmanlık hizmeti veren, onlar adına araştıran, geliştiren, projeler üreten saygın, güvenilir, önyargısız vizyonu ve misyonu olan kurumlar arzu etmektedirler. (Özden, 2010, Özden 2005) Kendilerinden iki de bir bağış talep ederek rahatsız eden kurumlar olarak görmek istemezler.  Şekil 1, de gösterildiği gibi üniversitelerimiz ülkenin, bulundukları bölgenin çok fonksiyonlu, (ekonomik, kültürel gelişmenin, kaynaşmanın, entegrasyonun,..) gelişmenin motorudurlar, zenginleşmenin bir vasıtasıdırlar. (Özden, 2011) Bir mal Hizmet üretim sistemi şeklinde düşünüldüğünde girdiler; insan, bilgi ve para, materyal dır. Sistem çıktıları ise; geliştirilmiş, motive edilmiş insan, yönlendirilmiş bilgi ve katlanmış paradır. Sistemde bilgi ve insani motive ederek para kazanma, ek kaynak yaratma günümüzde ön planda çıkmaktadır.

 

 

 

Şekil 1. Üniversitelerimizde mal-hizmet üretim sistemi şeması

 

Maalesef üniversitelerimizde süre gelen zihniyet, hantallık ve uygulamalardan yoksun, teorik ağırlıklı bilgilerle çok sayıdaki bu taleplerin beklentilerin karşılanması imkânsızdır. Ulusal ve uluslararası düzeylerde ki üniversitelerin ve araştırma merkezlerin kendi aralarında artan rekabet koşulları da üniversitelerimizde yapısal ve yönetimsel düzenlemeleri, reformları beraberinde getirmektedir. Bu konu  “ Üniversitelerimizde Eğitim, Öğretim Ve Bilimsel ARGE-Faaliyetlerinde Kalite- Güvence Tespiti“başlıklı diğer bir makalemde ele alınmıştır. (Özden 2011). Burada da belirtmekte yarar vardır! Yapılması düşünülen reformların bir bütün içersinde alınması halinde arzu edilen sonuçlara, iyileştirmelere ulaşılabilir.  Sistem bütünü içerisinde kısmi iyileştirmeler ya da uygulamalar bazen yarardan çok zararda olabilmektedir Bu reform bütünü içersinde üniversitelerimizde bütçe iyileştirme arayışları da yer almalıdır. Örneğin, öğretim ve bilimsel faaliyetlerin kalite güvencesi yükseltilmesi hedeflenirken, üniversitelerimizde çalışan akademik personelin memnuniyet faktörü, maaş ve ücretleri de bu bütün içersinde performans prensibine göre değerlendirilmelidir. (Özden 2011). Akademik personelin en azından ayın sonunu nasıl getireceğim, mesleki bir kitabin parasını nasıl ödeyebileceğim, sağlık masraflarını nasıl karşılayabileceğim diye kara, kara düşünmemelidir. Her ay kredi kartı hesap cetvelini görünce morali sıfırlanmamalıdır.  Kurum dışı, mesai dışında ek iş-gelir peşinde olmamalıdır. Nedense bu gibi gerçekler kamuoyunun gündemine getirilmekten, tartışılmasından utanç duyuluyor!. Utanması gereken birileri varsa doçent, yardımcı doçent, araştırma görevlileri statüsünde çalışan bizler, akademik personel değil, bizlerin haklarını korumaktan, dile getirmekten aciz, beceriksiz, ilgisiz yönetimlerdir, kurumlardır, siyasilerdir.  Buna tepkisiz kalan toplumdur. Türkiye´de üniversitelerimizde tıptaki öğretim üyeleri ve bazı kesimler hariç, öğretim üyeleri; özellikle yardımcı doçentler araştırma ve öğretim görevlileri yarı aç,  yarı tok,  borç içinde yaşamağa mahkum edilmişlerdir. Üniversiteden aldığı maaşla ayın sonunu getiremeyenlerden biri de benim, hala cepten, daha evvelki birikimlerden yiyorum. Günümüzde, yardımcı doçentler, araştırma ve öğretim görevlileri iş güvencesi olmadan ana bilim dalı ve veya, bölüm başkanının,  dekanın, müdürün, yada rektörlüğün insafına bağlı olarak çalıştırılmağa, sömürülmeğe, kullanılmağa mecbur bırakılmışlardır. (Özden 2011). (Hayır, abartılmıyor, örnekler mevcut)  

