..

………………………

 

………………………………..

 

Konu: ………………………………………………………..

 

E-mailleriniz için teşekkürler.

 

Belirli kişilerin bildiri metinlerinin kabul edileceğini ta işin başında bildirilseydi, bildiri metinlerini hazırlamak için boşuna zaman harcamazdım,  muhatap da olmazdım. Bu tür bilimsel etkinliklerde daha dikkatli olmağa karar verdim,  bildiri özetin kabulüyle birlikte bildirinin kabulü de kesinleşmediği takdirde bildiri metinlerini göndermeyeceğim.  Bu tür etkinliklerde ethik dışı uygulamalara da rastlanılmaktadır, kabul edilmeyen bildiriler daha sonra birileri tarafından yeni baştan derlenerek, oradaki fikir ve düşünceler  kendilerine mal edilmektedirler. Bazı editörler sırf bu nedenle bildiri, dergi makaleleri projelerini olumsuz değerlendiriyorlar. Bu tür sahtekârlıkların, suiistimallerin örnekleri mevcuttur. İsterseniz ,   “YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDA, BÜTÇEDE ÜÇÜNCÜ KAYNAK ARAYIŞLARI”   ve “ÜNİVERSİTELERİMİZDE EĞİTİM, ÖĞRETİM VE BİLİMSEL ARGE-FAALİYETLERİNDE  KALİTE- GÜVENCE TESPİTİ BOLOGNNA SÜRECI”, makalelerini ileride çıkacak olan makalelerle karşılaştırın. Olmaz demeyin! Eskiden, yurt dışından yüksek lisans, doktora tezlerini getirtip, çeviri bürolarında Türkçeye çevirip unvan sahipleri olduktan sonra …  (Abartmıyorum, bu tür suiistimallere bizzat Ankara ´da bir Tercüme bürosunda gözlerimle tanık olmuştum )

 

Bildiri metinlerinin değerlendirilmesinden sonra kesin kabuller belirlenecekse, o zaman bu uygulamaya göre bildiri metinlerini değerlendirenlerinde isimleri ve raporları bildiriyi gönderenlere yollanılmalıdır.   (bir kaç yıl evvel yine bir uluslar arası katılımlı bir kongreye bir bildiri göndermiştim.  Kabul edilmeyen bu bildiri makalesinden hemen sonra,  biraz inat olsun diye de iki SCI yurt dişi makalesi çıkartmıştım.  Çok sonra karşı taraftan birilileri vasıtasıyla bildirilerin nasıl ahbap-çavuş iliksilerine göre değerlendirildiğini öğrenince de, bu kadarına da pes doğrusu diye söylendim!

 

Türkiye de yüksek öğretim kurumları ile ilgili çok ciddi sorunlar vardır. Bu sorunlar, olumsuzluklar, keyfi uygulamalar, görevi suiistimaller, büyük mağduriyetler,  eğitim- öğretim bilimsel faaliyetler de kalite düşüklüğü v.b. korkulmadan, utanılmadan, çekilmeden özellikle YÖK´ün de katıldığı toplantılarda dile getirilmesi, tartışılması gerekiyor.  YÖK´ olduğu bir toplantıda özellikle gündeme getirilmeyen bazı sorunları getirmeyi bu nedenle çok arzulamıştım. Hazırladığım bildiri metinlerini www.dr-huso.com   internet sitemde, makaleler sayfasında yayınladım.  Bu kabul edilmeyen makaleleri de ilgili kişi ve kurumlara da yolluyorum.

Sizlere gönderdiğim bildiri makalelerinde gözden kaçan  fakat 15 20 dakikalık sürede düzeltilebilecek gözden kaçan yazım hataları mevcuttu maalesef, bu hatlarda genelde alman klavyesini kullanma alışkanlığımdan ortaya çıkıyor.  

Hakemlerin bildirileri değerlendirme raporlarını isimsiz dahi olsa gönderirseniz memnun olurum.

 

Saygılar

 h. ozden

 İzmir, 3.5.2011

 

 

 

  

image001

image001

I. Bir profesör ile bir doçent tutuklandı 6 Şubat 2007 09:46

II. Üniversitede doçent profesörü dövdü…   ( Bir makalemde bu habere yer vermiştim, ITÜ´ Gemi İnşaatı ve Denizbilimleri Jüri üyeleri hakkımda bizleri tehdit ediyor diye suç duyurusunda bulunarak, soruşturma açtırdılar. Nedense kendilerinin keyfi raporların değerlendirilmesi istemim dikkate dahi alınmamıştır.  Öylede böylede  kendileri de hayır etmiyor, ..)

     

 Ahmet BAYRAK DHA
      MUĞLA Üniversitesi

III.  Profesör Doçenti dövdü iddiası

ERZURUM / DHA

Erzurum Atatürk Üniversitesinde görevli Prof. Dr.