 

Batılı Üniversitelerin ve akademik personelin performansı ile Türkiye’dekilerin performansı karşılaştırılırken oradaki olanaklarla bizlerin olanakları hiç dikkate alınmıyor. Dünyada en iyi 500 üniversite sıralamasında Türkiye üniversitelerinin yer almamasını eleştirirlerken, nedenleri hakkında durulmuyor.  O ülkelerde bilime verilen değeri, desteği ve oradaki olanakları hakkında bilgi verilmiyor.  Üniversite yönetimleri, YÖK gerçekten, samimi, dürüst ve başarılı olsalar ilk evvel kendi kurumlarında çalışanlarının, üniversitelerdeki akademik personelin bunca yıl insani, özlük haklarını savunurlardı en azından  erozyona uğratmazlardı. (Özden 2011) Bazı olumsuz koşullarda rağmen, üniversitelerimizde çok değerli, nitelikli bilim adamları mevcut olduğu da unutulmamalıdır. Bu kurumlar bu özverili insanlar sayesinde hale ayakta ve işler haldedirler.  

 

Bildiride, yüksek öğretim kurumlarında, üniversitelerde; eğitim, öğretim ve bilimsel ARGE faaliyetlerinin kalite güvence süreçlerinde, sistem bütününde bütçenin, bütçe kaynaklarının önemine kısaca değinilmektedir. Yurt içi ve yurt dışı serbest piyasadan ve Avrupa Birliği Proje pazarından mal ve hizmet üretimi, projeleri ile kaynak sağlama imkanları üzerinde durulmaktadır. Üçüncü partnerden kaynak yaratma olanakları ve ilgili öneriler tartışmaya sunulmaktadır. Yüksek öğretim kurumalarında tabii ki üçüncü kaynaktan yararlanmayı belirleyen faktörler vardır. Kurumun altyapısı, kalite güvence değeri belirleyicidir. Tanıtım faaliyetleri, ilişkiler, girişimcilik, menajerlik gibi etkenlerinde dikkate alınması gerekiyor.

 

ÜNİVERSİTELERİMİZDE MALİ BÜTÇEDE GELİR VE GİDERLER

      

Üniversitelerimizin mevcut bütçe gelir ve giderleri Tablo 1, Tablo 2 ve Tablo 3 örnek olarak verilmektedir. (Maliye Bakanlığı, WEB). Ege Üniversitesine ait bütçe gelirler giderler, Tablo 3 değerleri diğer üniversiteler için de geçerlidir. Değişen sadece karşılarındaki miktarlarıdır.  Genelde üniversitelerin öğrenci sayılarına ve bulundukları bölgelere göre devlet ödenekleri belirlenmektedir. (Hatice Dayar H.,  Bakırtaş I.,  (2011)).  Tablo 1 Yıllara göre artan devlet ve vakıf üniversite sayıları ve devlet ödenekleri örnek olarak gösterilmektedir. Ayni Tablo içinde % olarak GSYIH ve toplam bütçe oranları genel bir fikir edilmesi için verilmektedir. Devletin üniversitelere bütçe ödenekleri oranları ve ARGE ye ayrılan ödenek oranları, sanayisi gelişmiş zengin devletlerle örneğin, Almanya, Japonya, ABD, ve güney Kore ile karşılaştırıldığında hayli düşük olduğu tespit edilmektedir. Tablo 1 deki  Devlet ödenekleri içinde YÖK ´ün de masrafları dâhildir. Üniversitelerin devletten aldıkları ödenekler, yardımlar en büyük gelir payını teşkil etmektedir. Tablo 3,  Ege üniversitesinin bütçe ödenekleri kaynağından alınan tabloda, öğrenci harçları, aidatlar, kira gelirleri, konuk evleri, işletme satış gelirleri ve hibe, bağış gibi diğer kurum içi gelirlerin miktarı sınırlı kaldığı görülmektedir.

 

Tablo 1. Yıllara göre devlet ve vakıf üniversiteleri sayıları ve devlet ödenekleri

 

Yıllar

Devlet Üni.

Vakıf Üni.

* Devlet Ödeneği, TL

GSYIH

%

Toplam Bütçe %

2005

53

24

5.218.467

% 0,80

% 3,34

2006

68

25

5.846.823

% 0,77

% 3,34

2007

85

30

6.586.692

% 0,78

% 3,21

2008

94

36

7.318.285

% 0,77

% 3,29

2009

94

45

8.772.719

% 0,92

% 3,35

2010

102

54

9.355.457

% 0,85

% 3,26

2011

104

62

11.503.927

% 0,95

% 3,68

 

Tablo 2. Üniversitelere göre devlet bütçe ödenekleri, (Maliye Bakanl.).

 

Üniversiteler

Bütçe ödenekleri

İstanbul Üniversitesi

588 835 000 TL

Hacettepe Üniversitesi

449 046 000 TL

Ankara Üniversitesi

438 475 000 TL

Marmara Üniversitesi

283 888 000 TL

İstanbul Teknik Üniv.

271 437 000 TL

Gazi Üniversitesi

400 491500 TL

Fırat Üniversitesi

169 336 000 TL

Siirt Üniversitesi

033 364 000 TL

 

Üniversitelerin bütçe gelirleri Şekil 2´de şematik olarak gösterilmektedir. Kurum dışı gelirlerin başında devletin ödenekleri gelmektedir. Daha sonra Endüstriden ve diğer kurumlardan elde edilen bağış seklinde gelirler de önemli yer tutmaktadırlar. Proje pazarından elde edilen gelirler çoğunluk üniversitelerimizde yok denecek kadar azdır. Bünyelerinde TIP fakültesi ve dişçilik fakültesi bulunduran üniversitelerimiz ek kaynak açısından daha şanslı sayılmaktadırlar. Üniversite bütçe harcamalarının  neredeyse tamamı personel giderlerine ayrılmaktadır. Kısacası üniversitelerimiz özellikle devlet üniversiteleri mevcut mali bütçeleri ile ancak eğitim öğretim amaçlı faaliyetleri zar zor sürdürebilme şansına sahiptirler.

 

Türkiye’deki yüksek öğretim kurumlarında sürdürülen eğitim ve bilimsel çalışmalar her kesin hayrınadır, ülkenin yararına olduğu  ve her kes tarafından desteklenmesi gerekir. Bu konuda şüphesiz çoğunluk hemfikirdir. Daha kaliteli eğitim, öğretim ve ARGE-faaliyetlerinin teşviki ve daha fazla gence, geleceği olabilen yüksek öğrenim imkânı için bütçeden daha fazla pay ayrılması gerekiyor. Üniversitelerimize ek kaynak için  bilim vergisi, fonlar oluşturulabilir. Ve veya şans oyunları, iletişim gelirlerinden belli bir oranla üniversitelerimizin bütçeleri desteklenebilir. Kesintilerin ülkede yararlı bir alanda kullanacağını düşünerek memnuniyetle destek verecektir.

 

Tablo 3. Gelirler, Ege Üniversitesi, (Maliye Bakanl.).

 

 

Türkiye’nin bir çok alanda gelir potansiyeli yüksektir, birçok olanağa da sahiptir. Sadece ülkenin kaynakları belli kriterlere göre öncelikli olarak yerinde değerlendirilmiyor ve adil paylaştırılmıyor. Bir taraftan Üniversite personeline, yeni kadrolar ve alt yapı için para yok deniliyor, diğer taraftan devlet yönetimin harcamalarına ve bazı kurumlar için acılan ve alınan her yıl on binlerce personel kadrolarına bakın!  Ve bunların maaş ve ücretlerini bizim üniversite personeli ile karsılaştırın.  Devletin su an yeni on binlerce asker ve polislere, imamlara mı ihtiyacı var? Şu an üniversitelerimizde on binlerce araştırma ve öğretim elemanlarına ihtiyacı olduğunu ben savunuyorum?  Üniversitelere, bilim araştırma merkezlerine yapılacak istihdam ülke ekonomisine, vatandaşlara olumlu yansıyacaktır. Türkiye’nin zaten yarım milyona yakın hazır askeri, yüz binlerce polisi ve yüz binlerce imam ordusu var. Bu kurumların ekonomik katma değerleri sıfırdır, tüketicidirler. Devletin belli güçlü kurumlarına, yani polise, askere, imamlara, yargı mensuplarına ve yönetim yanlısı belli kesimlere; - her türlü olanak, bol keseden tahsis edilirken,  - onlara özel haklar tanınırken, - polisler askerlikten muaf tutulurken, - ücretlerine, maaşlarına ve özlük haklarına iyileştirmeleri yapılırken, - Polis ve özel ordu için on binlerce yeni kadro oluşturulurken, v.d.  hepsine kaynak bulunurken; üniversitelere kaynak ayrılmamasının tek nedeni sizce nedir? Sorunun cevabi için sizde biraz düşünün! 