IV. Hocalar nasıl hoca oluyor, öğrt. grv. nasıl seçiliyor, asistan nasıl hocanın kültablasını boşaltıyor, nasıl saçma sapan tezler hazırlanıyor, nasıl ordan burdan bilgiler ve tezler çalınıp "benim" deniyor? Hatta geçen ayki ODTÜ, MERSİN, KONYA Üniversitelerindeki çalıntı tez olayını duymuşsunuzdur. Bu adamlar hoca olacak PEHHHH. Asıl acı olan nedir biliyor musunuz KONYA daki olay 2 yıl önce olmuş ve tezi çalınan hoca matematik bölümü başkanını ve hırsız asistanı şikayet etmiş ama şikayetçiyi yani bilgisi çalınan kadın hocayı il dışına sürmüşler ders vermemişler ve "ee senin dersin yok o zaman seni okuldan atacağız" demişler hocayı atmışlar kocasınıda aynı şekilde ki adam prof bir ilçeye sürmüşler sonra karı koca konya rektörünü mahkemeye vermişler ve kazanmışlar davayı ama Kadın hocaya hala ders vermiyorlarmış. Şimdi düşünün Üniversiteler bilim yuvası filan değil DALLAS gibi DALLAs

V. Sayıştay'ın yaptığı denetimlerde bazı yolsuzluklar tespit edilen Erciyes Üniversitesi, çarpıcı iddialarla çalkalanıyor. Üniversitede iki akademisyenin sahte evraklarla kadroya alındığı, rektör tarafından usulsüz atamalar yapıldığı ve bir çok ihalede karşılaşılan yolsuzluk iddiaları, üniversitede gerilime yol açtı. Veteriner….

 

…………………….

 

Devamı için;

www.dr-husso.com web sitesi makaleler sayfasına bakın,

http://www.dr-husu.com\makale\makale85.htm

 

……………….

Bana da ulasan bir e-mail;

 

Isminin verilmesini istemeyen bir yazar tarafindan gonderilmistir.

 

 

**-*-*-

Sayın Ilgili


Son düzeltmeleri yaparak tekrar gönderiyorum. İsmim çıkmadan dilediğiniz yerde yayınlayabilirsiniz. Umarım akademisyenler arasında bir bilinçlendirmeye vesile olur.

 

SADOMAZO ÜNİVERSİTESİ

Konfüçyüs'ün "Elmas nasıl yontulmadan mükemmelleşmezse, insan da acı çekmeden olgunlaşmazmantığından hareketle, ülkemizin mistik doğusunda yeni kurulan üniversitemize yani medrese, tekke, zaviye veya çilehanemize mobbinge dayanıklı her düzeyde mazoşist veya sadomazoşist akademisyenler alınacaktır. İlgilenenlerin aşağıdaki koşulları sağladıklarını doğrulamaları önemle rica olunur. Mülakat sınavı doğrudan rektörümüz yani kralımız, sadist diktatörümüz, şeyhimiz veya mürşidimiz tarafından yapılacaktır. Krallığını kaybetme hastalığına yani parayonasına tutulan Paranoyak Kralımız pohpohlanmaktan hoşlanır ve "sen çok yaşa" denilmesinden büyük keyif alır.

(a) Araştırma Görevlisi: Araştırma Görevlisi yani derviş veya mürid adayları erkek veya kadın olabilir ancak YL veya doktoraları bitinceye kadar sürekli gözetim altında tutulurlar, vatandaşlarla görüşmelerine izin verilmez, yarı yarı tok boğaz tokluğuna çalışırlar, evlenmelerine izin verilmez ve asla şikayet etmezler. Bu süre zarfında her türlü mobbinge, aşağılanmaya, tacize, eziyete, hakarete, çileye, yokluğa, kamera ve hafiyelerle izlenilmeye katlanarak başarılı olmak zorundadırlar. Başarılı olamayanların başka üniversitelere başvuru yapmaları ömür boyu engellenir.

(b) Yardımcı Doçent: Kurum dışından başvuran Yardımcı Doçent adayları (a) şıkkındaki mobbing işlemlerinden geçmemişse oryantasyona tabi tutularak intibakları yapılır. Vatandaşlarla görüşmelerine izin verilmez, evlenmeleri özel izne tabidir. Doçentler ve Profesörler tarafından mükemmelleştirme amacıyla sıklıkla mobbinge maruz bırakılırlar.

(c) Doçent:  Mükemmelleştirme amacıyla Profesörler tarafından sıklıkla mobbinge maruz bırakılırlar. Asla şikayet etmezler. Nefs-i Emmâre, Nefs-i Levvâme, Nefs-i Mülhime, Nefs-i Mutmainne, Nefs-i Râdiyye, Nefs-i Mardıyye ve Nefs-i Kâmile olarak sıralanan Nefs-in yedi mertebesinden Nefs-i Mutmainne derecesinden aşağı düşmemeleri için gerekli riyazetleri terketmezler.

(d) Profesör: Krala en yakın bu kadro hem mazoşist ve hem de sadist olmak zorundadır. Kraldan izinsiz sadece lavaboya gidebilirler. Mükemmelleştirme amacıyla Kral tarafından sıklıkla mobbinge maruz bırakılırlar. Asla şikayet etmezler.  Aynı zamanda Sadomazo Tarikatının en kıdemli üyeleridirler. Bunların en dayanıklıları yani sadık ve tam zombileştirilenleri idari görevlerde, dekan veya kralın yardımcıları yapılırlar. Dekan veya Kral yardımcılarının haysiyetleri kelp kadar bile değildir ve nefis terbiyesi bakımından kelplerle günaşırı aynı kaptan yemek zorundadırlar. Günün belirli saatlerinde Paranoyak Kralı pohpohlama ve "Kralım çok yaşa" demeleri görevleri icabıdır.