 

 

 

Şekil 2.  Üniversitelerimizde toplam bütçe gelirlerin şematik bir sınıflandırılması

 

 

Burada diğer önemli bir konunun hatırlatılmasında yarar vardır.     Ülkenin vergi gelirlerinden ve diğer kaynaklardan sağlanan gelirlerden üniversitelere daha fazla ödenek talep edilirken, diğer taraftan da üniversite bütçesinde gereksiz israflardan, kaçınılmalıdır. Ayrılan paranın, kaynakların  öğretim ve bilimsel ARGE amaçlı kullanılmasına özen gösterilmelidir. Maalesef bu alanda da görevi suiistimaller gözlenmektedir., lüks gösterişli gereksiz yerlerde (örneğin lüks makam arabalarında, lüks konuk evlerinde, getirisi olmayan seyahatlerde, davetiyelerde v.b.) kaynakların carcur edildiği görülmektedir.  Daha farklı örnekleri, devlet üniversitelerinin, yüksek okulların ismini vermeden burada dile getirmek istiyorum. Devletin vergileriyle, sanayicilerin bağışlarıyla alınan makine laboratuarları, yıllardır bodrum katlarında çürümeğe terk edildiği üniversitelerimiz, enstitülerimiz mevcut. Yada dünya bankasından karşılanan bazı araç ve gereçlerin, laboratuarların kullanılmasından aciz üniversitelerimiz de, yüksek okullarımızda mevcut. Süs gibi gelen ziyaretçilere gösteriliyor. Dedikodu değil gerçek vukuatlar maalesef. Kısaca, halkın vergileri ve ülke kaynakları ile faaliyet gösteren üniversiteler kamuoyuna faaliyetlerinin, harcamalarının her kuruşun hesabını istenmeden dahi vermelidirler, kamuoyunun bilgisine sunmalıdırlar.    

 

Devlet üniversitelere başka nerelerden kaynak bulabilir sorusuna, daha farklı bir önerinin değerlendirilmesinde yarar vardır. Reel-fayda değeri olmayan YÖK ve TÜBİTAK´ ta ki pek çok birimin ve TÜBITAKA bağlı birçok teknoloji-Araştırma-Enstitülerin mevcut üniversitelere entegre edilmesi daha akıllıcadır. Bence YÖK, TÜBİTAK yerine Batı Avrupa Ülkelerinde olduğu gibi (Almanya´da “Forschungsministerium”)  Bilim-Teknoloji Bakanlığının kurulması daha yararlı olur. (Özden 2010). Benim araştırmalarıma göre Dünyanın hiç bir yerinde Türkiye’deki YÖK gibi bir kuruluşa rastlamadım. Dünyanın pek çok ülkesinde üniversitelerdeki çalışmaları, faaliyetleri denetleyen, üniversitelerarası koordinasyonu sağlayan sınırlı sorumlu kuruluşlar mevcut, fakat Türkiye’deki YÖK´ün güç ve mali ve personel boyutunda değildirler.

 

 

Şekil 3 Berlin Teknik üniversitesinde devlet ödenekleri ve üçüncü bütçeden mal hizmet üretimi projelerinden elde edilen gelirler(TU-Berlin, Newsportal, 2011)

 

 

BÜTÇEDE ÜÇÜNCÜ KAYNAK ARAYIŞLARI

 

Devletten de beklenen bütçe kaynakları sınırlı kalmaktadır. Diğer taraftan artan üniversite sayıları ile bütçedeki paylar, dilimler de küçülmektedir. Ekonomik krizlerde bunun sıkıntısı daha belirgin ortaya çıkmaktadır. Şekil 2´de şematik şekilde gösterilen bütçe gelirlerinden gelişmeye acık, karlı potansiyeli olan Inovativ mal ve hizmet üretimidir. Üniversitelerimiz kurum dışı üçüncü partnerden, yani paydaşlardan da kaynak arayışına gitmelidirler. Yurt içi ve yurt dışı serbest piyasaya innovativ endüstriyel mal ve hizmet üretimi ile kaynak sağlanabilinmektedir. Yerli ve yabancı partnerlerle işbirliğine gidilerek proje üreterek dünya proje pazarlarından da, özellikle Avrupa Birliği Proje pazarından da küçümsenmeyen gelirler elde etme imkanları bulunmaktadır. Şekil 3  te, Berlin Teknik Üniversitesinin yurt içi  ve yurt dışı projelerden kazandığı gelirler yıllara göre gösterilmektedir. (TU-Berlin, 2-3/11) Almanya’da da ekonomik kriz nedeniyle üniversitelere olan bütçe ödeneklerinde bir azalma gözlenmektedir. 2005 te yaklaşık 280 Mio. Euro olan devlet ödeneği 2009 ekonomik krizde 251 Mio. Euro’ya, 2010 yılında 265 Mio. Euro’ya düşmüştür. Bu bütçe açığı,  proje pazarından fazlasıyla telafi edildiği görülmektedir. 2005 te 69.3 Mio. Euro olan üçüncü kaynak geliri, 2010 yılında % 110 artarak rekor seviyeye; 145 Mio. Euro ya ulaşmıştır. Bu üçüncü bütçe proje gelirleri ile ilk etapta Üniversiteye 2660 kişiye istihdam sağlanmıştır. TU-Berlin 2000 ve 2002 yıllarında misafir bilim adamı olarak bulunduğum sürelerde, üniversite bünyesinde kademeli şekilde uzunca bir süreye yayılan bir reforma, yenilenmeğe gidilmiştir. Bu süre zarfında Üniversite çalışanların, öğrencilerin reformlar konusunda düşünceleri, önerileri alınmıştır ve kurullarca bizdeki gibi sözde değil, özde değerlendirilmiştir, uygulanmıştır! Proje alamayan bölümler enstitüler, bilim dalları ve enstitülerin bir kısmı kapatılmıştır. Fakülteler yeniden yapılandırılmıştır. Bazıları da basarili enstitülere, fakültelere entegre edilmiştir. Yakın gelecekte önem taşıyacak yeni bölümler, bilim dalları, yeni ARGE merkezleri üniversite bünyesinde kurulmuştur. Diğer bir faaliyet ise; yurt dışı ve sanayi deneyimli, başarılı, çok genç akademisyenleri fakültelerin, enstitülerin, bilim dalların başına getirdiler. Birçok genç hocanın TU-Berlin den mezun olmadığını, Berlin dışından seçildikleri de gözlenmektedir.

 

 

Bir başka gelişmenin iyi bir örneğini burada kısaca vermek istiyorum. TU-Berlin´de beraber çalıştığım bir enstitü başkanı, alanında çok bilgili ve iyi öğretmesine rağmen enstitüye doğru dürüst proje alamıyordu, ek gelir, kaynak kazandıramıyordu. Bu nedenle de üçüncü kaynaktan çalıştıracak personeli dahi yoktu. Reform çalışmaları sırasında enstitüsü kapatılarak bilim dalı statüsünde diğer bir enstitüye entegre edildi ve kendisi bir süre sonra emekliye ayrıldı.. Yerine dışarıdan gelen genç bilim dalı başkanı bölüme canlılık getirdi ve çok kısa sürede kuruma yaklaşık 3 milyon Euro değerinde bir çok proje kazandırdı. Üçüncü kaynak proje gelirlerinden 30 yakın personel ve doktora öğrencisi çalıştırmaya başladı. Laboratuara yeni makineler, araç gereçler kazandırdı.  Benim bir yüksek lisans ve bir doktora öğrencimde orada yürütülen projelerden tezlerini hazırlama fırsatını bu sayede bulmuşlardır. 

İnanmayacaksınız! sözü edilen bilim dalı başkanı, Ankara ve Eskişehir´deki Türk firmalarla temas kurarak olası işbirliği ortak projeler için Türkiye´ye dahi gelmiştir. Geçenlerde Darmstadt Teknik Üniversitesinden bir bilim dalı başkanı da olası işbirliği, ortak proje çalışmaları için İzmirli bazı sanayicilerle görüşmeğe gelmiştir. Kısaca, kurum dışı proje pazarından pay almak için üniversitenin, bölümün de buna elverişli altyapısı hazırlanmalıdır.  Tanıtım, girişkenlik planlı takım çalışmasının da bulunması gerekiyor. TU-Berlin deki bu örnek;  üniversitelerimizce değerlendirilmelidir diye düşünüyorum.

 

 

Bütçede üçüncü parterden mal ve hizmet üretimi ile gelir- kaynak arayışlarında üniversite bünyelerinde yer alacak sanayi destekli, işbirlikli bölgesel ARGE-Bilim araştırma merkezlerin, teknoparkların önemi göz ardı edilmemelidir. En azından teknoparklarda endüstriyel temsilcilerin birer irtibat büroları, müşterek ARGE laboratuarları bulunmalıdır. Bu teknoparklarda çalışması ile ilgili (Hi-tech) iş yeri açmak ve geliştirmek isteyen yüksek lisans ve doktora öğrencilerine gerekli mali ve teknik destek belli bir süre içinde verilmelidir.  Teknoparklar günümüzde bazı kesimlerce devletin teşviklerinden gelir elde etmek, daha zengin olmak yada krizi atlatmak için görülmektedirler, Soyso-ekonomik katma değeri olmayan göstermelik projelere para harcanmaktadır, vakit öldürülmektedir. Al gülüm, ver gülüm ve ahbap-çavuş ilişkilerine göre projelerin değerlendirildiğinin dedikodusu yapılmaktadır. (Örnek, ispat diye sormayın! Dağıtılan projeleri;  iştah kabartan savunma projelerini araştırabilirsiniz!) Farklı bir örnek; Batıda lazer silahların geliştirilmesi, yaygınlaştırılması üzerine yoğunlukla bilimsel projeler desteklenirken, bizim savunma projelerine her yıl ödenen milyonlarca dolar projelerin içeriklerine ve çıktılarına bakın. Batıda, Almanya´da 2000 yıllarından beri konvansiyonel kaynak yöntemleri ile ilgili araştırma projelerine sıcak bakılmazken, destek verilmezken, lazer konulu üretim yöntemleri, lazer kaynağı gibi projeler tercih ve tevsik edilirken; bizde tam tersi bir uygulamaya şahit oluyorsunuz. 2004 yılında hazırladığım bir lazer kaynağı konulu bir DPT projesi, ve Üniversite bünyesine lazer ARGE merkezinin kurulması önerim değerlendirmeğe dahi layık görülmemiştir, işleme dahi alınmamıştır. Halbuki bu araştırma merkezi ile üniversitemiz kendine ek gelir sağlayacağı gibi bölgesinde de lazer teknolojisinin yayılmasına öncülük edebilirdi.  

 

 

ÜÇÜNCÜ PARTNERDEN OLASI GELİR KAYNAKLARI

 

Üniversitelerimizin mali bütçe üçüncü partnerden olası gelir kaynakları neler olabilir sorusuna cevap olarak önerilerin, önem sırası dikkate alınmadan bir sıralanması:

 

1.      Kurum dışı, endüstri danışmanlık hizmetleri,

2.      Kurum dışı, endüstriye yönelik eğitim, öğretim amaçlı, sertifikalı kurslar, benzeri etkinlikler

3.      Kurum dışı, endüstriye yönelik teknoloji transferleri

4.      Kurum dışı, endüstriye yönelik yurt içi ve yurt dişi projeler sunmak, yönlendirmek

5.      Kurum dışı, endüstriye yönelik yurt içi ve yurt dişi ortak projeler üretmek

6.      Endüstriye yönelik yurtiçi ve yurtdışı mal ve hizmet üretim sistemlerinde kısmi iyileştirmeler sağlamak,

7.      Endüstriye yönelik yurt içi ve yurt dişi mal ve hizmet üretim sistemlerinin modernleştirmelerine katkı sağlamak,

8.      Endüstriye yönelik yurt içi ve yurt dişi mal ve hizmet üretim sistemlerinin karşılaşılan kronik sorularına alternatif pratik çözümler sunmak,

9.      Endüstriye yönelik yurt içi ve yurt dişi mal ve hizmet üretimi için yeni iş imkânları önermek, yeni firmaların açılmasına teknik destek vermek, belli bir süre desteklemek ve denetlemek

10.  Kurum dışı, endüstri ağırlıklı proje tevsiklerinden yararlanma, ortak projeler önermek

11.  Uluslararası proje pazarında kısa sürede paraya çevrilebilen projeler üretmek, olası alıcılara, firmalara ilgililere projeleri tanıtmak, pazarlamak v.b.

12.  Kurum dışı endüstriyel mal ve hizmet üretiminde, sistemde karşılaşılan problemlere çözümler önermek

13.  Kurum dışı endüstriyel mal ve hizmet üretiminde çalışan teknik personelin, mühendislerin eğitimlerini takviye etmek,

14.  Ulusal ve uluslararası geri kalmış bölgelere kalkındırma projeleri hazırlamak, iş, aş imkana sağlayacak fabrikaların atölye tipi is yerlerinin kurulmasına alternatif öneriler, projeler teklif etmek. İlgili teknik eğitimleri dahil etmek

15.  Kalkınmakta olan üçüncü dünya ülkelerine gelişmelerine katkı sağlayacak projeler hazırlayarak dünya bankasının desteği altında hayata geçirmek

16.  Gelecekte olası sorunlara, örneğin enerji sorunlarına alternatif çözümler üretmek,

17.  Yerli üretimi tevsik edici sistemler geliştirmek, ilgili projeleri hazırlayıp ilgililere sunmak.

18.  Merak uyandıran, al benisi olan, yada uçuk sıra dışı projeleri zenginler için hazırlayıp satışa sunmak

19.  Ulusal yada uluslararası mal ve hizmet üretim ihalelerine yurtiçi ve yurtdışı firmalarla, finansörlerle ortak projeler hazırlayıp sunmak, pay almak

20.  Ulusal ve uluslararası mal ve hizmet üretiminde güvenilir, tarafsız, önyargısız, kaliteli analizler, değerlendirmeler, kontroller yapmak, sertifikalaştırma gibi hizmetleri yaygınlaştırarak daha fazla gelir sağlamak

21.  Yurt içi firmaların gelişmelerine katkı sağlayacak, rekabet güçlerini artıracak mevcut teknolojileri iyileştirme ve veya yeni teknolojiler üretmek

22.  Yurt içi işletmelerle katma değerleri yüksek olan ortak ARGE projeleri yürütmek

23.  Endüstriye yönelik yurt içi ve yurt dişi mal ve hizmet üretim sistemleri, makineleri, yazılım programları, işlevler geliştirmek ve  piyasaya satışa sunmak

24.  Avrupa birliği proje pazarından aktüel konular üzerine ortak projeler üreterek pay almak

25.  Endüstriye yönelik yurt içi ve yurt dişi patent ve benzeri sunmak, (patent gelirleri)

 

Ulusal ve uluslararası proje pazarından eğilim: Kısa sürede paraya çevrilebilen, çok para kazandıran uygulamalı bilimsel ARGE faaliyetleridir. Zaman alıcı, masraflı temel bilimsel araştırmalardan sanayici finansör kaçınmaktadır. Üniversiteler yurt içi ve yurtdışı üçüncü bütçe kaynak gelirlerinden daha fazla pay alabilmek için, endüstriden, diğer devlet kurumlarından kendilerine müracaat edilmesini beklememelidirler. Tam aksine üniversiteler yurt dışı ve yurt içi endüstriyellerin, firmaların, diğer kurumların ve kuruluşların ayağına gitmelidirler. Proje önerileri için kapılarını bizzat kendileri çalmalıdırlar, ortak is teklifinde bulunmalıdırlar. Burunlarından kil aldırmayan, suya sabuna dokunmayan havali ağır profesörler yerine, her kesi muhatap alan, her kesle diyalogu olabilen, endüstriyel bağlantıları olabilen, koşturan, bölümüne proje aldıran profesörlere üniversitelerimizin ihtiyacı vardır.  Özellikle, rektörler, dekanlar, müdürler, başkanlar demokratik seçilirlerken, atamaları yapılırken bu kriterler dikkate alınmalıdır. 

 

 

SONUÇLAR

 

ü  Üniversitelerimize olan toplumsal beklentilere özellikle endüstriyel isteklere karşılık verebilmek için üniversitelerimizde yapısal ve yönetimsel bazı iyileştirmelere gereksim vardır, akademik personelin memnuniyeti kriteri gözerdi edilmemelidir, bütçe gelirlerin artırılması burada söz konusu olmaktadır. Devlet ödeneklerinin artırılması yönünde cabalar yanında üniversiteye ayrılan kaynakların, diğer gelirlerin öğretim ve bilimsel ARGE faaliyetleri için harcanmalıdır, gereksiz harcamalardan kaçınılmalıdır.

 

ü  Devlet ödenekleri ve kısıtlı kurum içi gelirler dışında, üniversitelerimiz kurum dışı üçüncü partnerden, yani paydaşlardan , ulusal ve uluslararası proje pazarlarından da kaynak arayışına gitmelidir. Yurt içi ve yurt dışı serbest piyasaya innovativ endüstriyel mal ve hizmet üretimi sunmaları ile büyük gelirler sağlayabilirler. Kısa sürede paraya çevrilebilen, çok para kazandıran uygulamalı bilimsel ARGE faaliyetleri öncelikli olmalıdır. Üniversitelerimizin mali bütçe üçüncü partnerden olası gelir kaynakları, bazı öneriler önem sırası dikkate alınmadan bir sıralanmıştır.

 

ü  Üniversiteler yurt dışı ve yurt içi endüstriyellerin, firmaların, diğer kurumların ve kuruluşların ayağına gitmelidirler. Mal hizmet ürünleri, proje önerileri için kapılarını bizzat kendileri çalmalıdırlar, ortak is teklifinde bulunmalıdırlar. Ve en önemlisi benim eksik bulduğum; üniversiteler, fakülte ve veya bölüm bazında yurtiçi ve yurtdışı üçüncü partnerden bütçe gelir kaynaklarını proje ihalelerini devamlı takip, tespit edebilen, ilgili kurumlarla irtibat sağlayabilen, bu gelişmelerden bölümleri, bilim dallarını haber eden, olası proje müracaatları planlayan, koordine eden, yönlendiren,  v.b. para kaynaklarını bir birim oluşturmalıdır.

 

ü  Üçüncü paydaştan kaynak yaratmak için proje üretme yanında kurumun proje yürütme alt yapı imkânları, gerekli laboratuarları, güvenilir ekipmanları bulunmalıdır ve bunlar sürekli yenilenmelidir. Endüstri ile oluşturulacak teknoparklarda teorik ve pratik bilgileri uygulamalara yönlendirilerek kısa sürede ürün, hizmetlerde yenilikler, iyileştirmeler ortaya konulacağı şüphesizdir. Üniversitelerimizin boş alanları, arazileri bu yönde değerlendirilmelidir.

 

ü  21. YÜZYILDA TÜRKİYE´DE ÜNİVERSİTELERİMİZ KALİTELİ EĞİTİM-ÖĞRETİM PARALELİNDE BİLGİ, TEKNOLOJİ ÜRETEN, GELİŞTİREN SATAN, PİYASAYA İNNOVATİV MAL VE HİZMET ÜRETİMİ SUNAN BACALI, BACASIZ FABRİKALAR OLMA ZORUNLULUĞUNDADIRLAR,

 

 

REFERANSLAR

 

1.      Hatice Dayar H.,  Bakırtaş I.,  (2011) Analitik Bütçe Sınıflandırmasının Yapısı Ve Bir Uygulama Örneği: Dumlupınar Üniversitesi Bütçesi,  Inter.

2.      Maliye Bakanlığı, (2011). Bütçe Gelirleri Giderleri, Bakanlığı, yükseköğretim hizmetleri daire Başkanlığı, www.bumko.gov.tr/TR/Genel/,

3.      Özden H.,  (2005). What and haow should theengineer candiadates in the futur for theier carriers. 34.th. intern. Engin. Edu. Symp.  IGIP,  Istanbul

4.      Özden H., (2001). Makine Mühendisliği Eğitim-Öğretimde Kalite Değerlendirme Tabloları, Mak. Müh. Eğitimi Sempozyumu,. TMMOB, Makine   Mühendisleri Odası, İstanbul Şubesi,

6    Özden H., (2010). YÖK, Üniversitelerde gerekli bazı reformlar,

      http://www.dr-husso.com/makale/makale14

7.      Özden H., (2011). Üniversitelerin Ve Akademik Personelin Sorunlarının Kamuoyuna, Siyasi  Gündemine Daha Etkin Getirilmesinde Üniversite Yönetimlerinin Pasifliği, İlgisizliği..  http://www.dr-husso.com/makale/makale226

8.      Özden H., (2011).  Üniversitelerimizde Eğitim, Öğretim Ve Bilimsel ARGE-Faaliyetlerinde Kalite- Güvence Tespiti, yayınlanmamış çalışma

9.      Şahin O., (2011). Kamu Harcamaları içinde Üniversiteler ve Araştırma Bütçelerinin Durumu maliye Bakanlığı, yükseköğretim hizmetleri daire Başkanlığı

10.  TU-Berlin, (2011). Die Hochschulzeitung der Techischen Üniversität Berlin, 2-3/11, Newsportal, Berlin